Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6129 E. 2023/4028 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına manevi tazminat ödenmesine karar verilip verilemeyeceği hususunda Hukuk Genel Kurulu'nda direnme kararı verilmesi üzerine oluşan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemece, davalı erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve tanık beyanlarının da bunu desteklediği gözetilerek manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği değerlendirilerek direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3349 E., 2023/719 K.

KARAR : Direnme

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kısmen onanmasına ve kısmen bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya karşı direnme kararı verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalının düzenli bir işte çalışmadığını, eşine yalanlar söylediğini, eşinden habersiz borçlandığını, evin maddî sorumluluğundan kaçındığını, eve bakmadığını, eşine hakaret edip fiziksel şiddet uyguladığını, ortak konutu terk ettiğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyet halkkının tarafına verilmesine, ortak çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 25.05.2021 tarihli ve 2020/384 Esas, 2021/306 Karar Karar sayılı kararıyla; taraflar arasında boşanmayı gerektirecek davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunmadığını kabul ederek ispatlanamayan davanın reddine karar vermiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 01.04.2022 tarihli ve 2021/1538 Esas, 2022/722 Karar sayılı kararıyla; davacı kadın tanıklarının yeminli beyanlarında erkeğin evi terk ettiği, ailesine karşı ilgisiz olduğu, kadın eşin annesinin evin giderleri yönünden kadına maddî destek sağladığı, ayrılık sürecinde davacı ve ortak çocuğu arayıp sormadığı, evin geçim giderlerini yeterince üstlenmediği için tanık olarak dinlenen kadının dayısı ...'nın da zaman zaman para vermek durumunda kaldığı, aynı zamanda erkeğin kadına evlilik sürecinde sözel ve fiziksel şiddet uyguladığı, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, dosya kapsamında kadına atfedilerek ispatlanmış bir kusur bulunmadığı, bu halde, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu, olayların akışı karşısında davacı kadının dava açmakta haklı olduğu, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın kanunen mümkün görülmemesine göre boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddinin doğru bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunu kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, babayla kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık 300,00 TL tedbir ve aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tamamı yönünden temyiz etmiştir.

2.Dairenin 03.11.2022 tarihli ve 2022/5853 Esas, 2022/8815 Karar sayılı kararıyla; Bölge Adliye Mahkemesince, erkeğin kabul edilen ve gerçekleşen kusurlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği gerekçesiyle davacı kadın lehine manevî tazminata karar verilmiş ise de; davalı erkeğe yüklenen kusurlu davranışların kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmeyeceği, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen manevî tazminatın koşullarının somut olayda davacı kadın lehine gerçekleşmediği, o halde, davacı kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilecek yerde, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya konu edilen kararının gerekçe kısmında; "Dosya kapsamı ve toplanan deliller ile tanık beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı tanıklarının yeminli beyanlarında davalı tarafın evi terk ettiği, ailesine karşı ilgisiz olduğu, kadın eşin annesinin evin giderleri yönünden davacı kadına maddî destek sağladığı, ayrılık sürecinde davacı ve ortak çocuğu arayıp sormadığı, evin geçim giderlerini yeterince üstlenmediği için tanık olarak dinlenen davacının dayısı ...'nın da zaman zaman para vermek durumunda kaldığı, aynı zamanda davalının kadın eşe evlilik sürecinde sözel ve fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmıştır. Boşanmaya neden olan olaylarda erkek eş tam kusurludur. Dosya kapsamında kadın eşe atfedilerek ispatlanmış bir kusur bulunmamakla birlikte TMK'nın 174/2. maddesi gereğince boşanmaya neden olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf kusurlu olan taraftan manevî tazminat talep edebileceğinden, kusur durumu, davalının kusurlu davranışının niteliği, evlilik süresi, tarafların sosyo ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek davacı kadın eş yararına 25.000,00 TL manevî tazminatın da davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir." şeklinde gerekçeye yer verildiğini, dosya kapsamı, yeminli tanık beyanları ve gerçekleşen kusur durumuna göre davacı kadın yönünden 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen manevî tazminatın koşullarının oluşmadığı sonucuna varmanın mümkün görülmediğini, bozmaya konu edilen kararında hükme esas alınan tanık beyanlarının görgüye dayalı olduğunu, davalının kusurlarının sürekli olduğunu, tanık beyanlarının bir biriyle örtüştüğünü, bu tanık beyanlarının aksine dosyada her hangi bir delil de bulunmadığının anlaşılması üzerine tanık beyanlarına itibar edildiğini, bu tanık beyanlarına göre davacının evlilik süresince davalının fiziksel ve sözlü şiddetine maruz kaldığını, kaldı ki Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 20.02.2019 tarih, 2017/2489 Esas, 2019/1468 Karar sayılı içtihatında davacının davalı tarafından komşularının yardımlarıyla geçinecek şekilde terk edilmesinin ve komşularının davacıya katkıda bulunmasının davacının kişilik haklarının ihlali niteliğinde olması manevî tazminat gerektirdiğinin kabul edildiğini belirterek direnme kararı verilmiş ve kadın lehine 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadının tam kusurlu olduğunu, iddialarını ispatlayamadığını, davanın reddi kararının doğru iken Bölge Adliye Mahkemesince kabul kararı verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek; hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Temyiz edilmeksizin veya bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyecek olup, uyuşmazlık, kadın yararına manevî tazminata karar verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci, 371 inci ve 373 üncü maddeleri, 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin son fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yeniden yapılan incelemede;

Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazının yeniden incelenmesi mümkün bulunmadığının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 373 üncü maddesinin beşinci fıkraları uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.