Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6425 E. 2023/4491 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma ilamından sonra yapılan yargılamada, daha önce onanarak kesinleşen tedbir nafakası miktarının yeniden belirlenip belirlenemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma kararı ile tazminat ve iştirak nafakası miktarı bozulmuş, ancak tedbir nafakası miktarı onanarak kesinleşmiş ve usuli kazanılmış hak niteliği kazanmış olduğundan, mahkemenin bozma sonrası yargılamada tedbir nafakası miktarını artırarak hüküm kurması usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/7 E., 2023/26 K.

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile işirak nafakası miktarının az olduğu gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu yönlerden kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu hükümlerin onanmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve tedbir nafeakası, iştirak nafakası ve tazminatlar yönünden hüküm kurulmuştur.

İlk Derece Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek lehine 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu olduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek tarafların öncelikle zina hukuki sebebiyle olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.250,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakalara ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın lehine 350.000,00 TL maddî ve 350.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 15.10.2019 tarihli ve 2017/331 Esas, 2019/669 Karar sayılı kararıyla; kadının, ayrılığa sebep son olayda arkadaşları ile buluştuktan sonra eve gelen erkeği eve almadığı, erkeğin ise son olayda kadına şiddet uyguladığı, sadakate aykırı ve güven sarsıcı şekilde başka kadınlarla telefon görüşmelerinin olduğu, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, kadının zina iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle kadının zinaya dayalı boşanma davasının reddine, asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar lehine ayrı ayrı 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, belirlenen nafakanın TÜFE oranında kendiliğinden artırılmasına, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları oluştuğundan kadın yararına 75.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası talebi ile erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- davalı erkek vekili tarafından kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, erkeğin tazminat taleplerinin reddi, velâyet, çocuklar için hükmedilen nafakalar yönünden; davalı- davacı kadın vekili tarafından erkeğin boşanma davasının kabulü, kendisinin zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, tazminatların ve çocuklar için hükmedilen nafakaların miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 23.05.2022 tarihli ve2020/601 Esas, 2022/1042 Karar sayılı kararıyla; kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- davalı erkek vekili kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet ve tazminatların reddi yönünden; davalı- davacı kadın vekili ise erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, zinaya dayalı davasının reddi, tazminatların ve nafakaların miktarı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 08.12.2022 tarihli ve 2022/7410 Esas, 2022/10233 Karar sayılı kararıyla; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğuna, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, ortak çocukların ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası miktarının az olduğuna, bu yönlerden Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının belirtilen yönlerden bozulmasına, bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların ekonomik ve sosyal durumları göz önüne alınarak dava tarihinden geçerli olmak üzere her bir çocuk için takdir edilen ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir nafakasının bu karar tarihinden itibaren geçerli olmak üzere her bir çocuk için ayrı ayrı aylık 1.250,00 TL' ye çıkartılmasına, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra bu miktar nafakanın iştirak nafakası olarak devamına, takdir edilen iştirak nafakasının boşanma kararı kesinleşmesinden bir yıl sonra başlamak üzere TÜİK tarafından açıklanan TÜFE oranında arttırılarak uygulanmasına, boşanmaya sebep olaylarda karşılıklı kusur durumları, ekonomik ve sosyal durumları göz önüne alınarak, boşanmak ile kadının beklenen ve mevcut menfaatleri zarara uğradığından, boşanmaya sebep olaylarda kişilik hakları saldırıya uğradığından kadın lehine 125.000,00 TL maddî ve 125.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının kusurlu olduğunu, erkek lehine tazminatlara hükmedilmesi gerekirken kadın lehine tazminatlara hükmedilmesinin hatalı olduğunu, nafakaların ve tazminatların miktarının çok yüksek olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı- davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; maddî ve manevî tazminat ile nafaka miktarlarının düşük olduğunu, nafakaların geçmişe dönük olarak karar tarihinden önce artırılmamasının hatalı olduğunu, ıslah dilekçesinin dikkate alınmadığını, nafakalara artış oranının ÜFE yerine TÜFE yazılmasının hatalı olduğunu ileri sürerek; nafakaların ve tazminatların miktarı, nafakaya uygulanan artış oranı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarının dosya kapsamına ve bozmanın amacına uygun olup olmadığı, bozma kararından sonra tahkikata ilişkin işlem yapılmadığı halde kadın vekili tarafından verilen ıslah dilekçesinin dikkate alınıp alınamayacağı, kesinleşen yönler hakkında yeniden hüküm kurulup kurulamayacağı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 177 nci maddesinin ikinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 174 üncü ve 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla davalı-davacı kadın vekilinin tüm, davacı- davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut uyuşmazlıkta İlk Derece Mahkemesinin 15.10.2019 tarihli ve 2017/331 Esas, 2019/669 Karar sayılı ilamı ile ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş, Dairemizin 08.12.2020 tarihli kararıyla hüküm tazminatların ve iştirak nafakasının miktarı yönünden bozulmuş, bozmanın kapsamı dışında kalan tedbir nafakası yönünden ise hüküm onanarak kesinleşmiştir. Bu nedenle ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakalarının miktarı yönünden davacı- davalı erkek yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Mahkemece, bozma sonrası verilen son kararda usuli kazanılmış hak gözetilmeksizin son karar tarihinden itibaren tedbir nafakalarının da artırılarak hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakalarının miktarı yönünden BOZULMASINA,

2. Davacı- davalı erkek vekilinin sair, davalı- davacı kadın vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,

Peşin harcın istek halinde yatıran...'e iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,04.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.