Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6434 E. 2023/4422 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma ilamına uyularak verilen karara karşı yapılan temyizde, edinilmiş mal karinesinin aksinin ispat yükü, taraflar adına açılan ortak banka hesabındaki hisselerin kişisel mal olup olmadığı ve kişisel mal denkleştirmesi hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin, taşınmazların annesi tarafından bedelsiz olarak bağışlandığını ispatladığı ve bozma ilamına uygun olarak ortak hesaptaki paranın kişisel mal denkleştirmesinin yapıldığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/511 E., 2023/222 K.

KARAR : Asıl dava: Ret-Karar verilmesine yer olmadığınaBirleşen dava: Kısmen kabul kısmen ret-Karar verilmesine yer olmadığına

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen katkı payı ve katılma alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl dava yönünden kesinleşen yönlerden karar verilmesine yer olmadığına ve reddine, birleşen dava yönünden de kesinleşen yönlerden karar verilmesine yer olmadığına ve kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı ... kadın vekili ve davalı-davacı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. ... kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; tarafların evlilik birliği içerisinde edindikleri davalı-davacı adına kayıtlı 2613 parsel, 2775 parsel, 942 parsel 3 nolu bağımsız bölüm, 2813 ada 10 parsel 23 nolu bağımsız bölüm ile ... plaka aracın olduğunu, bu malların edinilmesinde müvekkilinin çalışarak kazandığı para ve miras kalan mallarının gelirleri ile katkısının bulunduğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili lehine katkı payına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2. ... kadın vekili 12.06.2017 tarihli dilekçesinde; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2613 parsel yönünden 103.505,99 TL, 2775 parsel yönünden 9.777,23 TL, 942 parsel 3 nolu bağımsız bölüm yönünden 34.656,00 TL, 2813 ada 10 parsel 23 nolu bağımsız bölüm yönünden 156.918,66 TL, ... plakalı araç yönünden 14.500,00 TL olmak üzere toplam 319.357,88 TL alacağın katkı payı yönünden dava, katılma alacağı yönünden karar tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

3. ... kadın birleşen dava yönünden cevap dilekçesi sunmamıştır.

II. CEVAP

1. Davalı-davacı erkek cevap dilekçesinde; aracı kendi kazancı ile aldığını, 2613 ve 2775 parsel sayılı taşınmazların aslında annesine ait olduğunu, annesine para ödemediğini, annesinin çocukların zeytin dikmesi için taşınmaz verdiğini, diğer taşınmazlara da davacı-davalının katkısının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek birleşen dava dilekçesinde; davacı-davalının öğretmen, kendisinin avukat olduğunu, gelirinin davacı-davalıdan fazla olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kendi imkanları ile alınıp ... adına 1/2 pay tesisi yapılan 2804 ada 1 parsel 15 nolu bağımsız bölüm, 1155 ada 6 parsel 13 nolu bağımsız bölümün 1/2 hissesi ile ... plakalı aracın mülkiyetinin kendi adına tescilini, tescil olanağının oluşmaması hâlinde yaptığı katkıların yasal faizi ile birlikte tarafına ödenmesini, tarafına ait bulunan mevduat hesaplarının alacak miktarının tespiti ile bu alacaklar yönünden bankalarca uygulanacak en yüksek mevduat faiz oranı ile tarafına ödenmesini, evlilik birliği içerisinde davacı-davalının iktisap ettiği taşınmazlar bakımından da katkı payının yasal faizi ile tarafına ödenmesini talep ve dava etmiştir.

3. Davalı-davacı erkek 20.06.2017 tarihli dilekçesinde; katkı payı ve katılma alacaklarına 14.12.2009 tarihinden geçerli faiz oranıyla davayı ıslah ettiklerini ve talep miktarını artırdıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 63.211,79 TL alacağın tahsilini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin 26.10.2017 tarih ve 2008/129 Esas, 2017/1807 Karar sayılı kararı ile, asıl dava yönünden yapılan incelemede; tasfiye konusu 942 parsel 3 nolu bağımsız bölümün mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiği, ... kadının evlilik tarihinden itibaren öğretmen olarak düzenli ve sürekli çalıştığı ve gelir elde ettiği anlaşılmasına ve yerleşik içtihatlara göre evlilik süresince çalışarak gelir elde eden eşin diğer eşin edindiği mal varlığına çalışarak elde ettiği gelirinden yapması muhtemel tasarruf ile katkıda bulunduğu, tarafların dosyada mevcut gelir bilgilerine nazaran denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 18.05.2016 tarihli hesap bilirkişisi raporunda belirlendiği üzere ... kadının bu taşınmazın alımına % 57,76 oranında katkı sağladığı, taşınmazın dava tarihinde belirlenen 60.000,00 TL değerine nazaran ... kadının bu taşınmaz nedeniyle katkı alacağının 60.000,00 x 0,5776 = 34.656,00 TL olduğu; asıl davada tasfiye konusu 2813 ada 10 parsel 23 nolu bağımsız bölümün, 2613 parsel sayılı tarla nitelikli taşınmazın ile 2775 parsel sayı tarla nitelikli taşınmazın ve ... plakalı aracın edinilmiş mallara katılma rejiminin yürürlükte olduğu dönemde davalı-davacı tarafından edinildiği, davalı-davacının 2813 ada 10 parsel 23 nolu bağımsız bölümün kişisel malı olduğunu, ... plakalı aracın ise kredi kullanmak suretiyle alındığını ve kredi ödemelerini ayrılık tarihinden sonra yaptığını ileri sürdüğü, belirtilen taşınmazın kişisel malı olduğunu kanıtlayamadığı gibi aracın alımına ilişkin sunulan banka kayıtlarından taraflar arasındaki mal rejiminin sona erdiği 28.11.2007 tarihinden sonra yapılmış bir kredi ödemesinin tespit edilemediği, bu taşınmaz ve aracın değerinin yarısı üzerinden davacı-davalının hak sahibi olacağı, bu durumda ... kadının 2813 ada 10 parsel 23 nolu bağımsız bölümün 2017 yılına güncellenen değeri olan 313.837,33 TL, 06 AT 6944 plakalı aracın karar tarihine en yakın sürüm değeri olan 29.000,00 TL'nin tamamı artık değer kabul edilerek, 2813 ada 10 parsel 23 nolu bağımsız bölüm nedeniyle katılma alacağının 156.918,66 TL, 06 AT 6944 plakalı araç nedeniyle katılma alacağının 14.500,00 TL olduğu; asıl davada tasfiye konusu 2613 parsel sayılı taşınmaz ile 2775 parsel sayılı taşınmazın davalı-davacının bu taşınmazların kişisel mal olduğunu savunduğu, davalı-davacının annesi adına kayıtlı mirasen intikal ettiği anlaşılan taşınmaz hisselerinin miktarına nazaran davalı-davacıya devrettiği davaya konu taşınmaz hisselerinin vasfı da nazara alınarak bedel karşılığı devrettiğinin somut olayın özelliğine ve hayatın doğal akışına uygun bulunmaması karşısında davalı-davacının bu taşınmazlar yönünden savunmasına itibar edilmekle bu taşınmazların davalı-davacının annesi tarafından karşılıksız olarak devredildiği ve kişisel mal olduğu kabul edilerek bu taşınmazlar yönünden katılma alacağının reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; asıl davanın kısmen kabulü ile, 942 parsel 3 nolu bağımsız bölüm nedeniyle 34.656,00 TL katkı payı alacağı, 2813 ada 10 parsel 23 nolu bağımsız bölüm nedeniyle 156.918,66 TL katılma alacağı, 06 AT 6944 plakalı araç nedeniyle 14.500,00 TL katılma alacağı olmak üzere toplam 206.074,66 TL'nin 34.656,00 TL'lik kısmına dava tarihinden, 171.418,66 TL'lik kısmına karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine; 2613 ve 2775 parsel sayılı taşınmazlar yönünden talebinin reddine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, birleşen dava yönünden yapılan incelemede ise, mal ayrılığı rejiminin yürürlükte olduğu dönemde ... adına edinilen 06 ROV 42 plakalı araç yönünden tarafların araç bedelinin tamamen kendileri tarafından ödendiğine ilişkin iddia ve savunmalarının kanıtlanamadığı, bu durumda davalı-davacı erkeğin bu aracın alımına çalışarak elde ettiği gelirden yapması muhtemel tasarruf ile katkıda bulunduğunun kabulü gerektiği, dosyada mevcut gelir bilgilerine nazaran denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 13.03.2017 tarihli hesap bilirkişisi raporunda belirlendiği üzere davalı-davalcı erkeğin bu aracın alımına % 34,04 oranında katkı sağladığı, aracın birleşen dava tarihinde belirlenen 17.500,00 TL değerine nazaran davalı-davacı erkeğin bu araç nedeniyle katkı alacağının 17.500,00 x 0,3404 = 5.957,00 TL olduğu; davalı-davacının banka hesabındaki birikim üzerindeki alacak talebi yönünden mevcut banka kayıtlarından tarafların T.İmar Bankası nezdinde edinilmiş mallara katılma rejiminin başladığı 01.01.2002 tarihinde 1/2 paydaş oldukları ortak hesaplarında toplam 188.851,29 TL birikimlerinin bulunduğu, 01.01.2002 tarihinden önce var olan bu mevcut ortak birikimin 1/2'sinin faiz ve sair gelirlerinin tarafların kişisel mal varlığından edinilmiş mal varlığı kesimine intikal ettiği, davacı-davalının 10.05.2006 tarihinde T.C. Ziraat Bankası Yukarı Ayrancı Şubesindeki toplam birikimi 20.483,73 TL ile T.C. Ziraat Bankası Başkent Şubesindeki toplam 60.282,55 TL birikimini çekerek hesaplarını kapattığı, T.İmar Bankası hazine bonosu yatırım işlemi nedeniyle banka nezdinde bulunan ortak hesaptan 256.337,89 TL'nin 08.10.2007 tarihinde davacı-davalının hesabına gönderildiği, bilâhare davalı-davacının hissesine düşen 128.168,94 TL birikimin de 10.10.2007 tarihinde tekrar T.İmar Bankası hesabına gönderildiği, davacı-davalıya ait 128.168,94 TL birikimin şube nezdindeki hesabında bulunduğu anlaşılması karşısında; davacı-davalının daha önce red kararı ile sonuçlanan boşanma davasının devam ettiği süreçte 10.05.2006 tarihinde kapattığı hesaplarından çektiği toplam 80.766,28 TL'nin mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı 28.11.2007 tarihine kadar tüketilmesinin mümkün olmaması nedeniyle bu miktar ile boşanma davasından yaklaşık bir ay öncesinde mevcut olduğu anlaşılan 128.168,94 TL birikiminin tasfiye hesabına dahil edilmesinin gerektiği, bu bağlamda; tasfiye hesabına dahil edilen 80.766,28 TL + 128.168,94 TL = 208,935,22 TL'den 01.01.2202 tarihine kadar mevcut birikimi olup kişisel malvarlığı kesiminde kalan 94.425,64 TL'nin mahsubu sonucu kalan 114.509,58 TL'nin tamamı artık değer olarak kabul edilerek davalı-davacının artık değere katılma alacağının 114.509,58 TL/2 = 57.254,79 TL olduğu; 1155 ada 6 parsel 13 nolu mesken nitelikli taşınmazın 21.05.1990 tarihinde, 2804 ada 1 parsel 15 nolu bağımsız bölümün 09.06.1998 tarihinde satış işleminden 1/2'şer paylı olarak taraflar adına tescil edildiği, mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen serbest irade ile eşit olarak paylaşılan bu taşınmazlar üzerinde fedakarlığın denkleştirilmesi ve hakkaniyet ilkesi nazara alındığında ... adına kayıtlı hisseler üzerinde katkı alacağının kabulünün uygun olmadığı ve reddi gerektiği gerekçesiyle; birleşen davanın kısmen kabulü ile, 06 ROV 42 plakalı araç nedeniyle 5.957,00 TL katkı payı alacağı, banka hesaplarındaki birikimi nedeniyle 57.254,79 TL katılma alacağı olmak üzere toplam 63.211,79 TL'nin 5.957,00 TL'lik kısmına birleşen dava tarihinden 57.254,79 TL'lik kısmına karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline; 2804 ada 1 parsel 15 nolu bağımsız bölüm ve 1155 ada 6 parsel 13 nolu bağımsız bölüm yönünden taleplerinin reddine karar verilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesinin 13.06.2018 tarih ve 2008/129 Esas, 2017/1807 Karar sayılı ek kararı ile, davalı-davacının kesin süre içerisinde eksik nispi istinaf karar ve ilam harcını yatırmadığından istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... kadın vekili, ek karara karşı süresi içinde davalı-davacı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 05.11.2020 tarih ve 2018/1581 Esas, 2020/862 Karar sayılı kararı ile, kararın ve ek kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, ... kadın vekili ile davalı-davacı erkeğin başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... kadın vekili ile davalı-davacı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 13.06.2022 tarih ve 2022/3443 Esas, 2022/56298802 Karar sayılı kararı ile, asıl davada tasfiye konusu 2613 ve 2775 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; somut olayda, Mahkemece tasfiye konusu 2613 ve 2775 parsel sayılı taşınmazların kişisel mal olduğu, ... kadının edinilmiş mal olduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle işbu taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verildiği, tasfiye konusu 2613 parsel sayılı taşınmazın 245/875 hissesi ve 2775 parsel sayılı taşınmazın 1/6 hissesinin davalı-davacı erkeğin annesi adına kayıtlı iken 17.08.2005 tarihinde edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde davalı-davacı erkek adına satın alındığından, kanuni karine gereğince edinilmiş mal olup aksinin ispat külfetinin davalı-davacı erkekte olduğu, Mahkemece, taşınmazların kişisel mal olduğuna yönelik ispat külfetinin davalı-davacı erkekte olmasına rağmen, hatalı değerlendirme ile ispat külfetinin ... kadında olduğunun kabul edilerek karar verilmesi hatalı olduğu; birleşen davada tasfiye konusu ... kadının Ziraat Bankası hesabına İmar Bankasından devredilen miktara yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde, somut olayda, Mahkemece tasfiyeye konu banka hesabının edinilmiş mal kabul edilerek katılma alacağının kabulüne karar verildiği, İmar Bankasından gelen yazı cevabına göre, taraflar adına ortak hesap olarak açılan hesaplarda bulunan paraların tarafların Ziraat Bankasındaki bireysel hesaplarına her bir mudinin hesabına olacak şekilde 16.01.2004 tarihinde 53.310,64 TL ve 16.735,74 TL, 15.10.2007 tarihinde 128.168,94 TL yattığı, Ziraat Bankası hesabında bulunan 128.168,94 TL'nin İmar Bankasında açılan ortak hesaptan her bir mudinin hesabına devredilen miktar olduğu, her bir mudinin hesabına yatan miktar yönünden eşlerin serbest iradeleriyle paylaşım gerçekleştirdikleri, diğer bir deyişle, her bir payın o eşin kişisel mal grubuna terk edildiğinin kabul edilmesi gerektiği, Mahkemece ... kadının Ziraat Bankası hesabına İmar Bankasından aktarılan miktar yönünden kişisel mal denkleştirmesi yapılarak karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin de hatalı olduğu belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı erkeğin tüm, ... kadının bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının yersiz olduğu belirtilerek hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

1. İlk Derece Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, asıl dava yönünden; tasfiye konusu 2613 ve 2775 parsel sayılı hisseli taşınmazların tarla niteliğinde bulunduğu, taşınmazların davalı-davacı tarafından annesinden alındığı, davalı-davacının bu taşınmazları annesi tarafından bedelsiz olarak annesi tarafından bedelsiz olarak kendisine bağışlandığını ve kişisel mal olduğunu savunduğu, taşınmazların davalı-davacının annesine mirasen intikal eden taşınmaz hisselerinini miktarı ve taşınmazların vasfı nazara alınarak bedelsiz devredilmesinin somut olayın özelliği ve hayatın olağan akışına uygun bulunduğu, Yargıtayın yerleşmiş içtihatları doğrultusunda da mirasçılar arasında bu yöndeki tasarrufi işlemlerin fiili karine olarak bağış niteliğinde bulunduğu, tanık beyanları ile de işlemlerin bağış olduğunun anlaşıldığı; asıl davada tasfiye konusu 942 parsel 3 nolu bağımsız bölüm, 2813 ada 10 parsel 23 nolu bağımsız bölüm, ... plaka sayılı araç yönünden Mahkemece daha önce verilen karar kesinleşmiş bulunduğu gerekçesiyle asıl dava yönünden, tasfiye konusu 942 parsel 3 nolu bağımsız bölüm, 2813 ada 10 parsel 23 nolu bağımsız bölüm, ... plaka sayılı araç yönünden Mahkemece daha önce verilen karar kesinleştiğinden bu hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına; tasfiye konusu 2613 ve 2775 parsel sayılı taşınmazlardaki hisselere ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, birleşen dava yönünden; 18.05.2016 tarihli raporda yapılan açıklama ve tespitler çerçevesinde; ... tarafından mal rejimi sona ermeden önce ve taraflar arasındaki boşanma ile neticelenen uyuşmazlığın başladığı dönemde kişisel mal olarak ayrılan 128.164,94 TL'nin haricinde Ziraat Bankası hesaplarından toplam 80.766,28 TL çekildiği, tasfiye konusu 80.766,28 TL birikimden, kişisel mal kesiminde kalan 70.046,38 TL kısmı denkleştirilerek; artık değerin 80.766,28 TL - 70.046,38 TL = 10.719,90 TL, katılma alacağı miktarının 10.719,90/2=5.359.95 TL olduğu, bu hususun bilirkişi raporu ile tespit edildiği; birleşen davada tasfiye konusu ... plaka araç, 2804 ada 1 parsel 15 nolu bağımsız bölüm ve 1155 ada 6 parsel 13 nolu bağımsız bölüme yönünden Mahkemece daha önce verilen karar kesinleşmiş bulunduğu gerekçesiyle birleşen dava yönünden, tasfiye konusu ... plakalı araç, 2804 ada 1 parsel 15 nolu bağımsız bölüm ve 1155 ada 6 parsel 13 nolu bağımsız bölüm yönünden Mahkemece daha önce verilen karar kesinleştiğinden bu hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına; tasfiye konusu banka hesaplarında bulunan para yönünden 5.359,95 TL artık değere katılma alacağının davacı-davalıdan alınarak davalı-davacıya ödenmesine, hüküm altına alınan meblağa ilk hüküm karar tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... kadın vekili ve davalı-davacı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. ... kadın vekili temyiz dilekçesinde; asıl davada tasfiye konusu 2613 ve 2775 parsel sayılı taşınmaz yönünden bozma yapılmasına, Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen bozma gereği işlem yapılmadığını, işbu taşınmazlarla ilgili bozmaya uyulmasına rağmen önceki gibi karar verilerek direnildiğini ve ret kararı verildiğini, gerekçesinin olaya uygun olmadığını, bozma kararından sonra dosyaya muvafakatları ile kazandırılan hiçbir belge, bilgi ve delil olmamasına rağmen yine ret kararı verilmesinin hatalı olduğunu belirterek; asıl davada tasfiye konusu 2613 ve 2775 parsel sayılı taşınmazlar yönünden hükmün bozulmasına talep etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek temyiz dilekçesinde; birleşen davada tasfiye konusu banka hesabı yönünden kararın maddî gerçeklikle örtüşmediğini, davacı-davalının banka hesaplarının görme engelli olması nedeniyle ortak hesap şeklinde açıldığına ilişkin kesin ve inkar edilemez açıklamasını içeren yazılı beyanlarının dikkate alınmamasının hatalı olduğunu; banka hesabının kişisel gelirleri ile oluştuğunu, davacı-davalının boşanma davasından kısa süre önce hesaptaki paraları çektiğini, edinilmiş mallara katılma rejiminin olduğu dönemde paylaşma iradesinin oluşmadığını, 2813 ada 10 parsel sayılı taşınmazı ayrı yaşanılan dönemde alındığını, banka hesabında şahsına isabet eden para ile alındığını, işbu taşınmazda lehine kişisel mal denkleştirmesi yapılmadan alacağın hükmedilmesine rağmen ... kadın adına olan banka hesaplarında ... kadın lehine denkleştirme yapılmasının hatalı olduğunu belirterek davacı-davalının kötüniyetli olduğunu belirterek; birleşen davada tasfiye konusu banka hesabı yönünden hükmün bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gereği işlem yapılıp yapılmadığı, edinilmiş mal karinesinin aksinin ispatı ve ispat yükü, taraflar adına 1/2 şer hisseli olarak açılan banka hesabında her bir eşin hissesinin kişisel mal olup olmadığı ve kişisel mal denkleştirmesi, usuli kazanılmış hak noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 4721 sayılı Kanun'un 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Asıl dava yönünden yapılan incelemede; temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, 01.01.2002 tarihinden sonra davalı-davacı erkek adına edinilen taşınmazlar her ne kadar kanuni karine gereğince edinilmiş mal ise de, tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davalı-davacının taşınmaz hisselerinin karşılıksız verildiğini ispatladığı anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup ... kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

3. Birleşen dava yönünden yapılan incelemede; temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; davalı-davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.