Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6650 E. 2024/3258 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı erkeğin yasal temsilcisi tarafından açılan boşanma davasında, vasi tayininden sonra ayrıca husumete izin kararı alınması gerekip gerekmediği, taraf teşkilinin usulüne uygun olup olmadığı ve davalı kadının kusurlu olup olmadığı hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na uygun olduğu, delillerin takdirinde ve hukuki değerlendirmede bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, davalı kadının temyiz talebi reddedilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/639 E., 2023/1152 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esasatan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Balıkesir 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/554 E., 2023/22 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde; eşinin fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, çocukları ile görüşmesine, dışarı çıkmasına izin vermediğini, bilmediği ilaçlar içirdiğini, cep telefonu kullandırmadığını, kapıyı üzerinden kilitleyerek gidip akşam geldiğini, yalnız bıraktığını, malvarlığının kendisinin olduğunu söylediğini, senet imzalatılarak borçlandırıldığını, nüfus cüzdanı pasaport gibi eşyalarına el koyduğunu, bankadan parasının çekilmiş olduğunu, davalının amacının maddi menfaat elde etmek olduğunu, Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından yalnız bırakıldığının tespit edildiğini, içirilen ilaçların tespiti için hastaneye sevk edildiğini ve davalı hakkında uzaklaştırma kararı alındığını, davalının müvekkiline zarar verdiğinin açık olduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap ve cevaba cevap dilekçelerinde; davanın temsilci atanan Mehmet Erden' e verilen yetki ile açıldığını, oysa bu yetkinin ancak vasiye verilebileceğini, temsilciye verilen yetkinin kanuna aykırı olduğunu, davacının dava ehliyeti olmadığından dava şartının bulunmadığını, davacının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, davacının demans hastası ve %73 engelli olduğunu, akıl sağlığının yerinde olmadığından beyanlarına itibar edilemeyeceğini, müvekkilinin, akıl sağlığı yerinde olmayan davacıyı korumak için aldığı tedbirlerin boşanma sebebi sayılamayacağını, davacının çocuklarının mallarını ele geçirmeye çalıştığını, meselenin mal paylaşımı ve miras olduğunu, davacının karakoldaki ifadesinde, müvekkilinin hakaret ve tehdit etmediğini, darp uygulamadığının beyan edildiğini, yine raporda darp ve cebir izi bulunmadığının belirtildiğini, soruşturmanın ise takipsizlikle sonuçlandığını beyanla davanın reddine, müvekkili lehine 5.000,00 TL tedbir nafakasına, boşanmaya karar verilmesi halinde yoksulluk nafakası olarak devamına, müvekkili lehine 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 02.07.2019 tarih ve 2018/504 Esas, 2019/648 Karar sayılı kararı ile; davalının, davacı eşine ilgisiz olduğu, akrabaları ve arkadaşları ile dış dünyadan soyutladığı, davalının ise davacının kusurlu olduğuna dair iddialarını ispat edemediği, davacının evlilik birliğini devam ettirmekte hukuki ve kişisel bir faydasının kalmadığı, boşanmaya sebep olaylarda davalının tam kusurlu olduğunun anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, davalı lehine aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, davalının maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiş, karara karşı davalı kadın vekili, yasal temsilcinin boşanma davası açamayacağını, bu yetkinin vasiye verilebileceğini, taraf teşkilinin sağlanmadan yargılama yapılarak karar verildiğini, sözlü yargılama aşamasının usulsüz yapıldığını beyanla kusur belirlemesi, davanın kabulü ile boşanma hükmü yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesince, boşanma davasının vesayet davasından sonra açıldığı, Mahkemece vesayet davasının sonuçlanıp kesinleşmesi beklenerek, vesayet kararı kesinleştikten sonra davacı ile ilgili boşanma davası açılabilmesi için husumete izin alınması istenerek, vasi ya da vasi tarafından verilecek vekaletnameye istinaden vekili tarafından davaya devam edilmesi ve taraf teşkilinin usulüne uygun olarak sağlanması gerekirken vesayet davası sonucu beklenmeden yargılamaya devam edilerek karar verilmesinin yerinde olmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile davalının adli yardım ve istinaf talebinin kabulüne, diğer istinaf nedenleri bu aşamada incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesinin kararının tamamının kaldırılmasına, yukarıda tespit edilen hususlar doğrultusunda kesinleşen vesayet dosyası da nazara alınarak, davacı açısından husumete izin kararı alınıp taraf teşkili sağlanarak, dava dilekçesinin davalı tarafa tebliğinden itibaren dilekçeler teatisi tamamlanarak, ön inceleme, tahkikat ve sözlü yargılama duruşmaları yapılarak, tüm deliller birlikte değerlendirilip oluşacak sonuca göre karar verilmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, davacı eşine ilgisiz olduğu, hasta ve bakıma ihtiyacı olmasına rağmen ortak evin dış kapısı kilitli halde ev içinde yalnız bıraktığı, akrabaları, ve arkadaşları ile dış dünyadan soyutladığı, davalının ise davacının kusurlu olduğuna dair iddialarını ispat edemediği, davacının evlilik birliğini devam ettirmekte hukuki ve kişisel bir faydasının kalmadığı, boşanmaya sebep olaylarda davalının tam kusurlu olduğunun anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, davalının maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili, vesayet kararı kesinleştikten sonra boşanma davası açmak için yetki ve izin alınmadığını, dosyaya yasal temsilciye daha önce verilen kararının aynısının sunulduğunu, taraf teşkili sağlanmadan yargılama yapıldığını, sözlü yargılama aşamasının da usulsüz olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, davanın kabulü ile boşanma hükmü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı deliller ile kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili, usulüne uygun husumete izin kararı sunulmadığını ve taraf teşkili sağlanmadığını, sözlü yargılama aşamasının da usulsüz olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, davanın kabulü ile boşanma hükmü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek adına izin ve yetki verilen yasal temsilci tarafından açılan boşanma davasında vasi tayininden sonra ayrıca ve yeniden husumete izin kararı alınması gerekip gerekmediği, taraf teşkilinin usulüne uygun sağlanıp sağlanmadığı, eksik inceleme ile karar verilip verilmediği, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı kadından kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 405 inci, 420 nci ve 462 nci maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'ye yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,08.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.