Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6735 E. 2023/4892 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, buna bağlı olarak yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunmak suretiyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tamamen kusurlu olduğunun anlaşılması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1615 E., 2022/1071 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kozan 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2018/240 E., 2020/220 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra 02.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile tebliğine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davalı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf davacı ... ve vekilleri gelmedi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının evlilik birliğinin gereklerini yerine getirmediğini, eşine saygılı davranmadığını, ev temizliği yapmadığını, canı istediği zaman yemek yaptığını, vaktinde yemek vermediğini, canı istediği zaman yatıp kalktığını, dava dışı .... ile müvekkilini aldattığını, sadakatsiz davrandığını, telefonu elinden bırakmadığını, hiç kimseye vermek istemediğini, sürekli yanında taşıdığını, dava dışı Hüseyin ile samimi mesajlaşmalar yaptığını, davalı tarafın iddialarının asılsız olduğunu, müvekkilinin instagram şifresinin çalındığını, uzun süredir bu yüzden kullanamadığını, iddia edilen yazışmaların ona ait olmadığını, kadının, erkeğin sosyal medya hesabına izinsiz girdiğini ve özel hayatın gizliliğini ihlal ettiğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacı erkeğin başka başka kadınlarla görüştüğünü, bununla ilgili elinde 60 adet instagram görüntüleri bulunduğunu, kendisini aldattığını, dava dışı .... ile evlenmeden önce normal arkadaşlıkları olduğunu, halen de bunun sürdüğünü, bu şahsın kendisinin evli olduğunu bildiğini, sunulan yazının ...'e ait olmadığını iddia ederek kendisi için aylık 800,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesi talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı dava dilekçesinde davalının ortak hanede üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, evi ile yeterince ilgilenmediğini, düzenli olarak yemek pişirmediğini iddia ettiğini, davalının ise davaya karşı vermiş olduğu cevaplarda, davacının kendisini başka başka kadınlarla aldattığını, buna ilişkin fotoğrafları Mahkemeye sunduğunu, davacıyı onunla yaşaması için zorladığını iddia ettiğini, taraflar arasındaki evlilik birlikteliğinin devamının mümkün olmadığı, davacının davalıya göre daha fazla kusurlu olduğu dinlenen taraf, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı, davacı erkeğin bu kusurlu davranışları nedeni ile evlilik birliğinin davacı yönünden çekilmez bir hal aldığı, tarafların yeniden bir araya gelme ihtimalinin bulunmadığı, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılmış bulunduğu, tarafları tekrar bir arada yaşamaya zorlamanın taraflar ve toplum açısından bir yararının kalmadığı, davalı kadının da boşanmak istediği, davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesi gerektiği belirtilerek, davalının ev hanımı olduğu, herhangi bir gelirinin olmadığı boşanma sonrası yoksulluğa düşeceği, boşanmaya sebebiyet veren olayların ve bu olayların içerisinde aldatmanın da yer aldığı anlaşılmakla davalının manevî olarak acı çekmesine ve üzülmesine sebebiyet verdiğinden, kadın lehine maddî ve manevî tazminat şartları oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davalı kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL manevî ve 5.000,00 TL maddî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı kadının müvekkilini aldattığını, sadakatsiz olduğunu, Mahkemece kendisine kusur olarak yüklenen eylemlere esas yazışmaların kendisine ait olmadığını, müvekkilinin uzun süredir sosyal medya kullanmadığını, delilin hukuka aykırı olduğunu, birliğin temelinden sarsılmasında davalı kadının tam kusurlu olduğunu, müvekkili yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek, kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen nafaka ile maddî ve manevî tazminat, müvekkilinin manevî tazminat talebi hususunda hüküm kurulmaması yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, Mahkemece karar gerekçesinde tam olarak zikredilmese de, kadının sorumluluklarını yerine getirmediği, evi ile yeterince ilgilenmediği, düzenli olarak yemek pişirmediği, erkeğin ise, kadını başka başka kadınlarla aldattığı, buna ilişkin fotoğrafların mahkemeye sunulduğu, boşanmaya yol açan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçe gösterilerek kusur belirlemesi yapıldığı, her ne kadar davalı kadına yüklenen " sorumluluklarını yerine getirmediği, evi ile yeterince ilgilenmediği, düzenli olarak yemek pişirmediği" vakıalarına davacı tarafça dayanılmış ise de, ispatlanamadığı, ancak davalı kadının istinaf başvurusu olmadığından davalı kadına yüklenen bu kusurlu tutum ve davranışların kesinleştiği, bunlardan ayrı olarak davacı tarafça sunulan dilekçeler, bir kısım tanık ifadeleri ve getirtilen davalı kadına ait telefon kayıtları bir bütün halinde değerlendirildiğinde, davalı kadının dava dışı .... ile hayatın olağan akışına aykırı şekilde sosyal medyada görüşmeler yaptığı, ikisinin beyan ve iddiaları arasında çelişkiler olduğu, diğer yandan .. .. .. nolu cep telefonun abonelik kaydının davalı kadının eski eşi dava dışı ....'ye ait olduğu, bu telefonla davalı kadının hayatın olağan akışına aykırı zaman ve sürelerle evlilik birliği içerisinde çok fazla mesajlaştığı ve görüştüğü, bu şekilde eşine karşı güven sarsıcı davranışlar sergilediği, bu durumda güven sarsıcı davranış vakıasının davalı kadına kusur olarak yüklenmesi gerektiği, davacı erkeğe başka başka kadınlarla eşini aldattığı vakıası kusur olarak yüklenmiş ise de, bu konudaki elektronik ortamdan elde edilen fotoğraflar dışında dosyada sübut olan başka bilgi ve delil olmadığı, davacı erkeğin bunları inkar ettiği, instagram şifresinin çalındığını, bu yüzden uzun süredir kullanamadığını belirterek yazışmaların ve dayanılan fotoğrafların kendisine ait olmadığını savunduğu, elektronik ortamdaki fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları diğer verilerle desteklendikleri takdirde "delil" olarak hükme esas olarak alınabileceği, bu veriler tek başına vakıaların ispatına yeterli olmadığı, bu durumda erkeğin başka başka kadınlarla eşini aldattığı vakıasının davacı erkeğin kusurundan çıkartılması gerektiği, bu açıklamaların ışığı altında tüm kusurun "sorumluluklarını yerine getirmeyen, evi ile yeterince ilgilenmeyen, düzenli olarak yemek pişirmeyen ve eşine karşı güven sarsıcı davranışlar sergileyen "davalı kadında olduğu, davalı kadın yararına tedbir nafakasına karar verilmesinin, karar gerekçesinin ve nafaka miktarının uygun ve yerinde olduğu, tam kusurlu davalı kadın yararına boşanmanın eki niteliğinde yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata karar verilemeyeceği ve davacı erkeğin manevî tazminat talebi hakkında bir karar verilmediği gerekçesi ile davacı erkek vekilinin kusur belirlemesine yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, boşanmaya yol açan olaylarda davalı kadının gerekçede belirtildiği şekilde tam kusurlu olduğunun tespitine, davacı erkek vekilinin aleyhe yoksulluk nafakası ile maddî manevî tazminat ve müvekkilinin manevî tazminat talebi ile ilgili herhangi bir karar verilmemesine yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlerden kaldırılmasına, davalı kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine, davacı erkek yararına 7.500,00 TL manevî tazminata, davacı erkek vekilinin sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince müvekkiline herhangi bir kusur yüklenilmemesine rağmen, Bölge Adliye Mahkemesince müvekkiline yüklenen kusurun kesinleştiğinin kabulünün hukuka açıkça aykırı olduğunu, tanık beyanları eve dosya kapsamı itibari ile müvekkilinin güven sarsıcı davranışının bulunmadığını, müvekkilinin önceki eşi adına kayıtlı telefonu kullanmasının kusur olarak kabul edilemeyeceğini, erkeğin kusurlu davranışlarının dosya kapsamı ile sabit olduğunu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu belirterek kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri ile müvekkili aleyhine hükmedilen manevî tazminat yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C.Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davacı erkek yararına hüküm altına alınan manevî tazminatun koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarı ile davalı kadın yararına yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle İlk Derece Mahkemesince davacı erkeğin, davalı kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğunun belirtilmesine karşın, davalı kadına yüklenen kusurların gerekçede somut olarak gösterilmediği, bu nedenle istinaf etmeyen kadın aleyhine kesin hüküm oluşturmadığı, bu kapsamda "kadının sorumluluklarını yerine getirmediği, evi ile yeterince ilgilenmediği ve düzenli olarak yemek pişirmediği" kusurlarının kadına yüklenemeyeceği, ancak bu hale göre de davalı kadının Bölge Adliye Mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere güven sarsıcı davranışlarda bulunmak suretiyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tamamen kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.