"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/264 E., 2023/1183 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çarşamba Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/157 E., 2022/499 K.
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil ile aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın aile konutu olduğunu, davalı eşinin davacının bilgisi olmadan taşınmazı davalı bankaya ipotek ettirdiğini, ayrıca davacının haberi olmaksızın Çarşamba İcra Dairesinin dosyası ile satışı yapıldığını belirterek satış işleminin iptali ile taşınmazın eski malik davalı eş adına tesciline ve taşınmaza aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı eşin dava dışı .... Yatırımları ve Hiz. A.Ş. 'nin banka ile imzalamış olduğu sözleşmeler kapsamında kullandığı krediye karşılık olarak davaya konu taşınmazı banka lehine ipotek verdiğini, borcun ödenmemesi üzerine Tekirdağ İcra Müdürlüğünün 2020/19982 Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine başlanıldığını, takibin kesinleştiğini ve takip konusu taşınmazın cebri icra yoluyla 17.04.2018 tarihli ihalede alacağa mahsuben bankaya ihale olduğunu, ihalenin feshi davasının reddedildiğini, kararın kesinleştiğini, 05.08.2019 tarihinde banka adına tescilin tamamlandığını, arabuluculuğa başvurulmadan dava açıldığını, taşınmazın bankanın mülkiyetinde olduğunu, aile konutu iddiası ile dava açılamayacağını, tarafların evi tahliye etmediğini, taşınmazın aile konutu olma niteliğini yitirdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı eş, taşınmazı davacının bilgisi olmadan akrabaları için ipotek ettirdiğini, borcun ödenmemesi üzerine haberi olmadan satıldığını belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava konusu taşınmaz üzerinde yer alan iki katlı evin 27 yıllık bina olduğu, tanık anlatımlarına göre taşınmazın 1990'lı yıllarda yerindeki eski evin yıkılarak iki katlı betonarme evin yapıldığı, davalı ... ve babasının evde oturmaktayken 1999 yılında davacıyla davalı ...'in evlendiği ve 1999 tarihinden itibaren sürekli bu evde oturdukları, 1999 tarihinden itibaren taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığı, davalı bankaca yaptırılan ekspertiz incelemesinde taşınmazın özelliklerinin belirtildiği, davacının açık rızası alınmadan dava dışı şirketin kullanmış olduğu krediye teminat olmak üzere davalı banka lehine ipotek tesis edildiği, davalı banka tarafından dava dışı şirket ve davalı ... aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibi sonucunda dava konusu taşınmazın alacağına mahsuben davalı bankaya ihale edildiği, tapuya tescil edildiği, davalı banka tarafından çekişmeli taşınmazın aile konutu olduğu yapılan ekspertiz incelemesi ile öğrenilmiş olduğu hâlde davacının açık rızası alınmadığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesinde öngörülen açık hükme uyulmayarak banka lehine ipotek tesis edildiği, sonrasında yapılan icra takibi sonucu taşınmazın mülkiyeti alacağa mahsuben cebri ihaleyle bankaya geçmiş ise de, davalı bankanın 4721 sayılı Kanun`un 1023 üncü maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı, illilik prensibi gereğince asıl işlem olan ipotek baştan itibaren geçersiz olduğu için buna bağlı olarak banka adına cebri ihale sonucu yapılan tescil de yolsuz tescil niteliğinde olduğundan ihalenin feshi davasının açılıp açılmamasının da bir önemi bulunmadığı, dava konusu taşınmaz fındıklık, iki katlı ev, depo ve ahırdan oluştuğu, fındıklık kısmının aile konutu olmadığı, aile konutu olmayan bölüm yönünden eş rızası gerekmediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile Samsun ili ... ilçesi ... Mahallesi 129 ada 4 parselde yer alan taşınmazın bilirkişiler tarafından hazırlanan 12.04.2022 havale tarihli fen bilirkişisi raporunda "4A" ile gösterilen " kargir ev ve bahçesinden oluşan 1668,30 m2'lik kısmın ifrazen 4 parselden ayrılarak yeni bir parsel numarası verilmesine, ifrazen yeni parsel numarası verilecek olan 4A ile gösterilen "kargir ev ve bahçesinden oluşan 1668,30 m2'lik kısmın davalı banka adına olan tapu kaydının iptali ile önceki malik olan davacının eşi davalı adına tesciline, ifrazen yeni parsel numarası verilecek olan 4A ile gösterilen "kargir ev ve bahçesinden oluşan 1668,30 m2'lik kısma kararın kesinleşmesinden sonra aile konutu şerhi konulmasına, davacı dava ve duruşmada kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlülükte bulunan AAÜT uyarınca 77.131,04 TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davalı banka dava ve duruşmada kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlülükte bulunan AAÜT uyarınca 96.374,95 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı bankaya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; davanın kısmen kabulü ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı banka vekili; hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı banka vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili; davanın kısmen kabulü ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı banka vekili; hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, aile konutu ile sınırlı kabul edilip edilmeyeceğı ve vekâlet ücretinin doğru hükmedilip hükmedilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun`un 194 üncü maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili ve davalı banka vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.