"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1386 E., 2023/1368 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/267 E., 2023/418 K.
Taraflar arasındaki terditli açılan velâyetin değiştirilmesi olmadığı takdirde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince velâyetin değiştirilmesi davasının reddine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasının reddine yönelik başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından davacının reddedilen velâyet davasında davalı lehine hükmedilmeyen vekâlet ücreti ile kişisel ilişkinin düzenlenmesi davasının kabulü yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendine göre çekişmesiz yargı islerinde verilen kararlar temyiz kanun yoluna başvurulamayacak olan kararlardandır. Aynı Kanun'un 382 nci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin 13 üncü alt bendinde velâyetin kaldırılması, velâyetin eşlerden birinden alınarak diğerine verilmesi ve kaldırılan velâyetin geri verilmesi işleri çekişmesiz yargı işleri arasında sıralanmıştır. Bu itibarla, davalı vekilinin temyiz yolu kapalı olan velâyet davası yönünden hükmedilmeyen vekâlet ücretine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı vekilinin vekilinin reddedilen yön dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkilinin evli iken Kayseri 6.Aile Mahkemesinin 2020/80 Esas, 2021/731 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma kararı gereğince ortak çocuğun velâyet hakkının davalı anneye verildiğini, müvekkili ile kişisel ilişki tesis edildiğini, davalının yeniden evlendiğini, davalının ortak çocuğu yanında götürmediğini, davalının anne ve babasının evinde kalmakta olduğunu, davalının çocuğun öz bakımını yerine getirmediğini, ortak çocuğun kaldığı evin gelişimini sağlayacak şartlara haiz olmadığını, müvekkili ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki tesisinde ise davalı ve ailesinin zorluk çıkarttığını, müvekkili ile ortak çocuk arasındaki kişisel ilişkiyi engellemeye çalıştıklarını, en son teslim esnasında müvekkilini dövdükleri için müvekkilinin çocuğunu teslim almaktan çekindiğini, davalının ve ailesinin velâyeti kötüye kullandıklarını, çocuk teslimi sırasında gergin bir ortam oluşturulduğunu, müvekkili ve ortak çocuğun bu durumdan dolayı çok yorulduklarını, müvekkilinin, ortak çocuk ile sağlıklı bir iletişim kuramadığını, ortak çocuğun kız olması nedeniyle müvekkilinin, ortak çocuğun üvey baba ile yaşamasını da istemediğini, bu nedenlerden dolayı ortak çocuğun velâyet hakkının değiştirilerek müvekkiline verilmesini, aksi halde ortak çocuk ile müvekkilinin arasındaki kişisel ilişki tesisinin yeniden düzenlenerek ve kapsamının genişletilerek yatılı olacak şekilde düzenlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın asılsız ithamlarda bulunduğunu, ortak çocuğun annesi ile birlikte gittiğini, kendisine ait odası ve güzel bir yaşamı bulunduğunu, ortak çocuğa müvekkilinin baktığını ve yanından ayırt etmediğini, ortak çocuğun sadece teslim günlerinde anneannesine gittiğini ve oradan teslim edildiğini, davacının çalıştığını ortak çocukla ilgilenmesinin mümkün olmadığını, ortak çocuğun müvekkilinin eşi tarafından sevilmekte olduğunu ve gerekli ilginin de gösterildiğini, davacının olayın yaşandığı güne kadar çocuğu teslim almaya kendisinin hiç gelmediğini, her geldiklerinde ortak çocuğu aldıklarını, ortak çocuğu gelip almadığı günler çok olduğunu, davacının kişisel ilişki günlerine riayet eden bir kişi olmadığını, müvekkilinin hiçbir zaman velâyet hakkını kötüye kullanmadığını, aksine davacı tarafın kişisel ilişki hakkını kötüye kullandığını, ortak çocuğun yaşı, anne ilgi ve şefkatine ihtiyacı olduğu, bu nedenlerden dolayı velâyetin değiştirilmesi ve kişisel ilişkinin yönünden de davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 27.05.2022 tarihli sosyal inceleme raporun sonuç kısımında; davalının çocuğun velâyeti sorumluluğunu üstlenme konusunda daha olumlu bir profil çizdiği, çocuğun genel manada davalıya yönelik duygu durumu ve davalı ile olumlu bir bağlanma içinde bulunması, davalının velâyete ilişkin kararlılığı, özellikle de yaşı küçük olan ...' in anne sevgisi ve ilgisine muhtaç durumda olması, davalı annesi yanında yaşamasının yaşam güvenliği ve sürekliliğinin sağlanması açısından müşterek çocuk adına daha faydalı olacağı, davalının gerekli sosyal destek sistemine sahip olması kriterleri de göz önüne alındığında; müşterek çocuk ... ... ın velâyetinin davalı annede kalmasının, davacı baba ile ortak çocuk arasındaki duygusal bağın kopmaması, ebeveyn-çocuk ilişkisinin sürekliliği etkenleri de düşünüldüğünde müşterek çocuk ile davacı arasında da gün içinde kişisel ilişki kurulmasının çocuğun yüksek yararına olacağı şeklinde raporun tanzim edildiği, her ne kadar davacı tarafça davalının velâyeti gerektiği gibi kullanmadığı, velâyet hakkının kötüye kullanıldığı, ortak çocuğun davalının yanında değil, davalının annesinin yanında kaldığı ve kişisel görüş günlerinde davalı ve ailesinin zorluk çıkartıldığından bahisle velâyetin değiştirilmesi aksi halde yatılı olacak şekilde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talep edilmiş ise de, tarafların Kayseri 6. Aile Mahkemesinde verilen ilam ile boşandıkları, ortak çocuğun velâyetinin davalı anneye verildiği, davacı baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki tesis edildiği, taraflar boşandıktan davalı annenin yeniden evlendiği, yeni eşi, ortak çocukları ve davaya konu edilen küçük ile birlikte yaşadıkları, dinlenilen tanık beyanlarından ortak çocuğun davalının annesinin yanında yaşadığına ilişkin görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı, duyumlarına göre ve ortak çocuk ile davacının görüş günlerinde sürekli davalının annesinden teslim aldıklarına ilişkin beyanda bulundukları ancak dinlenilen davalı anne tanıklarının ise ortak çocuğun davalı anne ile birlikte yaşadığını, davalı annenin çalışmadığını, davalı annenin yeni eşinin küçük Buğlem'i kabul ederek davalı ile evlendiğini, Buğlemin, davalının yeni eşine baba diye hitap ettiğini, davalı ve yeni eşinin küçük Buğlem'e karşı olumsuz bir davranışta bulunmadıklarını, davacı ile ortak çocuğun görüş günlerinde sıkıntı yaşanmaması ve tarafların karşı karşıya gelmemesi amacıyla davalının annesinden çocuğu teslim alınmasının istenildiğini, davacı babanın ortak çocuğu 10 aylık olana kadar hiç almadığını, sonrasında da düzenli olarak görüşmediğini, davalı kadın evlendikten sonra davacı babanın ortak çocuğu düzenli olarak almaya başladığını, velâyet davası açıldıktan sonra ise her görüş gününde almaya başladıklarını beyan ettikleri, Mahkemece belirlenen günlerde küçüğün anneannesinin evine bırakılmasının ve davacı tarafça anneannenin evinden alınıp, tekrar buraya bırakılmasının olağan olduğu, düzenlenen sosyal inceleme raporu ile de sabit olduğu üzere anne yanında kalan ortak çocuğun velâyetin değiştirilmesini gerektirir herhangi bir ihmal ve istismarın bulunmadığı, ortak çocuğun yaşı, yaşamakta olduğu ortama alışma sürecinde olması ve mahkemesince düzenlenen kişisel ilişkinin tesisinin bu aşamada yeterli olduğu gerekçesiyle davacı tarafça ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sadece davalı yan tanık ifadeleri üzerine hüküm tesis edildiğini, tanıklarının ifadelerinden anlaşılacağı üzere davalı annenin velâyet hakkını kötüye kullandığını, çocuğun bakım ve gözetimini gerektiği gibi yapmadığını, ayrıca çocuk fiili olarak davalının evinde değil nene ve dedesi ile dayısı ve yengesi ile yaşadığını Mahkemece tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, küçüğün rapordaki beyanının esas alınmasının doğru olmadığını, çocuk rapor tarihinde 3 şimdilerde, 4 yaşında olduğunu, her teslim almada davalı ve ailesinin tartışma çıkararak müvekkil ve ailesine saldırmakta olduğunu, öte yandan ortak çocuğun annesiyle olduğu kadar babasıyla da paylaşımlarının olması gerektiğini, çocuğun baba ile yatılı ilişki tesisinin kurulmaması bir tam gün paylaşım yapmasına izin verilmemesi baba ile çocuk arasında güvenli bağlanmanın engellenmesi niteliğinde olduğunu, bu nedenle ortak çocukla yatılı kişisel ilişki tesisi yönünde hüküm kurmamasının da hukuka aykırı olduğunu, öncelikle velâyet hakkının anneden alınarak davacı babaya verilmesine, bunun mümkün olmaması halinde baba ile ortak çocuk arasındaki ilişkinin baba lehine yeniden tesisi ile yatılı gün sayısı ve görüşme saatlerinin artırılmasına karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; velâyet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilkenin, çocuğun üstün yararı olduğu, çocuğun üstün yararını belirlerken onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gerektiği, ana ve babanın yararları ayrı yaşamadaki kusurları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulması gerektiği, eldeki dosyada velâyete ilişkin sosyal inceleme raporu alındığı, özellikle yaşı küçük olan ...' in anne sevgisi ve ilgisine muhtaç durumda olması, davalı annesi yanında yaşamasının yaşam güvenliği ve sürekliliğinin sağlanması açısından ortak çocuk adına daha faydalı olacağı, davalının gerekli sosyal destek sistemine sahip olması kriterleri de göz önüne alındığında ortak çocuk ... ...ın velâyetinin davalı annede kalmasının, davacı baba ile ortak çocuk arasındaki duygusal bağın kopmaması, ebeveyn-çocuk ilişkisinin sürekliliği etkenleri de düşünüldüğünde ortak çocuk ile davacı baba arasında da gün içinde kişisel ilişki kurulmasının çocuğun yüksek yararına olacağının rapor edildiği, dosya kapsamı bütün olarak değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesinin velâyete ilişkin kararında bir isabetsizlik bulunmadığı, tarafların boşanmalarına ilişkin Kayseri 6. Aile Mahkemesinin 2020/80 esas, 2021/731 karar sayılı ilam ile tarafların 2019 doğumlu ortak çocuk ... Bayram’ın velâyet hakkının annesine verilerek babası ile yatısız şahsi ilişki tesis edildiği, karar tarihinde çocuğun 2.5 yaşında iken şimdi 4 yaşını geçtiği, baba ile daha uzun ve yatılı kişisel ilişki tesisine ihtiyaç duyacak yaşa geldiği, bu nedenle davacı babanın babalık duygularını tatmine daha uygun, çocuğun da ruhsal ve sosyal gelişimine katkı sağlaması bakımından kişisel ilişki süresinin genişletilmesi çocuğun üstün yararına bulunduğundan kişisel ilişkiye yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesince terditli olarak istenen her iki talep yönünden davanın reddine şeklinde karar verilmiş olması nedeniyle hükmün tamamının kaldırılmasına, erkek vekilinin velâyetin değiştirilmesine yönelik istinaf başvurusunun6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, kişisel ilişki süresinin genişletilmesine yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kabulüne velâyetin değiştirilmesi davasının reddine, kişisel ilişkinin genişletilmesine yönelik talep ve davanın kabulü ile velâyet hakkı davalı annede bulunan ortak çocuk ile davacı baba arasında her ayın 1. ve 3. Cumartesi günü sabah saat 10.00'dan Pazar günü saat 18.00'e kadar, her yıl dini bayramların 2. Günü sabah saat 10.00'dan 3. günü akşam 18.00'e kadar ve her yıl sömestr tatilinin 1. Günü sabah saat 10.00'dan, 7. Günü akşam 18.00' e kadar, her yıl 1 Temmuz günü sabah saat 10.00'dan 31 Temmuz günü saat 18.00'e kadar kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı temyiz dilekçesinde; bilirkişi değerlendirme yaparken eğer baba ile kişisel ilişki tesisini gerekli görse idi raporunda bu hususa yer vereceğini, ancak bu durumun gerekli ve müşterek çocuğun üstün yararına olduğuna inanmamış ki bu hususu değerlendirmediğini, rapordan uzaklaşarak bu şekilde karar verilmesi hukuka aykırı bir karar olmasına neden olduğunu, davacı tarafın, dava dilekçesinde bir çok iddiada bulunmuş ise de tanık ifadelerine, SİR raporuna ve toplanan delillere bakıldığında görüleceği üzere iddialarının hiç birini ispatlayamadığını, ayrıca Mahkemece velâyet yönünden davanın reddine, kişisel ilişkinin genişletilmesi yönünden kabulüne karar verildiği, ancak müvekkili lehine vekâlet ücreti yönünden bir karar verilmediğini belirterek kişisel ilişki süresinin genişletilmesine yönelik kararın bozularak kişisel ilişkinin gün içerisinde devam etmesine ilişkin temyiz talebinin kabulü ile kararın kişisel ilişki düzenlemesi yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ortak çocuk ile baba arasında boşanma kararı ile düzenlenen kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini gerektirir olguların ispatlanıp ispatlanmadığı, düzenlenen kişisel ilişkinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 182 nci ve 323 üncü maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 382 nci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (13) üncü alt bendi, 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 9 uncu maddesi ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı vekilinin davacının reddedilen velâyet davasında lehine hükmedilmeyen vekâlet ücretine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davalı vekilinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.