"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1127 E., 2023/1154 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yahyalı Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2022/461 E., 2023/151 K.
Taraflar arasındaki evliliğin yokluğunun tespiti olmadığı takdirde boşanma ve karşı boşanma davalarından dolayı boşanma davalarının tefrikine karar verilerek yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince evliliğin yokluğunun tespiti davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; nüfus kayıtlarında müvekkili ile davalının 20.07.2020 tarihinde evli olarak gözüktüklerini, söz konusu evliliğin yok hükmünde olduğunu, müvekkilinin resmi nikah hazırlığı yapıldığı dönemde tüm evrak ve hazırlıkların tamamlandığını, sağlık raporu, kan tahlil gibi bir takım belgelerin belediye personeline teslim edildiğini, teslim sonrası resmi nikahlarının akdedileceği zaman geldiğinde tüm evrak ve resmi prosedürün hazır olması gerektiği konusunda ki beyan sonrası evlenme defterinin personelin beyanı üzerine imza edildiğini, devam eden süreçte müvekkilinin davalı ile fiilen hiçbir biçimde bir araya gelmedikleri gibi müvekkilinin hayat eve sığar uygulamasında kendisinin evli olduğunu görmesi üzerine resmi makamlarda araştırma yaptığını ve resmi nikahlarının akdedildiğini gördüğünü, davalının müvekkiline karşı sürekli ''ya ailen ya ben aramızda bir tercih yapacaksın, ikisi bir arada olmaz, düşün karar ver'' şeklinde söylemlerde bulunduğunu, davalı tarafın nişan merasimi sırasında altınların gramı az olduğu için kavga çıkardığını, tarafların evliliğinin yok hükmüne tabi olduğunun tespiti ile evliliğinin iptaline karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ilişkin boşanma davalarının kabulüne karar verilmesini, boşanmanın iptali yönünde hüküm kurulmayacaksa müvekkili lehine 100.000 TL maddî, 100.000 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların Şubat 2020 yılı içinde nişanlandıklarını, davacının babasının taraflar nişanlanırken tanıklar huzurunda davacı ile müvekkilinin oturacağı evi müvekkiline mehir olarak vereceğine dair söz verdiğini, müvekkili ile davacının 2020 yılı temmuz başında Yahyalı Belediye Başkanlığına müracaat ederek, resmi nikah için gerekli olan belgeleri hazırladıklarını, 20.07.2020 günü tarafların Yahyalı Belediyesine giderek resmi memur önünde nikahlarının yapılarak evlendiklerini, evlenmenin yokluğu durumunda evlenmenin kurucu unsurundan birinin veya birden fazlasının bulunmaması durumunda gerçekleştiğini, evlenmenin kurucu unsurlarının 3 tane olduğunu, bunlardan birincisinin kişilerin ayrı cinsiyette olması, ikincisi evlendirme işleminin bu işlemi yapmaya yetkili memur tarafından ve bu memurun yetki alanında olan bir yerde yapılması, üçüncü ise iki tarafın yetkili memur önünde aynı anda hazır bulunup evlilik iradelerini karşılıklı ve birbirine uygula olarak açıklamaları olduğunu, yapılacak inceleme de davaya konu evlendirme işleminin üç kurucu unsuru da içerdiğini, davacının evlenmenin yokluğunun tespiti ile iptale ilişkin talebinin reddine, taraflar arasında yoklukla malul bir evlilik olmadığı ve ortada geçerli bir evlilik olduğu için davacının müvekkili aleyhine açmış olduğu şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma davasının kusurun davacıda olması sebebiyle reddine, taraflar arasında yoklukla malul bir evlilik olmadığı ve ortada geçerli bir evlilik olduğu için ve kusurun davacıda olması sebebiyle karşı dava olarak açmış oldukları şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma, nafaka, tazminata ilişkin talebi ve davalarının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 07.04.2022 tarih ve 2020/255 E 2020/134 K sayılı kararı ile; tarafların görücü usulü ile nişanlarının yapıldığı davacı erkeğin haberi olmadan nikahının kıyıldığına dair iddialarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, kendisi ile kaçarak ailelerden uzak bir hayat kurma teklifini reddeden davalıya karşı öfkesinden dolayı mantık dışı bir şekilde eşini resmi görevliler ile birlikte kendisine tuzak kurmakla itham ettiği anlaşılmış olup, evlenmenin yokluk hükümlerince iptaline ilişkin davanın reddine, davacı ve davalı tarafların tanıklarının beyanları birbirine taban tabana zıt olsa da davalı-karşı davacı kadının tanıklarının beyanları ile mevcut delil durumuna göre kusurlu tarafın davacı karşı davalı erkek olduğu kanaati ile asıl dava yönünden davanın reddine, karşı dava yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 30.11.2022 tarihli kararı ile evliliğin yokluğunun tespitine dair dava neticesinde verilecek karar taraflar arasındaki boşanma davalarını etkileyecek nitelikte bulunduğundan, evliliğin yokluğunun tespiti davası boşanma davaları açısından bekletici sorun oluşturacağı, o halde tarafların boşanma davalarının evliliğin yokluğunun tespiti davasından tefrik edilmesi, evliliğin yokluğunun tespiti davasının sonucu beklendikten sonra tarafların boşanma davaları hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmesi gerekirken, iken yargılamaya devam edilerek evliliğin yokluğunun tespiti davasının reddi ile tarafların boşanma davaları hakkında hüküm verilmesi hatalı olduğu gerekçesi ile davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın tamamının kaldırılmasına, eksikliklerin giderilmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava; "evlenmenin yokluk hükümlerince iptaline" ilişkindir. Kaldırma ilamı dikkat alınarak evliliğin yokluğunun tespitine dair dava ile boşanma talepli dava ve karşı dava tefrik edilerek mahkemenin yeni esasına kaydedildiği, 23.03.2023 tarihli duruşmada davacı asilin isticvap olduğu, "biz davalıyla resmi nikahtan sonra düğün yapmadık, resmi nikah için gerekli olan evrakları hazırlayıp teslim ettik, bize randevu verdiler, ancak bu randevu 3-4 kere davalının babası rahatsız olması nedeniyle ertelendi, ben de buna itiraz etmedim, daha sonra bir gün davalı beni aradı, nikah dairesinden arıyorlar, memur arada kalıyormuş nikah için bizi bekliyorlar dedi, ben de evrakların tamamlanması aşamasıyla ilgili bir şey olduğunu düşünerek tamam dedim, birlikte gittik, bana bir evrak imzalattılar, ben onun evlili defteri olduğunu bilmiyordum, hatırladığım kadarıyla fotoğraf yoktu, ancak büyük bir defterin üzerine imza attık, bize irade beyanımızı sormadılar, sorsalardı tabiki evet diyecektim, ancak benim beklediğim bir şekilde nikah olmadı, resmi nikah için imza atılırken üzerimde herhangi bir baskı olmadı, düğün töreninde daha önce resmi nikah kıyılmış ise yeniden resmi nikah prosedürü yapılmaz, daha önce 2-3 kere ertelenen nikah tarihlerinde evraklarımız tamamdı, ancak son kez çağrıldığımda evrakların tamam olup olmadığının sorulacağını şu an hatırlamıyorum, Yahyalı'da genellikle düğünden bir kaç hafta önce resmi nikah olur, daha sonra bir kaç hafta sonra düğün merasimi yapılır ancak biz de düğün merasimi olmadı, ben nikah dairesine resmi nikah işlemi için gittiğimde de bunun idrakinde olsaydım da resmi nikah için imza atacaktım, ben lise sondan terk ettim, şu an dışarıdan okuyorum, benim üzerimde nikah yapılmasına ya da yapılmamasına dair herhangi bir baskı olmadı, benim akıl sağlığımda herhangi bir sorunum yoktur, karşı tarafın ailesi aceleniz ne diye düğün yapma tarihini sürekli erteledi, ben arkadaşlarımı veya dostlarımı nikah için gittiğimi bilmediğim için çağırmadım, ben evrakların eksik olup olmadığına dair imza attığımızı düşündüğüm için eşime herhangi bir itirazda bulunmadım, aslında ben doğum günümden bir kaç hafta önce nikah için imza attığımı hatırlıyorum ancak nasıl olduysa doğum günüm olarak görünüyor, bana komplo kurulduğunu düşünüyorum, ancak ne gerekçeleri var bilmiyorum, çünkü evlilik için altın takılmak isteniyordu, bunları koparmak için yaptıklarını düşünüyorum, nikah şahitliği yapan kişileri ben tanımıyorum, biz imza atarken nikah şahitleri orada değildi," şeklinde beyanda bulunduğu, davacının evliliğin iptalini gerektiği iddiasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilin hiçbir şekilde evlenme iradesini beyan etmediğini, kendisine irade beyanı sorulmadığı için evlilik hazırlık aşamasındaki evrakları bakmadan imzaladığını, İlk Derece Mahkemesince davalı tarafın beyanlarına itibar edildiğini, evlilik cüzdanının neden nikahtan hemen sonra alınmadığı hususunun değerlendirmeye almadığını, evlilik cüzdanının nikah kıyıldıktan hemen sonra taraflara takdim edilmesi gerekirken nikahın üzerinden 3-4 ay geçip boşanma davası açıldıktan sonra davalı-karşı davacının evlilik cüzdanını almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, nikah memururun bütün işlemlerin prosedüre uygun olduğunu beyan ettiği ancak prosedüre uyulduysa evlilik cüzdanının da nikah kıyıldıktan hemen sonra taraflara verilmesi gerektiğini, mevcut evliliğin nisbi butlan sebeplerinden olan yanılma (hata) nedeniyle iptal edilmesi hususunun İlk Derece Mahkemesince değerlendirilmesi gerekirken bu konuda bir değerlendirme yapılmadığını, İlk Derece Mahkemesince eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verildiğini ve yanılma halinin de hukuki nitelendirme açısından değerlendirilmesi gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi ilamının kaldırılmasına karar verilmesini talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kararın dayandığı deliller ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin değerlendirmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı, evlenme işleminin taraflarının evlendirmeye yetkili memur önünde birbirleri ile evlenmeyi kabul ettiklerini özgür iradeleri ile açıkladıkları anda evlilik akdinin kurulduğu, davacı-karşı davalı iddialarını kanıtlayamadığından İlk Derece Mahkemesinin kararında herhangi isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile usul ve kanuna uygun olan hükme karşı davacı-karşı davalı tarafın istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, evliliğin nisbi butlan yönünden iptaline ilişkin değerlendirme yapılmadığı, evliliğin kurucu unsurlarının oluşmadığı, evlilik cüzdanın nikah aşamasından sonra verildiği, evlenme iradesinin olmadığı, evlilik akdini bilmeyerek imzaladığını, yanılgıya düştüğü talebiyle temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava evliliğin yokluğunun tespiti olup uyuşmazlığın evlenmenin asli kurucu unsurlarının bulunup bulunmadığı, evlilik iradesinin olmadığı hususunun ispat edilip edilmediği, davanın reddinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesi, 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 134 üncü vd. maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesi, 370 inci maddesi, 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.