"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/80 E., 2023/1506 K.
KARAR : Kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/653 E., 2021/785 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların her tartışmasında kadının erkeğe ve erkeğin ailesine yönelik hakaret ve onur kırıcı söylemlerinin olduğunu, kalp ameliyatı olan erkeğin babasına "İnşallah ölürsün inşallah o ilaçlara bağımlı kalırsın" şeklinden söylemlerinin olduğunu, erkeğe ise " geri zekalı, öküz, sen hiç mi bir şey görmedin, senin adamlığına tüküreyim, adi köpek şerefsiz" şeklinde hakaret ettiğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babasına verilmesine, erkek yararına 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin evlilikleri süresince kadına şiddet uyguladığını, çalıştığı süre boyunca maaşının tamamının eşine verdiğini, evlilik yükümlülüklerini yerine getirmediğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakası ile kadın yararına 75.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı-karşı davacı kadının üçüncü şahısların yanında eşine yönelik küçük düşürücü söylemlerinin olduğu, eşinin babasına beddua ettiği, eşinin ailesine soğuk davrandığı, asılsız iddialarla eşini iş yerinde rahatsız ettiği, üst amire şikayet etmekle tehdit ettiği, kadın tanıklarının ise karşı dava dilekçesinde ileri sürülen hususlarda bilgi sahibi olmadıkları, şiddet vakıasının ise kadın tarafından affedildiğinin anlaşıldığı, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, sosyal inceleme raporundaki tespitler neticesinde ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir, 600,00 TL iştirak nafakası ödenmesine, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle erkek yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kadının karşı davasının ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadının reddedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri, iştirak nafakasının miktarı ile erkeğin kabul edilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın tanıklarının 2019 yılı Eylül ayında erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığını beyan ettikleri, yine kadının tanığı Dinar'ın da belirttiği üzere tarafların bu olaydan sonra barıştıkları, kadın ve erkeğin anılan davranışları ile söz konusu tarihten önce birbirlerinin gerçekleşen kusurlu davranışlarını affettikleri, en azından hoşgörü ile karşıladıkları, affedilen olayların taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği, tarafların barışmalarından sonra ise erkeğin, kardeşinin sorunlarıyla ilgilenmek için kadın ve çocuğunu ortak konutta bırakarak Denizli'ye gittiği, ancak uzun süre geri dönmediği, eşi ve çocuğu ile ilgilenmediği, ihtiyaçlarını karşılamadığı, bu suretle birlik görevlerini yerine getirmediğinin anlaşıldığı, buna mukabil kadının da affedilen olaylardan sonra mahkeme kararı ile evden uzaklaştırılan ve ortak konuta eşyalarını almaya gelen erkeğe üçüncü kişilerin yanında hakaret edip onu aşağıladığı, tanıkların ifadelerinde geçen bir kısım davranışların ise taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği, gerçekleşen bu durumda, eşi ve çocuğunu uzun süre yalnız bırakarak birlik görevlerini yerine getirmeyen erkek ile eşine hakaret edip aşağılayan kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olaylarda eşit kusurlu olduğu, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının çocuğun yaşı ve ihtiyaçları ile tarafların ekonomik durumlarına nazaran az olduğu, kadının ücretli öğretmenlik yaptığı, iş akdinin sürekli olmadığı, iş akdine Haziran 2023'te son verileceği, geçici süreli çalışmaları nedeniyle boşanmakla yoksulluğa düşeceği gözetilmeden kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmemesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle davalı-karşı davacı kadının kusur belirlemesi, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarı, erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile kadının yoksulluk nafakası talebi yönünden kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlerden kaldırılmasına, yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması suretiyle kusur belirlemesinin yukarıda belirtilen şekilde düzeltilmesine, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakası ödenmesine, kadın yararına ise yasal şatları oluştuğu gerekçesiyle 750,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kadını darp ettiğini, kadının olayları affetmesinin söz konusu olmadığını, bu konuda erkek tarafından kandırıldığını, erkeğin şikayet edilmekten korkuğu için kadına bu davranışı bir daha tekrarlamayacağını söylediğini, erkeğin gerçek niyetinin barışmak olmadığını nitekim aynı gün akşamında erkeğin kardeşini bahane ederek şehir dışına gittiğini, kadının boşanmaya neden olan olaylarda kusursuz olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi ile reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı-karşı davalı erkek vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; kadının ağır kusurlu olması ve çalışması nedeniyle erkek aleyhine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğunu, kadının dilekçeler aşamasında hakaret vakıasına dayanmadığını, kadın tanığı Dinar ile erkek arasında ceza dosyası dolayısıyla husumet bulunduğunu, iddialarının hükme esas alınamayacağını ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası ile reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, tarafların kusurlarına göre tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetli olup olmadığı ile kadının yoksulluk nafakası talebine ilişkin hukuki şartların oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.