Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7152 E. 2023/4592 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen manevi tazminat miktarının ve Bölge Adliye Mahkemesi'nde bozma sonrası yapılan duruşma için vekâlet ücretine hükmedilmemesinin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin bozma kararına uygun olarak manevi tazminat miktarının belirlendiği ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 04.03.2021 tarihli, 2021/2-96 Esas, 2021/205 Karar sayılı ilamı uyarınca bozma sonrası yapılan duruşma için vekâlet ücretine hükmedilmesinin mümkün olmadığı gözetilerek, davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1204 E., 2023/1644 K.

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve manevî tazminat yönlerinden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kusur düzeltilerek, manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde; davalı erkeğin babasının evliliklerine müdahalesine sessiz kaldığını, tehdit edildiğini, bir başkası ile birlikte olduğumu söyleyerek kendisine iftira attıklarını, sözlü ve fiziksel şiddet uyguladıklarını, baskı sonucu bebeğinin düştüğünü, evden kovulduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata, 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erke vekili cevap dilekçesinde davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 11.04.2019 tarih ve 2017/625Esas, 2019/336 Karar sayılı kararı ile boşanma davasının kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, davacı kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 7.500,00 TL maddî tazminata, manevî tazminat talebinin reddine, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili kusur belirlemesi, lehine hükmedilen maddî tazminat ve yoksulluk nafakası miktarı, manevî tazminat talebinin reddi, ziynet ve ev eşyalarının reddi; davalı vekili ise kusur belirlemesi, aleyhine verilen nafaka, maddî tazminat ve vekâlet ücreti yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

3.Bölge Adliye Mahkemesinin 26.11.2020 tarih ve 2019/3014 Esas, 2020/289 Karar sayılı kararı ile cevap dilekçesinin davacı kadına tebliğ edilmediği gerekçesiyle istinaf konusu edilmeyerek kesinleşen kısımlar hariç olmak üzere kararın kaldırılmasına, dosyanın gerekçede belirtilen eksiklikler giderilerek, kaldırılmasına karar verilen tüm yönlerle ilgili yeniden bir karar verilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

4.İlk Derece Mahkemesinin 28.06.2022 tarihli, 2020/808 Esas, 2022/530 Kararda belirtilen kararı ile istinaf edilmeyerek kesinleşen boşanma yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 500,00 TL'ye yükseltilmesine, kararın kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına, manevî tazminat talebinin reddine, 15.00,00 TL maddî tazminata, ziynet eşyaların iadesi davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili, kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi, maddî tazminatın miktarı, nafakaların miktarı, ziynet ve eşya talebinin reddi ve vekâlet ücreti yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı vekili, kusur belirlemesi ile aleyhine hükmedilen tazminat ile yoksulluk nafakası yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın az olduğu gerekçesi ile davacı kadın yararına 15.000,00 TL maddî tazminata, davalı erkeğin tüm, davacı kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili ziynet alacağı davasının reddi, kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi, maddî tazminat ve nafaka miktarları yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 18.01.2023 tarihli kararı ile Mahkemece kabul edilen ve erkeğe yüklenen kusurlu davranışların yanında davalı erkeğin, davacı kadının telefonunu elinden almak suretiyle psikolojik şiddet uyguladığı ve davacı kadını evden kovduğu da sabit olup bu kusurların davalı erkeğe yüklenmesi gerektiği, ayrıca 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceğini öngördüğü, toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, davalı erkeğe yüklenen kusurlu davranışların davacı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği o halde Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda manevî tazminata hükmedilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına, sair yönlerden hükmün onanmasına

karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, kesinleşen konularda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadının kusur belirlemesine yönelik istinaf isteminin kabulü ile; hükmün kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin "evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda bağımsız konut temin etmeyen, evlilik birliğini ailesinin müdahalesine açık hale getiren, davacı kadının telefonunu elinden almak suretiyle psikolojik şiddet uygulayan ve davacı kadını evden kovan davalıerkeğin tam kusurlu olduğu," şeklinde düzeltilmesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına 20.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili; manevî tazminat miktarının ve Bölge Adliye Mahkemesinde duruşmalı görülen davada lehe vekâlet ücretine hükmedilmemesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın yararına hükmedilen manevî tazminat miktarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, ayrıca Bölge Adliye Mahkemesinde bozma sonrası kanuni zorunluluk gereği açılan duruşma nedeniyle davacı kadın yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesinin doğru olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 04.03.2021 tarih, 2021/2-96 Esas, 2021/205 Karar sayılı ilamı, (Bölge Adliye Mahkemesinde bozma sonrası açılan duruşmada vekâlet ücreti verilemeyeceğine dair)

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.