"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1253 E., 2023/1602 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ordu 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/34 E., 2023/131 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, başvuruların kabulü ile hükmün kaldırılarak eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma hükmünün istinaf edilmeyerek kesinleşmiş olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, boşanmanın fer'îlerine yönelik karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; ilk 6 ay cinsel birlikteliğin sağlanamadığını, tedavisi sonrası davalı erkeğin, rahatsızlığının psikolojik sorunları da beraberinde getirdiğini, olur olmaz nedenlerle müvekkili ile kavga ettiğini, bu tartışmaların ardından çocuk gibi küstüğünü bazen günlerce bazen haftalarca konuşmadığını, ilaç kullanmayı bıraktığını, ilaçlarını attığını, bu nedenle taraflar arasında cinsel hayatın yine bittiğini, davalının durumunu bilerek ve müvekkilinden gizleyerek evlendiğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı- davalı kadın ile müvekkilinin evliliğinde yaşanılan sorunları sadece cinsel birliktelik ile ilgili sorunlara indirgeyen beyan ve iddiaları kabul etmediklerini, tarafların karşılıklı olarak cinsel birlikteliklerinde sorun yaşadıklarını, bu sorunun sadece müvekkilinden kaynaklanmadığını, müvekkilinin cinsel birlikteliğinde davacı kadının ağrılı cinsel ilişki, cinsel soğukluk ve ilişkiden haz almama problemi yaşadığını gördüğünü, kadının cinsel soğukluk tedavisini kabul etmediğini, tüm problemlerin müvekkilinden kaynaklandığı yönünde algı yaratmaya çalıştığını, tarafların birlikteliğini etkileyen rahimde yara rahatsızlığının tedavisine dahi yanaşmadığını, müvekkilini bu probleminden ötürü aşağıladığını, karşılıklı manevi destek halinde problemin çözümüne katkı sağlaması beklenirken aralarındaki mahremiyeti evliliklerinin ilk haftasında akraba arkadaş çevresi ile paylaştığını, haftanın en az 3-4 günü değişik bahanelerle gece saat 23:00-24:00'te eve gittiğini, çoğunlukla dışarıda olduğundan yemek yapmadığını, işyerinden getirdiği artık yemekleri yemesi konusunda müvekkilini zorladığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 02.07.2019 tarih ve 2016/567 Esas, 2019/520 Karar sayılı kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin, cinsel yönden bir sağlık sorununun bulunmasına ve tedavi olma imkanına rağmen öyle ya da böyle bir nedenle tedavisini aksattığı ve sosyal ortamlarda davacı kadının yanında olmayarak eşini toplum içinde zor durumda bıraktığı, kadının ise, eşi ile yaşadığı cinsel rahatsızlığı davalı kocanın onurunu kıracak ve rencide edecek şekilde aile ortamında dillendirdiği, özel durumlar (sayım yapılması vs.) dışında mesai saatleri uygun olmasına rağmen haklı bir sebep olmaksızın eve çok sık geç geldiği ve üzerine düşen sorumlulukları aksattığı, ev düzeni ve temizliği bakımından özensiz davrandığı gerçekleşen ve mahkemece yürütülen tahkikat sonucunda sabit görülen olgular itibariyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması bakımından bu duruma tarafların karşılıklı kusurlu davranışları sonucunda gelindiğinin, bu yönüyle tarafların eşit kusurlu oldukları, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının yoksulluk, tarafların tazminat taleplerinin reddine, taraflar hakkında düzenlenmiş sosyal ve ekonomik durum araştırma raporları içeriği nazara alınarak taraflar yararına tedbir nafakası takdirine yer olmadığına,karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın, kusur tespiti, karşı davanın tümü, lehine nafaka, maddî ve manevî tazminata hükmedilmemesi; davalı-davacı erkek kusur tespiti, asıl davanın tümü, lehine maddî manevî tazminata hükmedilmemesi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin18.11.2020 tarih, 2019/3260 esas, 2020/2794 Karar sayılı kararı ile, her iki tarafın da karşı taraftan kaynaklanan sebeplerle sağlıklı cinsel ilişki kurulamadığı yönündeki iddialarına ilişkin olarak davacı-davalı kadın yönünden cinsel ilişkiye engel bir rahatsızlığının olup olmadığının tespiti için uzman hekim raporu alındığı ancak davalı-davacı erkek yönünden rapor aldırılmadan karar verildiği, kadın yönünden alınan raporun karşı tarafın iddialarını karşılar nitelikte olmadığı, kadının rahatsızlığının o dönemde ki cinsel aktivitesine engel olup olmadığı hususunun değerlendirilmediği, bu itibarla her iki tarafın da sağlık kurumuna sevk edilerek birlikte yaşadıkları döneme ilişkin olarak cinsel ilişki kurulamamasının sebepleri yönünden yeterli tıbbi rapor alınmadan karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesi ile, başvuruların kabulü ile hükmün kaldırılarak kararın istinaf konusu edilmeyerek kesinleşen kısmları hariç olmak üzere kaldırılarak dosyanın belirtilen eksiklik giderildikten sonra esastan inceleme yapılarak bir karar verilmek üzere, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine ve kaldırma sebebine göre sair istinaf itirazlarının incelenmemesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların cinsel sorun iddialarına ilişkin olarak davacı-davalı kadın yönünden alınan sağlık raporları ve Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen rapor ile cinsel ilişkiye girmesini engelleyecek fiziksel ya da psikolojik bir rahatsızlığının tespit edilemediğinin bildirildiği, davalı-davacı erkeğin ise Adli Tıp Kurumu tarafından rapor düzenlenmesi için yapılması istenilen testi yaptırmadığı ve mahkemece yapılan ihtarata rağmen avukatı aracılığı ile testi yaptırmayacağını beyan ettiği, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin, cinsel rahatsızlığı dolayısıyla yapılan tedavilere düzenli şekilde katılmadığı, Adli Tıp Kurumu tarafından rapor düzenlenmesi için Penil Doppler Usg testlerinin yaptırılmasının talep edildiği, ancak bu hususun davalı erkek tarafından hukuken geçerli ve ispat edilen bir sebep gösterilmeden yerine getirilmediği, sosyal ortamlarda kadını yalnız bıraktığı, en son kavga ettiklerinde " evden s....ol git, istemiyorum" şeklinde hakaret ederek kadını evden kovduğu, kadının ise, davalı-davacı erkeğe karşı annesinin yanında "seninle birlikte olmaktan zevk almıyorum " dediği, yine en son kavga ettiklerinde "hayvan, salak" şeklinde hakaret ettiği evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin ağır kadının ise az kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının, boşanma yüzünden yoksulluğa düşme koşullarının oluştuğu, kadının çalışıyor olmasının, yoksulluk nafakası verilmesi şartlarını tek başına ortadan kaldırmadığı, kadının talebi ile bağlı kalınarak kadına yoksulluk nafakası verilmesi gerektiği gerekçesiyle; boşanma hükmünün taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadının davası ve fer'îleri, tazminat taleplerinin reddi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar İlk Derece Mahkemesince davalı karşı davacı kocaya "cinsel rahatsızlığı dolayısıyla yapılan tedavilere düzenli şekilde katılmadığı, Adli Tıp Kurumu tarafından rapor düzenlenmesi için Penil Doppler Usg testlerinin yaptırılmasının talep edildiği, ancak bu hususun ... tarafından hukuken geçerli ve ispat edilen bir sebep gösterilmeden yerine getirilmediği, ...'nın genellikle sosyal ortamlarda davacı-karşı davalı kadını yalnız bıraktığı, taraflar en son kavga ettiklerinde davalı-karşı davacı ...'nın, evden s....ol git, istemiyorum" diyerek "davacı-karşı davalı kadını hakaret ederek evden kovduğu," şeklinde kusur yüklenmiş ise de kocaya yüklenen "Adli Tıp Kurumu tarafından rapor düzenlenmesi için Penil Doppler Usg testlerinin yaptırılmasının talep edildiği, ancak bu hususun ... tarafından hukuken geçerli ve ispat edilen bir sebep gösterilmeden yerine getirilmediği," kusurlu davranışın dava tarihinden sonra yargılama aşamasında gerçekleşen bir husus olduğu için, "taraflar en son kavga ettiklerinde davalı-karşı davacı ...'nın , " evden s....ol git, istemiyorum" şeklindeki kusurlu davranışın ise dosya kapsamı ve tanık beyanları ile sübut bulmadığı anlaşıldığından kocanın kusurlarından çıkarılması gerektiği, yine kadına mahkemece yüklenen kusurlu davranışlar dışında kadının, eşinin cinsel sorunlarını anlattığı, işten geç geldiği ve ev işlerini kısmen ihmal ettiği anlaşılmakla bu kusurlu davranışların da kadına yüklenmesi gerektiği bu durumda boşanmanın meydana gelmesindeki olaylarda " "cinsel rahatsızlığı dolayısıyla yapılan tedavilere düzenli şekilde katılmadığ, genellikle sosyal ortamlarda davacı-karşı davalı kadını yalnız bıraktığı," anlaşılan koca ile "davalı-karşı davacı erkeğe karşı annesinin yanında " seninle birlikte olmaktan zevk almıyorum " dediği, yine en son kavga ettiklerinde "hayvan,salak" şeklinde davalı-karşı davacıya hakaret ettiği, eşinin cinsel sorunlarını anlattığı, işten geç geldiği ve ev işlerini kısmen ihmal ettiği anlaşılan kadının eşit kusurlu oldukları, eşit kusurlu olan tarafların birbirlerinden maddî ve manevî tazminat alamayacağı ve yoksulluk nafakası isteyen kadının, kendisini yoksulluktan kurtarmaya yetecek, aylık sürekli ve düzenli gelirinin olduğu, kadın yönünden boşanma yüzünden yoksulluğa düşme koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile; davalı-davacı erkeğin kusur belirlemesine kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakasına yönelik istinaf başvurularının kabulü tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü ile kusur tespitine ilişkin gerekçenin düzeltilmesine İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle taraflar eşit kusurlu olduklarından tazminat taleplerinin, kadının yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Somut uyuşmazlıkta boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların Bölge Adliye Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlarına göre davalı-davacı erkek ağır, davacı-davalı kadın az kusurludur. Hal böyleyken, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi yerinde görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3.Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları zarar gören, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen davacı-davalı kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi gereğince uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı kusur belirlemesi sonucu talebin reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı-davalı kadın yararına kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönünden BOZULMASINA,
2.Davacı -davalı kadın vekilin sair temyiz tirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.06.2024 tarihinde oy birliği ile karar verilmiştir.