"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1282 E., 2023/1182 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/277 E., 2021/130 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili ile aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Davalı ... vekilince 08.07.2023 tarihli beyan dilekçesi ile temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de temyiz süresinden sonra yapıldığından duruşma isteğinin reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının, davalılardan ... ile evli olduğunu, evlilik birliği içerisinde alınan Bursa İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 3173 Ada, 6 Parsel sayılı ... Evleri ... Mahallesi ... Bulvarı B Blok No:192 Kat:3 Daire:15'te bulunan taşınmazın davalı ... adına kayıtlı olduğunu, davalı ...'in aile konutu vasfında olan taşınmazı davacının açık onayı olmaksızın 23.02.2017 tarihinde diğer davalı ...'a sattığını bildirerek, taşınmazın 3.kişilere devrinin önlenmesi için teminatsız olarak tapu kaydına tedbir konulmasına, bu talep kabul edilmezse tapu kaydına davalıdır şerhi konulmasına, Bursa İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 3173 Ada, 6 Parsel sayılı ... Evleri ... Mahallesi ... Bulvarı B Blok No:192 Kat:3 Daire:15'te bulunan taşınmazın davalılardan ... adına olan tapu kaydının iptali ile tapuda diğer davalı ... adına kayıt ve tesciline, taşınmazın tapu kaydının iptalini müteakip aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... cevap dilekçesi ile; usulsüz tebligat iddiasında bulunmuş taşınmazın 23.02.2017 tarihinde satın alma yoluyla iktisap edildiğini, dava konusu taşınmaz iktisap edildikten sonra davacı ve ailesinin taşınmazda kalmaya devam ettiklerini, davacının taşınmazın satıldığını bildiğini, yasal hakkını kötüye kullandığını, dava konusu taşınmazı davalı ve yakınlarına bizzat davacının gösterdiğini, taşınmazın nitelik ve özelliklerini bizzat davacının davalı tarafa ve yakınlarına anlattığını, davacı ve ailesinin taşınmazı tahliye ettikten sonra mahallinde Bursa 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2018/109 D.İş dosyası ile keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldığını, bilirkişi raporu üzerine davacı aleyhine Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/649 Esas sayılı dosyası ile tazminat davası açılınca davacı tarafın davalı eşi ile kötüniyetli olarak işbu davayı ikame ettiğini, müvekkilinin tapuya güven ilkesi gereğince taşınmazı ikame ettiğini beyanla tebligatın geçersizliği nedeniyle dava dilekçesinin 11.03.2019 (öğrenme tarihi 06.03.2019) tarihi itibariyle tebliğ alındığının kabulü ile delillerinin toplanması ile eksik harcın ikmal edilmesi için davacı asile kesin süre verilmesine, harcın ikmal edilmemesi halinde davanın usulden reddine; ibraz edilen ve toplanan deliller, Yargıtay kararları dikkate alınarak davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmil edilmesini talep etmiştir.
2.Davalı ... davaya süresinde cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı ...' a yapılan tebligatın usulsüz olduğu, cevap dilekçesinin süre de olduğunun kabulü gerektiği, ... İlçe Emniyet Müdürlüğü Yavuz Selim Polis Merkezi Amirliği'nin 07.02.2019 tarihli yazı cevabında bildirilen adreste davacı ... ile davalı ...'in 2013-2018 yılları arasında ikamet ettikleri, taşınmazın aile konutu olduğu, şahısların halen ... Mahallesi ... Cad. ... Evleri F Blok No:12 İç Kapı No:18 adresinde ikamet ettikleri, belirtilen yerde ... isimli şahsın 2 aydır kiracı olarak oturduklarının tespit edildiği bildirildiği, nüfus kayıtlarına göre davacı ... ile davalı ...'in 03.07.2011 tarihinde evlendikleri, davalı eş ...'in 23.02.2017'de dava konusu taşınmazı diğer davalı ...'a devrettiği, taşınmazla ilgili kızı adına vekâleten işlem yapan davalı tanığı, emlakçı tanık ile davalı ...'ın eşi olan tanığın davacının dava konusu taşınmazın satışından haberdar olduğuna ilişkin görgüye dayalı bilgilerinin bulunduğu, dosyaya sunulan whatsapp ekran görüntüleri tek başına delil teşkil etmemekle birlikte aynı ekran görüntüleri Haksız İşgal Tazminatı (Ecrimisil) ve Elatmanın Önlenmesi (Yıkım ve Ecrimisil) davalarının görüldüğü Bursa 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/649 Esas sayılı dosyasına da delil olarak sunulduğu, mesaj içeriğinde banyo dolaplarının aynaları ve yan dolaplardan bahsedilirken "Onları evle birlikte yoktu bunu satarken de babası biliyordu" ibaresinin bulunduğu, bu dosyada davalı ... vekili tarafından ikinci cevap dilekçesinde ...'in emlakçıyla mesajlaşmalarının evin satışından aylar sonra olduğunun beyan edildiği, yani mesajlaşmaların varlığı ve içeriğinin ikrar edildiği; evin işlemlerinin davalının babası tarafından vekaleten yapıldığı ekran görüntüsünün içeriğinin dinlenen davalı tanıkları beyanlarıyla da uyumlu olduğu, davacının satış işleminden sonra 23.03.2018 tarihinde Bursa İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 3072 Ada, 2 Parsel A 5 Blok Bağımsız Bölüm No:10 ve Bursa İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 3072 Ada, 2 Parsel F 3 Blok Bağımsız Bölüm No:8'de bulunan konut niteliğindeki taşınmazları; davacının eşi olan davalı ...'in ise aynı gün yani 23.03.2018 tarihinde Bursa İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 3072 Ada, 2 Parsel E 3 Blok Bağımsız Bölüm No:2'de bulunan konutu satın aldıkları, dava dosyaları ve kolluk araştırması neticesinde dava tarihinden önce başka bir konutta yaşamaya başladıkları gözönünde bulundurulduğunda davacı ile davalı eşin ortak kararla hareket ettikleri, davacının kendisinin evi gösterdiği, satıştan haberdar olduğu ve böylece malik olmayan eşin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesindeki açık rızasının bulunduğu, her ne kadar yapılan tapu devrinde davalı eşin yazılı izni alınmamış ise de yasanın sadece eşin rızasının varlığını şart kıldığı, rızanın şekline ilişkin bir düzenleme içermediği, davacının önceden haberdar olmasına rağmen haksız işgal tazminatı (ecrimisil) ve elatmanın önlenmesi (yıkım ve ecrimisil) davaları açılmadan önce tapu iptali ve tescil ile aile konutu olduğuna ilişkin dava açmadığı netice itibariyle davacının devirden haberdar olduğu ve devire rızasının bulunduğu, açık rızanın davalı tarafından ispatlandığı, tapu iptalini gerektirir şartların oluşmadığı, davacının haksız işgal tazminatı (ecrimisil) ve elatmanın önlenmesi (yıkım ve ecrimisil) davalarından sonra kötüniyetli olarak davayı açtığı, 4721 sayılı Kanun'un ikinci maddesinin ikinci fıkrasına göre bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzenince korunmayacağı, dava tarihi itibariyle taşınmazın aile konutu olarak kullanılmadığı da gözetilerek davacının tapu iptali ve tescil ile aile konutu şerhi konulması davalarının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; süresinde cevap dilekçesi sunmayan davalının delillerine itibar edilmesinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğu, davalının iddialarının dava konusu üzerinde doğrudan doğruya maddi menfaatleri olan davalının eşi ve babasının beyanlarıyla ispatlandığını kabul etmenin olanaksız olduğu, davalı tanığı emlakçı ...'in yalan tanıklık suçunu işlediği dosya kapsamı ile açık bir şekilde sabit olduğu, aile konutunun satışından müvekkilin bilgisinin olup olmadığı ayrı bir husus, bu satışa ''açık rıza'' sının olup olmadığı ayrı bir husus olduğu, müvekkilin yalan tanıklık yaptığı sabit olan emlakçı tanık ... ile satıştan iki yıl sonra yaptığı mesajlaşma da kesinlikle satışa ''Açık rıza'' sının olduğuna dair tek bir ibare dahi olmadığı, taşınmazın ipotek işlemi tesis edildiği tarihte aile konutu olarak kullanıldığı, dava konusu taşınmazın satış tarihinde aile konutu olarak kullanıldığına dair herhangi bir çekişme olmadığını, Bursa 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/649 Esas sayılı dosyasına delil olarak sunulan mesajın hüküm tesisinde nazara alınması açıkça usul ve yasaya aykırı olduğu, İlk Derece Mahkemesinin davanın reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2013/2-2056 Esas, 2015/1201 Karar nolu içtihatı ile 2019/2-765 Esas, 2022/1369 Karar nolu içtihatlarında da açıkça belirtildiği üzere;4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi gereğince eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu, eşlere 4721 sayılı Kanun'un 193 üncü maddesince getirilen hukuki işlem özgürlüğünün "aile birliğinin" korunması amacıyla sınırlandırıldığı, buna göre eşlerden birisinin diğer eşin "açık rızası" bulunmadıkça aile konutunu satış yoluyla devredemeyeceği, 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinde yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörülmediği, bu nedenle sözkonusu iznin herhangi bir şekle tabi olmadan sözlü olarak verilebileceği, fakat yasa maddesinin ifadesinden de anlaşılacağı üzere verilen iznin "açık" olması gerektiği, davalı ... vekilinin süresinden sonra cevap verdiği, davalı eş ...'in aile konutu olarak kullanılan taşınmazı diğer davalı ...'a satış yoluyla 23.02.2017 tarihinde devrettiği, dava konusu taşınmazın satış tarihi itibariyle aile konutu olarak kullanıldığı, fakat bu devir sırasında davacı eşin açık rızasının ve izninin alınmadığı, her ne kadar taşınmazın satımında aracı olan ve emlakçılık yapan davalı tanığı ..., satış işleminin yapıldığı sırada davacının da tapu sicil müdürlüğünde bulunduğunu belirtmiş ise de, yine davalı tanığı olarak dinlenen ve davalı ...'ın babası olup, davalı kızı ... adına vekaleten tapuda taşınmaz alım işlemi yapan tanık ...'nün ifadesinde, satış sırasında davacının tapu sicil müdürlüğünde bulunmadığını belirttiği, bu nedenle davaya konu olup davacı ile davalı ... tarafından aile konutu olarak kullanılan taşınmazın diğer davalı ...'a satışına, davacı eşin "açık rızasının" bulunmadığı, bu nedenle davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle davacının istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden hüküm kurulmasına" davanın kabulüne, Bursa İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 3173 Ada, 6 parsel, B Blok, Kat:3, 15 nolu bağımsız bölümün davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davalı ... T.C. Kimlik numaralı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın tapu kaydı üzerine aile konutu şerhi konulmasına" karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın doğru olduğu, davacı kadının satışa açık izninin olduğunun dosyadaki delilleri ile ispatlandığını ileri sürerek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan davada dava konusu taşınmazın satışına davacı eşin açık izninin davalı satın alan tarafından ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi, 194 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Dava; 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi uyarınca tapu iptal tescil ve aile konutu şerhi konulması istemine ilişkindir. Davacı kadın dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu, taşınmazın haberi ve onayı olmadan davalı eş tarafından davalı ...'a satıldığı, davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davalı eş ... adına tesciline ve taşınmaz tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahalli Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından istinaf edilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince yapılan inceleme neticesinde, davacının istinaf itirazının kabulüne, mahalli Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüyle dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı eş adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine karar verilmiştir. Hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
2.4721 sayılı Kanun'un “Eşlerin hukuki işlemleri’' başlıklı 193 üncü maddesi; "Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, eşlerden her biri diğeri ve üçüncü kişilerle her türlü hukukî işlemi yapabilir.” şeklindedir. 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin birinci fıkrası; “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz” hükmünü içermektedir. Aile konutunun tanımına ise anılan maddenin gerekçesinde yer verilmiş; aile konutu “Eşlerin bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantısına buna göre yön verdiği, acı ve tatlı günleri içinde yaşadığı anılarla dolu bir alan” olarak tanımlanmıştır.
3.4721 sayılı Kanun'un 193 üncü maddesi dikkate alındığında kural olarak eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle her türlü hukuki işlem yapma serbestisi kabul edilmişken, aynı Kanun’un 194 üncü maddesi ile bu kurala istisna getirilmiş ve aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılması esası kabul edilmiştir. Bu düzenleme ile malik olmayan eşe, aile konutu ile ilgili tapu kütüğüne şerh verilmesini isteme hakkı tanınmış, eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü "Aile birliğinin" korunması amacıyla sınırlandırılmıştır. Tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa dahi aile konutuna ilişkin olarak; eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutuyla ilgili kira sözleşmesini feshedemeyecek, aile konutunu devredemeyecek ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacaktır. Malik olmayan eşin izni için şekil şartı bulunmamakla birlikte, iznin açık olması gerekmektedir. Açık rızanın varlığını ispat yükü ise aile konutu ile ilgili tasarrufta bulunana aittir. Öte yandan; 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinde öngörülen sınırlandırma, taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulduğu için değil, konut aile konutu vasfı taşıdığı için getirilmiştir. Bu sebeple taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Nitekim aile konutu şerhi kurucu değil açıklayıcı niteliktedir.
4.Bu durumda; 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi uyarınca malik olan eş tarafından diğer eşin açık rızası alınmadan aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılması durumunda yapılan bu işlemin “geçerli” kabul edilemeyeceği emredici hüküm gereğidir. Diğer eşin geçerli olmayan işlemin iptali için dava açabileceği kuşkusuzdur.
5.Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya gelince; dava konusu taşınmazın davalı eş adına kayıtlıyken 23.02.2017 tarihinde davalı ...'a devredildiği, taşınmazla ilgili kızı adına vekaleten işlem yapan davalı tanığının ve emlakçı tanığının davacı ve davalı eşin dava konusu taşınmazın görülmesi sırasında orada olduklarına dair beyanları, davacı kadın ile davalı ... tanığı emlakçı arasındaki yazışmalar ve diğer deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde davacı ile davalı eşin ortak kararla hareket ettikleri, davacının kendisinin evi gösterdiği, satışa rızasının olduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda da açıklandığı üzere, 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bıı nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin "Açık" olması gerekir. Bu itibarla davacı ile davalı eş ...'in ortak karar ile taşınmazı davalı ...'a sattıkları, bu durumda davacının evin satılmasında açık rızasının olduğunun kabulü gerektiği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.05.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden değerli çoğunluğun bozma yönündeki kararına katılmamaktayım.