"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/693 E., 2023/918 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Vakfıkebir 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/28 E., 2023/166 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının boşanma davasının kabulüne, erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı eşi ile 2005 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden iki çocuklarının bulunduğunu, evliliğin ilk zamanlarında aralarındaki ilgi ve anlayışın olmadığını, davalının sürekli huzursuzluk çıkardığını, ailesine karşı saygısız davranışlar sergilediğini, ailesi ile görüşmesine karşı çıktığını evliliğin artık çekilmez hale geldiğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; davacının iddiasının aksine kendisinin kayın validesi ile anne-kız gibi olduklarını, aralarında bir sorun bulunmadığını, davacının uzun süredir başka bir kadın ile birlikte olduğunu, davacının zina yaptığını, eşinin eve gece yarıları gelmeye başladığını, gündüz aradığında telefona bakmadığını, davacı ile Meliha Tağrıkulu isimli kişinin sürekli mesajlaştıklarını, davacının uzun süre önce evi terk ettiğini ve ayrı yaşadığını, davacı ve çocuklarının geçimine katkı sunmadığını, ekonomik şiddet uyguladığını belirterek 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca zina hukuki nedeniyle, olmadığı taktirde 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin taraflarına verilmesine, ortak çocuk Orçun Deniz için aylık şimdilik 1.000,00 TL, diğer ortak çocuk ... için 750,00 TL tedbir iştirak nafakasına dava tarihinden itibaren hükmedilmesine, dava tarihinden itibaren kendisine aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî tazminata ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, yargılama giderlerinin davacı-davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve karşı dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, tarafların 13.10.2004 tarihinde evlendikleri, davacı-davalı erkeğin uzun süredir başka bir kadınla görüştüğü, uzun süredir eve gitmediği, taraflar arasında tartışma bulunduğu, davacı-davalı erkeğin sadakat yükümlülüğünü aykırı davranarak başka kadınlar ile görüştüğü, evliliğe olan saygıyı yitirecek eylemlerde bulunulduğu, dinlenen tanıkların beyanları ile bu durumun sabit olduğu, dosya içerisindeki mevcut telefon kayıtları incelendiğinde davalı-davacı kadın tarafından beyan edilen "0541 ... .. 61" numaralı telefonun 28.09.2016-07.06.2022 tarihleri arasında davacı-davalı erkeğin ilişkisi olduğu iddia edilen ...'a ait olduğu, davacı-davalı erkek adına kayıtlı hat üzerinde yapılan incelemede davacı-davalı erkek ile .... arasında 2018-2021 yılları arasında 999 dan fazla görüşme yapıldığının tespit edildiği, davacı-davalı erkeğin birlikte yaşama yükümlülüğüne aykırı davrandığı, başka bir kadınla duygusal ilişki kurmak suretiyle güven sarsıcı davranışta bulunduğu, kadının kusurunun ispat edilemediği, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, tarafların ortak çocuklarının velâyetinin anneye bırakılmasına, karşı dava yönünden; davacı-davalı erkeğin zina nedeniyle boşanma talebinin ise erkeğin başka kadınla görüşmesinin güven sarsıcı nitelikte olduğu ve zinanın ispat edilemediği gerekçesi ile reddine, davalı-davacı kadının maddî ve manevî tazminat isteminin kısmen kabulü ile; 50.000,00 TL maddî tazminat ile 30.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı lehine aylık 400,00 TL tedbir nafakası, aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuk ... lehine aylık 350,00 TL tedbir, aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, ortak çocuk ... lehine aylık 350,00 TL tedbir, aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, aile konutu şerhi talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; davanın zina nedenine dayalı boşanma olarak kabulünün gerekeceğini, bu durum nazara alındığında müvekkilinin lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının yetersiz kaldığını, ayrıca müvekkili ve çocuklar lehine hükmedilen nafaka tutarlarının günün ekonomik koşulları ile davacı-davalının gerçek sosyal ekonomik durumu dikkate alındığında yetersiz olduğunu, belirterek zina nedenli davanın reddi, maddî-manevî tazminat ve nafaka miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece, davalı-davacının dava dilekçesi ve iddiaları doğrultusunda hüküm tesis edilmesi yoluna gidildiğini, Mahkemenin tarafsızlık ilkesi gözetilerek yapılması gerekliliği ile kararın bozulması gerektiğini, nafaka miktarının azaltılması gerektiğini, davalı annenin velâyet görevini gerektiği gibi yerine getirmediğini, davalı-davacı kadın lehine maddî-manevî tazminat ve nafakaya hükmedildiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının tümden kaldırılmasına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince erkeğe kusur olarak yüklenen eylemlerin, dinlenen yeminli tanık anlatımlarından ve GSM şirketinin cevabi yazısından sabit olduğu, bunun dışında kadının, dilekçelerinde erkeğe izafe ettiği diğer kusurların ve erkeğin kadına izafe ettiği tüm kusurların görgüye dayalı, taraflardan duyum şeklinde ve yorum yollu olmayan tanık anlatımı ya da başkaca delille desteklenmediğinden varit görülmediği, tanık anlatımlarına itibar edilememesini gerektirir başkaca somut bir durumun da dosyaya yansımadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda; erkeğe yüklenen kusurlu eylemin güven sarsıcı davranış boyutunda kaldığı; halen devam eden bir eylem nedeniyle af olgusunun olduğundan söz edilemeyeceği, bu şekilde kadının zina nedeniyle boşanma davasının, erkeğin kadına açtığı davanın reddiyle, kadının terditli talebi olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma kararının kabulünde usul ve yasaya, dosya kapsamına aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, tarafların bu yöndeki istinaf itirazlarının reddi gerektiği, boşanmanın fer'îleri yönünden yapılan istinaf incelemesinde; annenin velâyet görevini kötüye kullanacağına dair bir iddia ve ispatın bulunmadığı, çocukların halen anne ile yaşadığı, yaşları gereği anne şefkatine muhtaç oldukları SİR'de ki tespitlere göre velâyet düzenlemesinin çocukların üstün yararına uygun olduğu, kadının asgari ücret düzeyinde geliri var ise de erkeğin restorant işletmecisi olduğu, kadının gelirinin onu yoksulluktan kurtarmayacağı, çocuklara verilen nafakanın ve kadın yararına hükmedilen nafakaların isabetli olduğu anlaşılmakla, bu hususlara yönelik istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermek gerektiği, kadının, lehine takdir edilmiş olan maddî ve manevî tazminatın miktarına ilişkin istinaf talebinin kabulüne, Mahkemenin bu hususa yönelik gerekçe ve hükmünün düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerektiğinden kadın yararına 100.000,00 TL maddî 75.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tüm, kadının sair yönlere ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; mahkemece, davalı-davacı kadının dava dilekçesi ve iddiaları doğrultusunda hüküm tesis edilmesi yoluna gidildiğini, Mahkemenin tarafsızlık ilkesi gözetilerek yapılması gerekliliği ile kararın bozulması gerektiğini, nafaka miktarının azaltılması gerektiğini, davalı-davacı annenin velâyet görevini gerektiği gibi yerine getirmediğini, davalı-davacı kadın lehine maddî-manevî tazminat ve nafakaya hükmedildiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek tüm yönlerden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadının davasının kabulü ile erkeğin davasının reddinin yerinde olup olmadığı, tazminatlar, nafakalar, velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.