Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7683 E. 2023/4972 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında görülen boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur dağılımı, nafaka, tazminat miktarları ve aile konutu şerhi talebinin reddinin yerinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki tüm deliller ve tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları değerlendirilerek, davacı kadın lehine hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının düşük olduğu, aile konutu şerhi talebinin reddinin yerinde olduğu ve kusur belirlemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/677 E., 2023/827 K.

DAVA TARİHİ : 20.08.2020

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin sadakatsiz olduğunu, başka kadınla imam nikahlı olarak yaşadığını, birlikte yaşadığı kadından bir erkek çocuğu olduğunu, davalının ortak çocuğa bu senin kardeşin diyerek videolarını gösterdiğini, davalının telefonundan imam nikahlı eşi olduğunu iddia eden kişi ile sık sık görüşmeleri ve konuşmalarına şahit olduğunu, davalının yasak ilişki yaşadığı imam nikahlı eşi ve bu yasak ilişkiden olan altı yaşındaki oğlu ile vakit geçirmeyi ve maddî imkanlarından yasal eşi davacıyı değil de imam nikahlı eşini ve ailesini yararlandırmayı adet edindiğini, davalının altı ayda bir gelip yirmi gün ya da bir ay kalıp gittiğini belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 1.500,00 TL iştirak nafakası, davacı kadın için aylık 2.500,00 TL yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata, yine aile konutu olarak kullanılan taşınmaza aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili sürede verdiği cevap dilekçesinde özetle; açılan boşanma davasına ilişkin beyan ve iddialarının asılsız olup boşanma talebi dışındaki taleplerin tümden reddi gerektiğini, davacının yakın akrabaları tarafından sık sık tehditlere maruz kaldığını, evliliğin son zamanlarında paranoyak bir ruh haline bürünerek davacıyı asılsız iddia ve iftiralarla zan altında bıraktığını, aldatma iddiasının ise iftira olduğunu, dava dilekçesinde sözü edilen evlilik dışı çocuğun, davalının Tataristan'da ticari faaliyet yürüttüğü bir arkadaşının çocuğu olup, video kaydı incelendiğinde de görüleceği üzere oğlu ...'ye bahsi geçen çocuğun tatar olması ve tatar dilinde seni çok seviyorum, ... abi dedirterek güzel bir anı ile çocuğunu sevindirmek istemesinden kaynaklandığını, davalının davacıya anlaşmalı boşanmayı dile getirdiğini, ancak davacının sadece maddîyata yönelik fahiş talepleri karşısında aslında bunca yıllık evliliğinin davacı için maddî bir beklentiden öteye geçmediğini anladığını, ayrıca davacının kalıcı ağız kokusu rahatsızlığı olduğunu, davacının bu rahatsızlığının çok ileri boyutta olup çiftlerin evlilik hayatını olumsuz etkilendiğini belirterek, eşler arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davacının talep ettiği velâyet, nafaka ve maddî ve manevî tazminat taleplerinin ve taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesine yönelik talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin sadakat yükümlülüğünü şüpheye düşüren davranışlarda bulunduğunu, yurt dışında çalışmayı bırakıp döndüğünde dahi ortak eve dönmeyip, ortak hayatı terk edip Alanya'da yaşamaya devam ettiğini belirterek, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının boşanma davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, ortak çocuk dava sırasında reşit olduğundan davacının velâyet talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, çocuğun reşit olduğu tarihe kadar aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, iştirak nafakası talebinin reddine, kadın için takdir edilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, davacı kadın lehine 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, kadının taşınmaza aile konutu şerhi konulması yönünden talebinin ise davacının ilgili tapu müdürlüğüne başvurduğuna ilişkin herhangi bir delil sunmadığı, bunun yanında evin herhangi bir tapusunun olmadığı, evin üzerinde bulunduğu arsanın hisseli olması sebebiyle davacının bu talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı;

1.Davacı kadın vekili tazminat ve tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı ile aile konutu şerhi talebinin reddi yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe yüklenen sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışı, söz konusu olayın dinlenen tanıkların ifadesine bakıldığında tanıkların görgüye dayalı değil, taraftan ve ortak çocuktan duyuma ilişkin olduğu anlaşıldığından bu davranışın erkeğe kusur olarak yüklenmesi doğru olmadığı gibi erkeğin kadına hitaben çektiği mesajı gören komşu tanık ....'in beyanına göre; sizi süründüreceğim, sen bana yakışmıyorsun, sen kilolusun şeklinde mesaj yazdığı ve ortak çocuğuna ve eşine karşı birlik görevlerinden kaçınmak amacıyla onlarla aynı evde yaşamadığının ispatlandığı, erkeğin yine de tam kusurlu olduğunun kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilmesine, davalı erkeğin diğer hususlara ilişkin ise istinaf itirazlarının esatan reddine karar verilmiş, kadının istinaf talepleri hakkında esastan bir inceleme yapılmamış ve hüküm kurulmamıştır.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili kararı tazminat ve tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı ile aile konutu şerhi talebinin reddi yönünden, davalı erkek vekili, kusur, nafaka ve tazminat yönünden temyiz etmiştir.

2. Dairemiz 10.01.2023 tarihli ilamı ile İlk Derece Mahkemesi hükmüne karşı, kadın tarafından lehine hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarı ile aile konutu şerhi talebinin reddi yönünden, erkek tarafından ise kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurulduğunu ancak kadının istinaf talebinin Bölge Adliye Mahkemesince incelenmediğini belirterek sair temyiz itirazlarının incelenmeksizin hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla bozma ilamına uyulmakla kadının aile konutu şerhi talebine yönelik İlk Derece Mahkemesince verilen ret kararının esastan verilmiş bir karar olduğunu kadının ilgili tapu müdürlüğüne başvurduğuna ilişkin dosyada her hangi bir delil bulunmadığını, bu nedenle aile konutu şerhi konulması davasında kadının hukuki yararı bulunmadığını ve usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca erkeğe yüklenen sadakatsizlik kusurunun görgüye dayalı tanık anlatımları ve diğer delillerle ispatlanamadığını, dolayısıyla erkeğe sadakatsizlik vakıasının kusur olarak yüklenemeyeceğini, bunun dışında davalı erkeğin kadına hitaben çektiği mesajı gören komşu tanığın beyanına göre erkeğin kadına sizi süründüreceğim, sen bana yakışmıyorsun, sen kilolusun şeklinde mesaj yazdığını ve ortak çocuğuna ve eşine karşı birlik görevlerinden kaçınmak amacıyla onlarla aynı evde yaşamadığının ispatlandığını, erkeğin tamamen kusurlu olduğu, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu, yine yoksulluk nafakası miktarının az olduğu gerekçesi ile erkeğin kusur belirlemesine yönelik, kadının maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarlarına yönelik ve aile konutu şerhi talebine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili maddelerinin kaldırılarak yerine davacının aile konutu şerhi talebinin hukuki yararı bulunmadığından usulden reddine, kadın yararına her ay 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ödenmesine, kadın lehine 100.000,00 TL maddî ve 80.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, davacı kadın vekili kararı kusur belirlemesi, tazminat ve tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı ile aile konutu şerhi talebinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur, nafaka ve tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile nafakaların şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları ile aile konutu şerhi talebinin reddinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci ve 330 uncu, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.