Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8089 E. 2024/3859 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu ve hangi taraf lehine maddi-manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemece, davacı-davalı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurlu olduğuna ve davalı-davacı kadının manevi ve maddi tazminat taleplerinin haklı olduğuna dair tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usul ve yasaya uygun şekilde hüküm kurulduğu gözetilerek istinaf başvurusunun reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1300 E., 2023/1364 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/529 E., 2023/259 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-davacı ile 2018 tarihinde görücü usulü ile evlendiklerini, ortak çocuklarının bulunmadığını, kadının evliliğinden başından beri sorumsuz ve ilgisiz davrandığını, öfke patlamaları, kendisine ve ailesine küfür ve hakaretleri, uçsuz bucaksız maddî istekleri, vb nedenlerle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadının kusurlu olduğunu, kadının evlilik öncesinde çalışıyor olmasına rağmen evlendikten sonra dinlenmek istediğini ve çalışmak istemediğini söylediğini, aralarında yaşanan son tartışmada da kadının kendisine ve ailesine ağır hakaretlerde bulunduğunu, öfke patlaması yaşadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçeleri ile boşanmalarına, lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap-karşı dava dilekçesinde; erkeğin iddialarının asılsız olduğunu, erkeğe ve ailesine saygısız davranmadığını, erkeğin isteği üzerine, erkeğin ailesine yakın bir yerden ev tuttuklarını, erkeğin annesinin ameliyat olduğunu ve kendi evine götürerek bakımı ile ilgilendiğini, erkeğin kendisi ile hiçbir sohbet ve paylaşımda bulunmadığını, evlilik gereklerini yerine getirmediğini davacıya sorduğunda öfke patlaması geçiren ve kendisine şiddet uygulayan tarafın erkeğin kendisi olduğunu, kendisinin rahat etmek istemesi nedeni ile çalışmadığı söylenmiş ise de iş bulamadığı için çalışamadığını, erkeğin kendisi ile hiçbir paylaşımda bulunmadığını ve çocuk sahibi olma isteğini reddettiğini, erkeğin kendisine karşı fiziksel şiddet uyguladığını ve ağır hakaretlerde bulunduğunu beyanla erkeğin davasının reddine karşı davasının kabulü ile 1500,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına hükmedilmesi ile, hükmedilen nafaka miktarına her yıl % 20 oranında artış yapılmasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak tarafına verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, asıl dava yönüyle yapılan incelemede, dinlenen her iki tarafın tanık anlatımları,davacı davalının davalı davacıyla fiili ayrılık sonrası yaptıkları mesajlaşmaya ilişkin ekran görüntüleri, diğer deliller birlikte değerlendirildiğinde, asıl davada davalı-davacı aleyhinde ileri sürülen ve boşanma gerekçesi olarak gösterilen hiç bir sebebin gerçekleştiğine dair mahkememizce olumlu bir kanının oluşmadığı, asıl davada davalı-davacı aleyhine isnat edilen eylemlerin mevcudiyetine dair herhangi bir belirlemenin yapılamadığı, böylelikle davacı-davalının üzerine düşen ispat külfetini sağlayamadığı gibi detayları karşı dava yönüyle anlatılacağı şekilde evlilik birliğinin çekilmez hale gelip temelinden sarsılması sonucunun gerçekleşmesindedavacı davalının asli ve tam kusurlu olduğu, bu kapsamda dürüstlük kuralı ve TMK 166/2 maddesine göre davacı-davalının kendi kusuruna bağlı dava açamayacağı gibi davalı erkeğin alınan görüşme kayıtlarında da olumsuz bir duruma rastlanılmadığının tespiti karşısında, asıl davanın fer'î talepleriyle birlikte reddedilmesi gerektiği; karşı dava yönüyle yapılan inceleme ve tespit ise; davacı- davalının özellikle davalı-davacı tarafından sunulan fotoğraf kayıtları, tanık anlatımları ve Sivas 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/278 Esas ve 2020/654 Esas sayılı dosyaları kapsamında davacı-davalıya eşe karşı basit yaralama suçundan verilen mahkumiyet kararları, su ve doğal gaz aboneliklerinin kapatılmasına ilişkin ilgili kurumlardan alınan belgeler ve sair delillere göre, davacı-davalının davalı- davacıya karşı defaten darp eylemlerinde bulunduğu, evlilik içerisinde hakaretvari konuşmalar yaptığı, yine davalı-davacı ile boş zamanlarında vakit geçirmeyerek telefon ve bilgisayarla boş vakitlerini geçirdiği, davalı-davacıya karşı sevgisiz ve duygusuz davrandığı, davalı erkeğin evlilik içerisinde çalışma isteğine saygı duyup destek olmadığı gibi çok cüzi meblağlar şeklinde harçlıklar verdiği, davalı erkeğin temel ihtiyacı ve giyinme gibi maddî taleplerini karşılamakta zafiyet gösterdiği, fiili ayrılık dönemi gerçekleşir gerçekleşmez ortak konutun doğalgaz ve su aboneliklerini kapattığı, davalı-davacıyı maddî olarak kendi kök ailesine muhtaç bıraktığı, davalı erkeğin kök ailesiyle dengeli, doyurucu bir şekilde görüşmeyip, sınırlı olarak görüştüğü zamanlarda bile ilgisiz ve saygı sınırlarını aşacak şekilde görüştüğü, davalı-davacıyla normal sohbet, sorunları paylaşma gibi bir yapıda olmadığı gibi davalı erkeğin bu yöndeki çabalarına da olumlu yaklaşım göstermediği, ortada makul ve mazur görülebilecek bir sebep yokken ortak çocuk sahibi olmak istemediği, gibi davalı erkeğin bu yöndeki isteklerini de sebepsiz reddettiği, böylelikledavacı davalının, davalı-davacıya karşı fiziksel, sözel, duygusal, ekonomik, psikolojik ve sosyal şiddet eylemlerinde bulunarak davalı-davacı yönünden evliliği çekilmez bir hale getirdiği, mevcut evliliğin temelinden sarsıldığı ve devamının davalı davacı için beklenemeyeceği, davacı-davalının asli ve tam kusurlu olduğu, karşı davanın kabul edilmesi gerektiği, davalı-davacı aleyhinde herhangi bir kusurunun tespit edilemediği gerekçesiyle asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı-davalı erkeğin tazminat taleplerinin reddine, davalı-davacı kadın yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın lehine 60.000,00 TL maddî, 60.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri yönünden istinafa başvurmuştur.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, boşanmaya sebep olan olaylarda mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına maddî ve manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatların miktarında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili;istinaf başvurusunda ileri sürülen nedenleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin tazminat taleplerinin reddi ile kadın yararına tazminata hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.