Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8107 E. 2023/6086 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur durumu, boşanma kararının yerindeliği ve yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları değerlendirilerek, davalı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararı bozmayı gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/249 E., 2023/1384 K.

...

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı istinaf sınırlaması ve eksik inceleme yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine ve diğer yönlerden başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının geçimsiz davranışları olduğunu, erkeğin ailesi ile geçinemediğini, onlara karşı hakaret, küfür içerikli sözler söylediğini, müvekkiline ve çocuklarına karşı da ağır hakaretler ettiğini, çocuklara kötü davrandığını, evin sorumluluklarını yerine getirmediğini, sadakatsiz davranarak, başka erkeklerle telefonla konuştuğunu belirterek, davalının kusurlu eylemleri nedeniyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğine boşanmalarına, çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, erkek ve ailesinin sürekli hakaret ve küfür ettiğini, davacı erkeğin şiddet uyguladığını, ailesine karşı korumadığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, sadakatsiz davranışı olmadığını, görüşme yaptığı kişinin aile dostları olduğunu, erkeğin eşinin sağlık problemleri ile ilgilenmediğini belirterek, davanın reddini, aksi kanaat olur ise de müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına ve müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 20.05.2021 tarihli, 2019/66 Esas ve 2021/375 Karar sayılı kararıyla; davacı erkeğin davalı kadına başkalarının yanında aşağılayıcı sözler söylediği ve kök ailesi ile iletişimini kısıtladığı, davalı kadının ise; evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmemesi, evlilik birlikteliğinin sadakat kuralına aykırı hareket etmesi, erkek olan 3üncü kişi ile eşinin bilgisi dışında telefonla görüşmesi, eşine ve çocuklarına karşı saygısız davranması, hakaret etmesi şeklindeki kusurlu davranışları sebebiyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, davalının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili; davanın kabulü, kusur durumu ve yoksulluk nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 01.06.2022 tarihli ve 2021/1862 Esas, 2022/1553 Karar sayılı kararıyla; kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakasının reddi yönünden istinaf edildiği değerlendirilerek, taraflar arasında yaşanan son olayda erkeğin kadına şiddet uyguladığı, İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen kusurların yanında şiddet vakıasının da ispatlandığı, ancak bu durumun kadının boşanmaya bağlı olaylarda ağır kusurlu olduğu sonucunu değiştirmediği, kadının kusur tespitine yönelik istinaf isteminin kısmen kabulü ile erkeğe yüklenen kusurlar arasına şiddet vakıasının eklenmesine, davalının kusur durumu dışındaki istinaf başvurusunun esastan reddine, kusur durumuna yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile boşanmaya neden olan olaylarda kadının ağır kusurlu, erkeğin ise az kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili tüm yönlerden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 08.12.2022 tarih, 2022/7514 Esas ve 2022/10189 Karar sayılı ilamıyla; Bölge Adliye Mahkemesi kararının istinaf sınırlamasına ilişkin bölümünde davalı kadın hükmün tamamı için istinaf kanun yoluna başvurduğu halde kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakasına yönelik istinaf başvurusunda bulunduğu belirtilmek suretiyle boşanma hükmüne dair istinaf başvurusunun incelenmemiş olması yerinde görülmediği gerekçesiyle hükmün bozulmasına, sair yönlere ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; boşanma kararı verilmesinin doğru olduğu, taraflar arasında yaşanan son olayda davacı erkeğin, davalı kadına şiddet uyguladığı, İlk Derece Mahkemesince davacı erkeğe yüklenen kusurların yanında şiddet vakıasının da ispatlandığı, ancak bu durumun kadının boşanmaya bağlı olaylarda ağır kusurlu olduğu sonucu değiştirmediği, davanın kabulü şartlarının bulunduğundan davanın kabulü isabetli ise de kadının kusur tespitine yönelik istinaf isteminin kısmen kabulü ile davacı erkeğe yüklenen kusurlar arasına şiddet vakıasının eklenmesine, boşanmaya bağlı olaylarda davalı kadının ağır, davacı erkeğin ise az kusurlu olduğunun tespitine, davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine ilişkin kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, davalının bu yöndeki istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili; Mahkemece belirlenen kusur belirlemesinin hatalı olduğu, kadının sadakatsiz davranışı olmadığı, yoksulluk nafakasına karar verilmesi gerektiği, boşanma kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tüm yönlerden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...