Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8134 E. 2024/3532 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu ve davacı erkeğin davasının kabul edilip edilmemesi ile hükmedilen tedbir nafakası miktarının uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının kusurunun bulunmadığı, birliğin sarsılmasına neden olan olaylarda davacı erkeğin tam kusurlu olduğu ve davanın reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının isabetli olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/697 E., 2023/912 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırıkhan 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2018/228 E., 2021/742 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; her iki tarafın da ikinci evlilikleri olduğunu, davalının çalışmaya başladıktan sonra evini aksattığını, müvekkilinin 2016 Şubat ayında evlenen ilk eşinden olan oğlu ... ve gelinini, ayrı bir ev açacak imkanları olmadığından kendi yaşadıkları eve aldığını, davalının ise bu duruma anlayış göstermediğini, eve gelen akrabalarına surat astığını, sık sık evi terk ettiğini, müvekkille aralarındaki mahrem konuları müvekkilinin arkadaşlarına anlattığını, 2018 yılı nisan ayında müvekkilinin safra kesesi ameliyatı olmasına rağmen refakatçi kalmadığını, iki kez kısa süreli ziyarete geldiğini ve bu sebeplerle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, velâyetin babaya tevdii ile 50.000,00 TL manevî tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının gözünün hep başka kadınlarda olduğunu, eski eşi ile devamlı görüştüğünü, ilgisiz olduğunu, davacının ortak çocuğun doğumuna gelmediğini, müvekkiline küfür ve hakaret ettiğini, müvekkilden aldığı dört adet bileziği alıp geri vermediğini, fiziksel şiddet uyguladığını, aynı evde birlikte kalan üvey çocuk ...'in de müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, evden kovduğunu, davacının ameliyat olduğunda oraya giden müvekkilini üvey çocuk ...'in istemediğini beyanla davanın reddini savunmuştur

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının ilk evliliğinden olan oğlu ve gelininin evliliklerinin ilk zamanlarında taraflara ait ikamette onlarla birlikte kaldığı, bu dönemde davalı kadının onları evde istemediği, davalının sürekli evden ayrılarak annesinin evine gittiği, davacının ameliyat olup hastanede yattığı dönemde de davalı kadının eşinin yanında bulunmadığı, sadece bir iki kez kısa süreli ziyarette bulunduğu, davacının yanında bu süreçte refakatçi olarak gelininin bulunduğu, buna karşılık davacının da borçları olduğunu söyleyerek eşinin ihtiyaçlarını karşılamadığı, davalının erkek kardeşinden maddî destek aldığı, ortak çocuğun doğumu esnasında davacının eşinin yanında bulunmadığı, kadına "sen koca avcısısın" şeklinde mesaj attığı, sabit görülen sebeplerle tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, velâyetin anneye tevdiine, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; aldatılan ve evden kovulan müvekkilinin hastaneye gitmesinin beklenmesinin doğru olmadığı gibi müvekkilinin hastaneye gittiğini ancak davacının oğlunun müvekkilini kovduğunu, delillerin incelenmediğini, çocuk için tedbir nafakasına hükmedilmediğini belirterek davanın kabulü yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadına kusur olarak yüklenen, ''erkeğin ilk evliliğinden olan oğlu ...'in evlenme sonrası eşi ile birlikte taraflarla aynı evde yaşamasını istememek, bu nedenle sürekli evden ayrılarak annesinin yanına gitmesi yine davacının ameliyat olup hastanede yattığı dönemde kocasının yanında bulunmaması, sadece iki kez kısa süreli ziyarete gelmesi'' vakıaları incelendiğinde, davacı erkeğin, ilk eşinden olan oğlu ...'in evlenmesi sonrası oğlunun, eşine ayrı bir ev açarak yaşaması gerekirken, davacının da isteği üzerine yeni evli çiftin taraflarla aynı evde yaşamasını davalı eşten beklemeneyeceği, kadının, davacının bu konudaki ısrarı ve üvey oğlu ... ile anlaşmazlıkları gereği, zaman zaman küs olarak anne evine gitmesinin kusur olarak kadına yüklenmesinin, yine kadının son olarak aynı konu ile ilgili anne evine gittikten sonra davacı erkeğin ameliyat olması nedeni ile hastaneye gidip yanında refakatçi kalmasını beklemenin de hayatın olağan akışına uygun olmadığı, kaldı ki davalı kadının küs olmasına rağmen eşinin ameliyat olduğunu öğrenmesi üzerine hastaneye iki kez ziyarete gittiği, üvey oğlu ...'in ise kadını orada istemediği, erkeğin istinaf edilmeyerek kesinleşen yukarıdaki kusurları yanında, güven sarsıcı davranışlarda bulunmak vakıasının da ispatlandığı, yaşanan olaylarda erkeğin tam kusurlu, kadının ise kusurunun bulunmadığı, davanın reddi gerektiği belirtilerek davalı kadının istinaf başvurusunun kabulüne, yeniden esas hakkında hüküm tesisine, davacı tarafın davasının reddine, anne yanında kaldığı anlaşılan ortak çocuk tarafların ekonomik sosyal durumları, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları dikkate alınarak dava tarihinden itibaren uygun miktarda 400.00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu, sosyal medya şifresinin ortak kullanıldığını, mesajları kendisinin çektiğini ve elinde koz olarak tuttuğunu ileri sürerek; davanın reddi ve kusur tespiti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı kadın vekili katılma yolu ile temyiz dilekçesinde özetle; tedbir nafakasının düşük olduğunu belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanmaya neden olan olaylarda kusurun kimden kaynaklandığı, davacı erkeğin davasının kabulünün gerekip gerekmediği, çocuk için hükmedilen tedbir nafakası miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(6100 sayılı Kanun'un) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığının ispatlanmadığı, bu vakıanın erkeğin kusurundan çıkarılması gerektiği, ne var ki davalı kadının kusurunun bulunmadığı, birliğin sarsılmasına neden olan olaylarda davacı erkeğin tam kusurlu olduğunun ve sonuç itibariyle davanın reddi kararının isabetli olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.