Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8357 E. 2024/7229 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alınarak takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarının hakkaniyete uygun olmaması gözetilerek, tazminat miktarı yönünden bozulmuş, diğer konularda ise onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/960 E., 2023/1114 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/51 E., 2021/334 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile kabul edilen yönlerden İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile 20 yıldır evli olduğunu, müvekkilinin ilk davalının ise ikinci evliliği olduğunu, bu evliliklerinden biri reşit müşterek iki çocukları bulunduğunu, taraflar arasında evliliğin ilk yıllarından bu yana bir uyumsuzluğun mevcut olduğunu, bu durumun şiddetli geçimsizliğe sebep olduğunu ve evlilik birliğinin devam ettirilmesine engel olduğunu, müvekkilinin evliliğin ilk günlerine müteakiben davalının fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, davalının erkek kardeşinin ölümünden dolayı müvekkili ile birlikte yatamayacağını söylediğini ve son 4 yıldır müşterek yatak odasında değil salondaki kanepede yattığını, davalının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, beyanla evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir/iştirak nafakası ile müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası ile 200.000,00 TL maddi ve 160.000 TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; davacının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, davalı tarafın müvekkilinin isteği ile işten ayrıldığı iddiasının asılsız olduğunu, zira davalının evlenmeden önce çalışmakta iken evlendikten sonra ev hanımı olmak istediğini söylediğini ve davacı müvekkilinin ise bu karara saygı gösterdiğini, davalının ev hanımlığının gerektirdiği temizlik, yemek, çocukların bakım ve ihityaçları konularında ise duyarsız kaldığını, bu özensiz hareketler sebebiyle de müvekkilinin bu konularda tek başına ilgilenmek zorunda kaldığını, davalının, müvekkilinin biraz nefes almak, biraz eğlenmek, hoşça vakit geçirmek istediğinde davacı müvekkilin itirazı ya da ilgisizliği ile karşılaştığını iddia ettiğini, bu iddianın doğru olmadığını, ayrıca özel davet, kutlama ve bayramlarda müvekkilinin aile ve yakın akraba ziyaretlerinde müvekkiline eşlik etmeyerek müvekkilini yalnız bıraktığını, aile ve yakın akraba çevresinde mahcubiyet yaşamasına sebebiyet verdiğini, müvekkilinin Alzheimer hastası olan annesinin bakıma muhtaç olması karşısında davalı kısa süre dahi olsa müşterek evde kalmasına müsaade etmemiş ve bu konuda müvekkilin üzüntüsünü görmezden gelerek manevi desteğini esirgediğini beyanla asıl davanın reddi ile birleşen davalarının kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine 200.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların 16.11.1997 yılından beri evli oldukları, bu evliliklerinden birisi ergin olan iki müşterek çocuklarının bulunduğu; tarafların evlilikleri ilk senelerde yolunda gitmesine rağmen davalı-birleşen dosyada davacı erkeğin eşine 2016 yılı Ekim- Kasım aylarında fiziksel şiddet uyguladığı; dava tarihinden 4 sene öncesinden tarafların yataklarını ayırdığı, her ne kadar davalı tanıklarınca bu hususun kimden kaynaklandığının bilinmediği ifade edilmiş ise de, davacı-bd davalı kadının tanıklarından ...’in beyanına göre davalı-bd davacısının "Ben onu çok seviyorum, ancak onunla aynı yatağa yattığımda kendimi kız kardeşimle yatmış gibi hissediyorum, onu kız kardeşim gibi görüyorum" dediğinin anlaşılması karşısında bu durumun davalı-birleşen dosya davacısı erkekten kaynaklandığının sabit olduğu; tarafların bir süredir ayrı evlerde ikamet ettikleri; gerek tanık olarak dinlenen tarafların müşterek çocukları ...’ın beyanından, gerekse birleşen dosya kapsamında delil olarak dayanılan ve dosya arasına alınan Acıbadem Polis Merkezinin 03.12.2020 tarihli cevabi yazısı içerisinde bulunan; 16.01.2017 tarihli Türkmenistan uyruklu ... J. İsimli kadına ait ayrıntılı ifade tutanağı, tutanağın doğruluğunu gösterir 08.06.2015-05.01.2016 tarihli küretaj işlemlerine ilişkin özel sağlık birimine ilişkin raporlar, 16.01.2017 tarihli dava dışı ... isimli kadının darp edildiğini gösterir darp raporu ve aynı tarihli şikayetine ilişkin ifade tutanağı ve yine dava tarihinden sonra ... J. İsimli kadının şikayetinden vazgeçtiğine ilişkin ilgili emniyet birimine başvurusu üzerine soruşturma evrakına eklenen 31.01.2017 tarihli ifade tutanağı ile İSKİ’ye yazılan yazı cevabının hep birlikte değerlendirilmesi neticesinde davalı-birleşen dosya davacısının dava tarihinden önce uzunca bir süre annesinin sağlık sorunları nedeni ile bakımına yardımcı olan kadının yabancı uyruklu kızı ile gönül ilişkisi kurduğu tanıklar tarafından anlatılan ve mahkemece de sabit kabul edilen ve yukarıda bahsedilen kusur yüklenilmesi kapsamında; davalı- birleşen dosya davcının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, müşterek çocuk için aylık 1000,00 TL tedbir/iştirak nafakasının davalı-davacı erkekten alınarak davacı-davalıya verilmesine, kadın yararına 1.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası ile 200.000,00 TL maddi, 150.000,00 TL manevi tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine; birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı- davacı erkek vekili; hükmün tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince eşine şiddet uygulayan yataklarını ayıran, sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket eden erkeğin tam kusurlu olduğuna ilişkin kusur tespitinin doğru olduğu gibi kadının davasının kabulü ile erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gibi koşulları oluşmakla kadın yararına maddi ve manevi tazminat ve boşanmakla yoksulluğa düşecek olması nedeniyle yoksulluk nafakasına hükmolunması usul ve yasaya uygun olduğu gibi yoksulluk nafakası miktarının makul olduğu; ancak ekonomik ve sosyal durumda dikkate alındığında maddi ve manevi tazminat miktarlarının fazla olduğu gerekçesiyle davalı-birleşen davacı erkeğin tazminat talebine yönelik istinaf isteminin kabulü ile belirtilen yönlere ilişkin kısımların kaldırılmasına; davacı-davalı kadın yararına 100.000,00 TL maddi tazminatın, 80.000,00 TL manevi tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, davalı-birleşen davacı erkek vekilinin kusur tespiti, kadının kabul edilen davası, reddedilen kendi davası, velayet ve nafakalara yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı-davalı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile nafaka ve tazminatlar ve velâyet noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü,6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı, 182 nci, 330 uncu, 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı- karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı- karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tarafların tespit edilen ekonomik durum ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı -karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden davacı-davalı kadın yararına BOZULMASINA,

2.Davalı -davacı erkek vekilinin tüm, davacı- davalı kadın vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden ...'a iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.