"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1347 E., 2023/1358 K.
KARAR : Kararın kaldırılarak yeniden hüküm verilmesi
İLK DERECE MAHKEMESİ: Kayseri Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/168 E., 2023/9 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın kabulüne ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının kusurlu hareketleri nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarını kabul etmediklerini erkeğin zina fiilini gerçekleştirdiğini, haysiyetsiz hayat sürdüğünü, erkeğin kusurlu hareketlere ile evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların haysiyetsiz hayat sürme, zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuklar ... ve Mikail'in velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ... yararına 2.000,00 TL çocuk Mikail yararına 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 100.00,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; asıl dava yönünden; sadakatsiz davranan, zina eden, müşterek çocuklara fiziksel şiddet uygulayan, aile fertlerini ölümle tehdit eden davacı- karşı davalı erkeğin, müşterek çocuk ...'yi evlendirirken eşine haber vermeyen davalı- karşı davacı kadına göre daha ağır kusurlu olduğu kanaatine varılarak tarafların boşanmalarına karar verildiği, karşı dava yönünden; taraf tanıklarının beyanlarına göre davacı- karşı davalı erkeğin bir kadınla yurt dışında bir süredir aynı evde yaşadığı, Türkiye'ye tatile geldikleri, erkeğin tanığı olan ...'nın beyanlarına göre aralarında hoca nikahı da olduğu anlaşılmakla davacı- karşı davalı erkeğin zina eyleminin sabit olduğu kanaatine varılarak kadın tarafından açılan zina nedeniyle boşanma davasının kabulüne karar verildiği, kadın 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesi uyarınca boşanma talep etmiş ise de; 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesine göre; eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir. Toplanan delillerle erkeğin küçük düşürücü nitelikte suç işlediği ya da haysiyetsiz hayat sürdüğü ispatlanamamış olup 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesindeki koşulların gerçekleşmediğinden 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesi uyarınca boşanma talebi reddedildiği, karşı davada tarafların zina nedeniyle boşanmalarına karar verildiğinden davalı – karşı davacı tarafından davacı- karşı davalı aleyhine 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ortak çocuk Mikail in velâyetinin anney verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; asıl davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulüne karşı davanın 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca kabulüne ve tarafların boşanmalarına, karşı davada 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesi uyarınca boşanma talebinin reddine, kadının erkek aleyhine 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk Mikail'in velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk Mikail yararına aylık 700,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL iştirak nafakasına, ortak çocuk ... yararına, reşit olduğu tarihe kadar aylık 700,00 TL tedbir nafakasına, ...'nin yargılama esnasında reşit olduğu anlaşılmakla iştirak nafakası talebinin reddine, kadın yararına 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; zinada hak düşürücü sürenin geçtiğini ve kadının maddî durumunun iyi olduğunu beyan etmiş, kusur incelmesi, kadını kabul edilen davası, erkek aleyhine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf ederek karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle;gerekçenin çelişkili olduğunu, feri taleplerine asıl davada karar verilmesi karşı davada karar verilmemesinin hatalı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararını kabul edilen asıl boşanma davası, kusur, lehine hükmedilen tazminat miktarları, çocuklar için tedbir nafakası, iştirak nafakası,TMK 163. maddesi gereğince red kararı verilmesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamı ve toplanan delillerden; ilk derece mahkemesince kadına "tarafların müşterek çocuğu ... evlenirken davalı - karşı davacı kadının davacı - karşı davalı erkeğe haber vermediği" kusuru yüklenmiş ise de bu vakıaya erkeğin dava dilekçesinde dayanmadığı görülmekle dairemizce bu vakıanın kadına yüklenen kusurlu vakıalar arasından çıkarılmasına karar verildiği, ayrıca toplanan delillerden kadının, erkeğin haberi olmaksızın evlilik birliği içerisinde edinilmiş olan taşınmazı sattığı anlaşılmakla bu vakıanın kadına kusur olarak yüklenmesine karar vermek gerektiği İlk derece mahkemesince belirlenen diğer kusurlu vakıaların yerinde olduğu bu itibarla yine erkek ağır, kadın hafif kusurlu olduğu, bu itibarla, davacı - karşı davalı tarafın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci-ikinci fıkrası uyarınca açtığı boşanma davası ile erkeğin zina fiilinin ispatlanması sebebiyle davalı - karşı davacı tarafın 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesine dayalı olarak açtığı zina sebebiyle boşanma davasının kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, davalı karşı davacı kadının 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesi uyarınca boşanma talebinin ispatlanamaması sebebiyle ilk derece mahkemesince reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, kadın yararına, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi gereğince maddî ve manevî tazminat takdir edilmesinde bir isabetsizlik görülmediği fakat takdir edilen tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle davacı - karşı davalı erkek vekilinin kusura yönelik istinaf başvurusu dışında kalan istinaf sebepleri ile davalı - karşı davacı kadının lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarına ve kusura yönelik istinaf başvurusu dışında kalan istinaf sebeplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, davacı - karşı davalı erkek vekilinin kusura yönelik istinaf başvurusu ile davalı - karşı davacı kadının lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarına ve kusura yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kabulü ile Kayseri 1. Aile Mahkemesinin 2018/168 Esas 2023/9 Karar sayılı ilamının kusura ilişkin gerekçe kısmına kadının erkeğin haberi olmaksızın evlilik birliği içerisinde edinilmiş olan taşınmazı satma kusurunun eklenmesine, "tarafların müşterek çocuğu ... evlenirken davalı - karşı davacı kadının davacı - karşı davalı erkeğe haber vermediği" kusurunun kadına yüklenen kusurdan çıkarılmasına, ilamın hüküm kısmında ki asıl dava yönünden ; başlığı altında bulunan 4 numaralı bendin kaldırılmasına, davalı - karşı davacı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabulü ile 100.000 TL maddî ve 100.000 TL manevî tazminatın davacı - karşı davalı erkekten alınarak, davalı - karşı davacı kadına verilmesine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; zinada hak düşürücü sürenin geçtiğini bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan ederek kusur tespiti erkek aleyhine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur tespiti, karşı davanın terditli açılmış olması nedeniyle 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesine yönelik ret kararının kaldırılması yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkek tarfından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının zina nedeniyle boşanma kararı verilmesi için gerekli yasal şarkların oluşup oluşmadığı karşılıklı boşanma davalarının kabulünün dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadın yararına tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığ, çocuklar için hükmedilen nafakaların miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 161 inci, 163 üncü,166 ıncı, 169 uncu, 174 üncü, 182 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve inceleme tarihi itibariyle 15.07.2006 doğumlu ortak çocuk Mikail'in ergin olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.