"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1452 E., 2023/1412 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/922 E., 2023/388 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı-davacı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.05.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davalı-davacı ... ve vekili Avukat ... ile karşı taraf temyiz eden davacı-davalı ... ve vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı kadın vekili dava, cevaba cevap (karşı davada cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2008 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, ekonomik, fiziksel cinsel ve sosyal şiddet uyguladığını, birlik görevini ihmal ettiğini, kadının hastalığı ile ilgilenmediğini, hakaret ettiğini, kadının ailesine kötü davrandığını, tehdit ettiğini, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların öncelikle zina hukuki sebebine dayalı olarak kabul edilmemesi halinde ise evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 3.500,00 TL tedbir nafakası, 3.500,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına 500.000,00 TL maddî tazminat, 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı kadın vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen davanın derdestlik sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiği, aksi kanaatte olunması durumunda ise birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakıanın gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, iftira attığını, tehdit ettiğini, erkeğin kadını takip ettirdiğini ve özel hayatın gizliliğini ihlal ettiğini, erkeğin birden fazla kişi ile zina eyleminde bulunduğunu, erkek hakkında birden fazla suç duyurusu bulunduğunu iddia ederek birleşen davanın reddini, asıl davasının ise fer'îleri ile birlikte kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek vekili cevap, karşı dava, ikinci cevap (karşı davada cevap) dilekçelerinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, birlik görevini ihmal ettiğini, erkeği aşağıladığını, erkeğin ailesine kötü davrandığını, fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, erkek yararına 500.000,00 TL maddî tazminat, 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek birleşen davanın kabulü ile tarafların öncelikle zina hukuki sebebine dayalı olarak kabul edilmemesi halinde ise evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 3.500,00 TL tedbir nafakası, 3.500,00 TL iştirak nafakası, erkek yararına 500.000,00 TL maddî tazminat, 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, kadının annesine kötü davrandığı, kadına daha çok para kazanması konusunda baskıcı davrandığı, ortak çocuğa ilgisiz ve sert davrandığı, kadının hastalığı ile ilgilenmediği, hakaret ettiği, zina eyleminde bulunduğu, ortak çocuğa fiziksel şiddet uyguladığı, birlik görevini ihmal ettiği, her ne kadar erkeğin cinsel saldırı eyleminde bulunduğu iddia edilmişse de erkek hakkında başlatılan soruşturma ile ilgili takipsizlik kararı verildiği ve bu iddianın ispatlanmadığı, kadının ise erkeği aşağıladığı, her ne kadar birleşen davada kadının zina eyleminde bulunduğu iddia edilmişse de birleşen dava dilekçesinde, erkeğin 8269 numaralı hattın 09.04.2021 tarihinde kendisini arayarak kadının bir şahsın evinde olduğunu kendisine söylendiğini iddia ettiği, hat sahibi ... isimli kişinin beyanında, bu hattı kendi adına ... isimli kişi tarafından çıkartıldığı ve almaya ikna edildiği, bu hattı ... tarafından kendisine getirdikten sonra kendisinin bu hattı hiç kullanmadığı, dolayısıyla erkeğin bu hattan yaşlı bir kadının kendisini aradığına ilişkin iddiasının yerinde olmadığı, 09.04.2021 - 10.04.2021 tarihlerinde ... 'un, ... isimli kişinin evinde olduğu olayda ise öncelikle her iki şahsın dava dışı ... isimli kişiden dolayı tanıştıkları, tanık olarak dinlenen polis memurları ... ve ...'in beyanları değerlendirildiğinde olay günü kadının ve ...'ın kapıyı açtıklarında namüsait bir durumda olmadıkları, tanık ... da beyanında yaşanan olayları konuşmak için davacı ... ile bir araya geldiklerini beyan ettiği, kadının 0854 numaralı hattı üzerinden yapılan incelemede davalı erkek ile ... isimli kişi arasındaki ilişkinin öğrenildiği 09.09.2020 tarihinden önce kadın ve ... arasında telefon görüşmesinin olmadığı, bu tarihten sonra ise aralarında geçen telefon görüşmelerinin sık aralıkta olmadığı ve davacı kadın ile ...'ın 09.04.2021-10.04.2021 tarihinden önce aynı evde bulunduklarına ilişkin dosyaya yansıyan bir durumun olmadığı, tanık ...'ın da bu tarihten önce ve sonra kadının kendi evine gelmediğini beyan ettiği, bu nedenle erkeğin kadın hakkındaki zina ve sadakat yükümlülüğünü ihlal iddialarının ispatlanamadığı, olayların oluş şekli ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerledirildiğinde, erkek tarafında zina eyleminin gerçekleştiği, karşı dava yönüyle ise tarafların yukarıda belirtilen kusur durumları nazara alındığında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin ağır, kadının ise hafif kusurlu olduğu, erkeğin birleşen davadaki iddialarının ise ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl davanın zina hukuki sebebine dayalı olarak karşı davanın ise evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak kabulü ile tarafların boşanmalarına, asıl davada evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı talep ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın ise reddine, alınan sosyal inceleme raporu ve ortak çocuğun üstün yararı dikkate alınarak velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak ortak çocuk yararına karar tarihine kadar aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, karar tarihi itibariyle 3.500,00 TL tedbir nafakası ve karar kesinleştikten sonra 3.500,00 TL iştirak nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi, paranın alım gücü, evlilikte geçen süre dikkate alındığında kadın yararına 500.000,00 TL maddî tazminat, 800.000,00 TL manevî tazminat, ağır kusurlu olan erkek yararına şartları oluşmadığından tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin isabetli olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarları ile manevî tazminat miktarının az olduğu belirtilerek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, manevî tazminat ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, tanık ... ile erkek arasında dava dosyasının olduğu ve beyanlarının hükme esas alınamayacağı, kadının zina eyleminin ispatlandığı ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, kadının davasının ise reddine karar verilmesi gerektiği, kusur belirlemesinin her bir dava yönünden ayrı ayrı yapılması gerektiği, velâyet düzenlemesinin hatalı olduğu, tam kusurlu olan kadının tazminat taleplerinin kabulü ile erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, nafaka miktarlarının çok olduğu belirtilerek; asıl davanın kabulü, birleşen davanın reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, erkeğin, ... isimli kadınla zina eyleminde bulunduğu ve zina hukuki sebebine dayalı davanın 6 aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, asıl davanın zina hukuki sebebiyle kabulüne ve terditli talep ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesinin isabetli olduğu, erkeğin, eşinin annesine gereken ilgiyi göstermediği, eşine sürekli daha çok para kazanması gerektiğini söylediği, çocuğuna karşı ilgisiz ve sert olduğu, eşinin kanser tedavisi gördüğü dönemde ona destek olmadığı, kadına rahatsızlığı döneminde dahi "...git çalış..." dediği, eviyle ve eşiyle ilgilenmediği, eşinin arkasından boyunuz kısa pirhana ailesi dediği, dava dışı ... ile zinada bulunarak sadakat görevini ihlal ettiği, evinin giderlerine yeterince katkı sağlamadığı, ortak çocuğa tokat atmak suretiyle şiddet uyguladığı, aşırı tutumlu olduğu, kadın komşularıyla daha çok ilgilendiği, erkeğin ayrı bir odada kaldığı, kadının ise erkeğe "...senin gelirin benden az..." dediği, İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin isabetli olduğu, erkek tarafından açılan karşı davanın kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu, kadının, erkeğin zinada bulunduğu ... isimli kadının eşi ile onun evinde bulundukları esnada erkeğin polis ile o eve gittiği, ancak kadın tarafın ve bahsi geçen erkeğin tarafların arasındaki boşanma davasını ve çocukların okul durumlarını konuşmak üzere bir araya geldikleri, erkeğin ise bir kurgu içinde çevreye kadının zinada bulunduğu yönünde birtakım söylemlerde bulunduğu, ileri sürülen olay günü ise dosya tarafı kadının ve bahsi geçen ...'nın aynı evde bulunmalarından başka zina yaptıklarına dair delilinin bulunmadığı, HTS kayıtları uyarınca görüşmelerinin olağan zaman ve seviyede olduğu, erkeğin zina iddiasını ispat edemediği, bunun yanında şiddetli geçimsizlik kapsamında eldeki birleşen davadaki kadına isnat ettiği kusurları da ispat edemediği ve birleşen davanın reddine karar verilmesinin de isabetli olduğu, velâyet düzenlemesinin ortak çocuğun üstün yararına ve dosya kapsamına uygun olduğu, ortak çocuk yararına tedbir nafakası ve iştirak nafakasına hükmedilmesinde, hükmedilen nafaka miktarlarında tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında isabetli olduğu, kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, paranın alım gücü, evlilikte geçen süre ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi ve miktarlarının isabetli olduğu, ağır kusurlu olan erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin ise isabetli olduğu belirtilerek; taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, manevî tazminat ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarları yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile asıl davanın kabulü, birleşen davanın reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının ve erkeğin davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, erkeğin zina hukuki sebebine dayalı davasının kabulü için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, velâyet düzenlemesinin ortak çocuğun üstün yararına ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadın tanığı ...'ın beyanlarının hükme esas alınıp alınmacağı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 27 inci maddesi, 189 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 255 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 335 inci maddesi, 336 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, erkeğin, güven sarsıcı davranışları olduğu, kadının annesinin ortak konuta gelmesini istemediği ve geldiği zaman kötü davrandığı, kadına ekonomik şiddet uyguladığı, ortak çocuğa ve kadına ilgisiz olduğu, birlik görevini ihmal ettiği, ortak çocuğa fiziksel şiddet uyguladığı, yatağını ayırdığı, hakaret ettiği, kadından habersiz mal varlığını elinden çıkardığı, kadının ise herkesin içerisinde erkeğin gelirini küçük gördüğüne dair sözler söylediği, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebebiyet verene olaylarda erkeğin yine de kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre davacı-davalı kadın vekilinin tüm, davalı-davacı erkek vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarının yapılan yargılaması neticesinde İlk Derece Mahkemesince, asıl davanın zina hukuki sebebine dayalı olarak, karşı davanın evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, birleşen davanın ise reddine karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş ve istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesi tarafından taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince yukarıda belirtildiği şekilde temyiz edilmiştir. Yapılan incelemede, kadın tarafından, erkeğe yüklenen zina eyleminin erkeğin ilişkisi olduğu iddia edilen kadının eşi olan ve işbu davada tanık olarak dinlenen ... isimli kişiden öğrendiği, tanık ...'ın alınan beyanında; eski eşi ...'nin erkeğe kendi telefonundan kalp emojisi attığı ve bu durumdan şüphelendiği, ...'nin whatsappını, whatsapp webden takip etmeye başladığı, ... ile bu davanın davalısı erkek arasındaki yazışmaları takibe aldığı, ...'nin erkeğe çıplak fotoğraf ve videolarını gönderdiği, tarafların evinin bodrumunda buluştuklarının yazışma içeriklerinden anlaşıldığı, 6 gün yazışmaları takip ettiği, ...'nin erkeğe "...sizin villanın karşısındaki villayı ...'a aldıracağım o zaman kucağından inmeyeceğim..." şeklinde mesaj attığı, 6 gün boyunca delil elde etmek amacıyla beklediği, ... isimli kadının tarafların evlerine 11 kez gittiği bu durumun ise ...'nin google mapse kaydolduğu ve buradan yaptığı araştırmada anladığını belirttiği, sonrasında ... ile anlaşmalı boşandığı, whatsapp web uygulamasının telefonumuzda kullandığımız hesabın bilgisayar uzantısı olduğu, tanık ... tarafından ...'nin telefonundaki uygulamanın habersiz şekilde bilgisayara indirildiği ve yazışmaların bu şekilde tespit edildiği, tanık ...'!ın alınan beyanında kadının whatsappını yüklediğini açıkça beyan ettiği görülmüştür. 6100 sayılı Kanun'un 189 uncu maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre; hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan delillerin mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamayacağı, erkeğin zina eyleminin ispatına yarar delillerin hukuka aykırı yollarla elde edildiği ve gerek bu delillere gerekse bu delillere ilişkin tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği, bir ispat aracının Anayasa'nın 36 ncı maddsi anlamında "Meşru vasıta” olarak kabul edilebilmesi ve buna ispat gücü tanınabilmesi için, hukukun izin verdiği şekilde elde edilmesi gerektiği, hukuka aykırı yollardan elde edilen delillere veya bunların varlığına ilişkin tanık beyanlarına ispat gücü tanınması, hukuk usulünde geçerli olan silahların eşitliği ilkesine aykırı olduğu, bu sebeplerle, erkeğe yüklenen zina vakıasının , hukuka uygun delillerle inandırıcı şekilde ispat edilemediği, bir başka ifadeyle, gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin zina eyleminin ispatlanmadığı, açıklanan sebeplerle kadının zina hukuki sebebine dayalı davasının reddi gerekirken, kabulü usul ve yasaya aykırı olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının zina hukuki sebebine dayalı davası yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadının zina hukuki sebebine dayalı davası yönünden erkek yararına BOZULMASINA,
3.Davacı-davalı kadın vekilinin tüm, davalı-davacı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin ...'den alınarak ...'e verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'ye yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'e geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,28.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.