Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8490 E. 2024/7476 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirleme ve tazminat miktarına ilişkin istinaf incelemesinin kapsamı ve Bölge Adliye Mahkemesinin kararının kaldırılıp gönderilmesi hususunda usul hatası yapılıp yapılmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanma davasında, boşanma kararı ve eklerinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği, velayet, nafaka ve tazminat gibi hususların birbirini etkileyen nitelikte olduğu ve Bölge Adliye Mahkemesinin eksiklikleri gidermesi veya davanın tamamını ilk derece mahkemesine geri göndermesi gerektiği, aksi halde usul ekonomisine aykırı bir durum oluşacağı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/975 E., 2023/607 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 11. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/439 E., 2021/225 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı kadın tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının alkol ve uyuşturucu bağımlılığı olduğunu, müvekkili ve çocuklarını darp ettiğini, çocuklara alkol verdiğini ve porno film izlettiğini, müvekkilini aldattığını, kıskanç olduğunu, müvekkilini tüm sosyal çevresinden kopardığını, arkadaşları ile görüşmesini yasakladığını, tek başına dışarı çıkmasına dahi izin vermediğini, hakaret ettiğini, ortak konutun kilidini değiştirdiğini, zorla ve şiddetle ters ilişkiye maruz bıraktığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuklar yararına 2000'er TL tedbir iştirak nafakasına, müvekkili yararına 3.000,00 TL tedbir yoksulluk nafakasına, nafakaların TEFE-TÜFE oranında artırılmasına, yasal faiziyle 300.000'er TL maddî ve manevî tazminata, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere yasal faiziyle şimdilik 500,00 TL ziynet alacağına, 500,00 TL eşya alacağına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde, kadının da uyuşturucu kullandığını, taraflar sevgiliyken evli olduğunu söylemeyerek güven sarsıcı davranışta bulunduğunu, kadınlık görevini yerine getirmediğini, evde yemek yapmadığını, sürekli alışveriş ve internette zaman geçirdiğini, ortak çocuklara defalarca şiddet uyguladığını, alkol kullandığını, 4 kez evi terk ettiğini, en son gidişinde kamyonetle gelerek birçok eşyasını aldığını, bu nedenle müvekkilinin kilidi değiştirmek zorunda kaldığını, ziynet eşyalarının bir kısmının maddî durumları kötüleşince kadın tarafından satıldığını ve kadın adına Citroen C4 araç alındığını, kusurlu olan tarafın kadın olduğunu belirterek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, fiili ayrılıktan sonra davacı ve müşterek çocuklara maddi destek sağlamayan, ortak konutun kilidini değiştirerek davacının eve girişini engelleyen, davacının başkalarıyla görüşmesini engeller şekilde kıskanç davranışlar sergileyen davalının, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına kusurlu hareketleriyle sebebiyet verdiği, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, velayetin anneye bırakılmasına, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuklar yararına aylık 350,00'şer TL tedbir ve 600,00'er TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir, 600 TL yoksulluk nafakasına, nafakalara her yıl TÜİK'in belirlediği ÜFE oranında zam uygulanmasına, kadın yararına 40.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, tazminatlara dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, davacı yan eşya alacaklarını aldıklarını beyan ettiğinden eşya alacağı yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafın ziynet alacağına ilişkin talebinin kabulü ile toplamda 38.805,00 TL ziynet bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadın ve çocuklar yararına hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakası ve maddî-manevî tazminat miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, velâyet, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ve nafakaların esasları ve miktarları, kabul edilen ziynet eşyası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taraflar arasında yaşanan son olayda kadının erkekten şiddet gördüğü ve evden kovulduğuna ilişkin kusurun, kadının da çocuklara şiddet uyguladığına ilişkin kusurun somut görgüye dayalı tanık beyanlarıyla kanıtlanmasına rağmen taraflara bu kusurların yüklenmemesinin yerinde olmadığı, tarafların kusur belirlemesine yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile kararın kusur gerekçesi ve derecesinin düzeltilmesine karar verildiği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğu, kadının maddî ve manevî tazminat miktarlarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile ilgili hükümleri kaldırılarak boşanma kararının kesinleşme tarihinden geçerli olmak üzere yasal faiziyle 50.000,00'er TL maddî ve manevî tazminata hükmedildiği, erkeğin velâyet ve buna bağlı hükümlere yönelik istinaf talebinin kabulü ile ilgili hükümler kaldırılarak velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi ile ilgili yeniden sosyal inceleme raporu alınıp sonucu uyarınca velâyet, kişisel ilişki ve buna bağlı tedbir ve iştirak nafakaları ile tedbiren velâyet hususlarında karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, ziynet alacağına ıslah dikkate alınarak faiz uygulanmasına, tarafların diğer istinaf taleplerinin ise reddine karar verilmiştir. (Ziynet eşyası alacağı bedeli açısından yasal faizin, kadın yararına hükmedilen toplamda "38.805,00 TL ziynet eşyası alacağının 500,00 TL'sinin dava tarihinden, kalan 38.305 TL'sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle erkekten tahsiline" şeklinde düzeltildiği.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespitinin hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının belirlenen maddî ve manevî tazminat miktarlarının arttırılması yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kusur belirlemesi, tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açılan boşanma davasının sonucunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin tam kusurlu olduğu belirtilerek kadının davasının kabulüne karar verilmiştir. Karar taraf vekillerince istinaf edilmiş, istinaf incelemesi sonucunda velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi ile ilgili yeniden sosyal inceleme raporu alınarak sonucu uyarınca velayet, kişisel ilişki ve buna bağlı tedbir ve iştirak nafakaları hususunda ve tedbiren velâyet hususlarında karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, diğer yönlerden istinaf incelemesi yapılarak esas hakkında hüküm kurulmuş, karar kadın vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2.Boşanma davalarında gerek taraflara atfedilen kusurlar, gerekse boşanmanın eki niteliğindeki maddî ve manevî tazminat, nafaka ve özellikle velâyet gibi istemler boşanmaya bağlı ve birbirinden ayrılamayacak nitelikte olup, birbirini etkileyecek nitelikte olan bu hususlar hakkında sağlıklı bir sonuca varılabilmesi ancak bu istemlerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle mümkündür. İlk Derece Mahkemesince verilen karar sonrasında tarafların istinaf itirazı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince boşanma ve boşanma davasının ekleri yönünden istinaf incelemesi yapılırken; şayet dosyada giderilebilecek bir eksiklik varsa bu eksikliğin 6100 sayılı Kanun'un 353 ve devamı maddeleri uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince giderilmesi, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından giderilemeyecek nitelikte bir eksiklik bulunması durumunda ise taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmadığından kesinleşen yönler hariç olmak üzere, boşanma davasına ilişkin istinaf edilen tüm yönlerden kararın tamamının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi gerekir. Aksi uygulama, birbiriyle bağlantılı, sonuçları birbirlerini doğrudan etkileyebilen istemlerin ayrılması; sağlıklı, isabetli infazı kabil kararlar verilmemesine sebep olacağı gibi bu durum usul ekonomisine de aykırıdır. Ayrıca Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrası İlk Derece Mahkemesince verilecek yeni karar ile temyiz incelemesi sonucu verilecek olası bozma kararı sonrası İlk Derece Mahkemesince verilecek karara karşı kanun yollarında da değişiklik olacaktır. Çünkü, temyiz incelemesi sonucu bozma kararı verildiğinde, (Bölge Adliye Mahkemesi daha evvel bu konuda esastan ret kararı verdiğinden) yeni karar sadece temyiz yoluna tabi olacak, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırıp gönderdiği yönlerle ilgili İlk Derece Mahkemesi bir karar verdiğinde bu karar önce istinaf sonra temyiz aşamalarından geçecektir. Dolayısıyla, zorunlu olarak birlikte görülmesi gereken dava ve ekleri ayrı ayrı dosyalarda görüşülüp ayrı ayrı yasa yollarından geçerek ortaya hukuken ve usulen karmaşa çıkmış olacaktır.

3.Diğer yönden, dava ve ekleri birbirinden ayrıldığında, birbirlerinin sonucunu etkileyecek nitelikte olduklarından biri diğerini bekleyecek (örneğin boşanma sorunu halledilmeden velâyete ilişkin uyuşmazlık çözülemeyeceğinden) gereksiz zaman kaybı ve usul ekonomisine aykırı bir yargılama süreci başlatılmış olacaktır.

4.Ayrıca belirtmek gerekir ki velâyet düzenlenmesi yönünden hükmün kaldırılıp geri gönderilmesine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı eldeki davaya ilişkin olarak nihai hükümle birlikte temyiz edilebilir niteliktedir. Hâl böyleyken somut olayda, boşanmanın eki niteliğinde bulunan ve yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde boşanma davasının eki olması sebebiyle bir bütün hâlinde değerlendirilmesi gereken velâyet, kişisel ilişki, tedbir ve iştirak nafakaları yönünden, ayrılma kararı niteliğinde olacak şekilde kararın kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi, sair yönlerden ise kısmen istinaf incelemesi yapılarak karar verilmesi hatalı olmuştur.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre, yeniden hüküm kurulması gerekli hale geldiğinden sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Temyiz peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.