Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8570 E. 2023/5581 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin boşanma davasına ilişkin verdiği bozma ilamına karşı yapılan karar düzeltme talebinin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Karar düzeltme talebinin, 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesinde belirtilen karar düzeltme sebeplerinden hiçbirisine dayanmaması ve Yargıtay'ın önceki bozma kararında yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle hüküm kurması gözetilerek karar düzeltme talebi reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/560 E., 2020/203 K.

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı-davacı erkek vekili

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve nafaka artışı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davacı- karşı davalı kadının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci ve 162 nci maddesine dayalı boşanma ve birleşen nafaka arttırımı davasının kabulüne, boşanma ve fer'îlerine, davalı- karşı davacı erkeğin boşanma davası hakkında ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarlarının az olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.

Davalı-davacı erkek vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı- davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı- karşı davacı erkeğin evlilik boyunca baskı ve şiddetine maruz kaldığını, kızlarınında aynı baskı ve şiddetle yaşadığını, en son 08.03.2013 de evden ayrılan erkeğin kendisini T. adlı kadınla aldattığını öğrendiğini iddia ederek tarafların zina ve pek fena muamele nedeniyle boşanmalarına, yararına aylık 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına

250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı- davalı kadın vekili 07.10.2019 tarihli birleşen dava dilekçesinde özetle; hükmolunacak nafakanın gelecek yıllarda ne miktarda ve/veya hangi oranlarda arttırılarak ödeneceğinin karara bağlanmasını talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının asılsız olduğunu, müvekkilinin davacı ile maddî manevî ilgilendiğini, davacının üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, davacının talep ettiği nafakanın fahiş olduğunu iddia ederek asıl davanın reddine karar verilmesini, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili lehine 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, davalı-davacı erkeğin evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, kadının kusurunun bulunmadığı, erkeğin tam kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesi ile davalı karşı davacı erkeğin davasının reddine, davacı- karşı davalı kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, 08.07.2013 tarihinde ve daha sonra değişiklikle 25.02.2014 tarihinde dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davacı lehine hükmolunan aylık 3.000,00 TL tedbir nafakasının daha sonra 25.02.2014 de değiştirilerek bu tarihten itibaren davacı lehine hükmolunan aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

2.Dairenin 30.05.2016 tarihli kararı ile; ... kadının boşanma davasının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesinde düzenlenen zina ve 162 nci maddesinde düzenlenen pek kötü davranış sebebine dayalı olduğu, mahkemece tefhim edilen kısa kararda tarafların boşanmalarına denilmek suretiyle kadının davasının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 162 nci maddesi gereğince kabul edildiği halde gerekçeli kararda tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmek suretiyle kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğu gerekçesi ile bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesinde belirtilen koşulların gerçekleşmediği, davalı- karşı davacının evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, eşini aldattığı, kadının kusurunun ispat edilemediği, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesi ile; davacı karşı davalının zina sebebine dayalı boşanma davasının sübut bulmadığından reddine, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 08.07.2013 tarihinde ve daha sonra değişiklikle 25.02.2014 tarihinde dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davacı lehine hükmolunan aylık 3000,00 TL tedbir nafakasının daha sonra 25.02.2014 de değiştirilerek bu tarihten itibaren davacı lehine hükmolunan aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, dönüştürülerek devamına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin davasının reddine karar verilmiş, karara karşı davacı-karşı davalı kadın tarafından davalarının 161 ve 162 yerine 166 ncı maddesinin birinci fıkrasından kabul edilmesi, 161'den davasının reddi, 162'den hüküm kurulmaması, kusur belirlemesi, mahkemece yararına hükmolunan tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, mahkemece hükmolunan nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 12.03.2019 tarihli kararı ile; erkeğin temyiz itirazlarının yersiz olduğu, kadının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine dayalı bir boşanma davası olmadığı halde, davacı-karşı davalı kadının davasının 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi uyarınca kabulüyle tarafların boşanmalarına karar verilmesinin, davacı-karşı davalı kadının 4721 sayılı Kanun’un 162 nci maddesinde düzenlenen pek kötü ve onur kırıcı davranış hukuki sebebine dayalı boşanma talebi yönünden bir karar verilmemesinin ve erkeğin zina eyleminin sabit olduğu halde kadının zina nedenine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçeleri ile karar bozulmuş, kadının bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, inceleme ve bozma kapsamı dışında kalan erkeğin temyiz itirazlarına konu bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı karşı davacı erkeğin kusurlu olduğu, eşine ve müşterek çocuklarına baskı yaptığı, şiddet uyguladığı, terk ettiği, davacı karşı davalı kadının tanık beyanları ile hatta bir kısım davalı karşı davacı erkeğin kendi tanık beyanlarından da görüldüğü üzere, davalı karşı davacı erkeğin başka bir kadınla beraber olduğunu kabul ettiği ayrıca başka bir kadınla farklı zamanlarda el ele dolaşırken, başka bir zamanda otelde muhtelif zamanlarda öpüşürken görüldüğü, kendi tanığına zaman zaman ilişki yaşadığı kadının evinde kaldığı beyan ettiği, otomobilinin dahi gayri resmi birliktelik yaşadığı kadının otoparkında çıktığı, davacı/karşı davalı kadın tanıklarınca da erkeğin bu kadınla beraber yaşadığının bilindiği, tüm bu anlatılanlarla birlikte davacı karşı davalı kadın tarafından dosyaya sunulan fotoğraflar, otel rezervasyon kayıtları ile mail yazışmaları da dikkate alındığında davalı- karşı davacı erkeğin zina eylemini geçekleştirdiğinin sabit olduğu ve böylelikle davacı karşı davalı kadının zinaya dayalı boşanma davasını da ispat ettiği, geçimsizlikte davacı karşı davalının bir kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile; davalı karşı davacı erkeğin karşı davası bozmanın kapsamı dışında kaldığından yeniden hüküm tesis edilmesine yer olmadığına, kadının zina ve pek fena muamele nedeni ile davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına 08.07.2013 tarihinde ve daha sonra değişiklikle 25.02.2014 tarihinde dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davacı lehine hükmolunan aylık 3.000,00 TL tedbir nafakasının daha sonra 25.02.2014 de değiştirilerek bu tarihten itibaren davacı lehine aylık 2.000,00 TL tedbir, 3.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, kadının birleşen nafaka artırımına ilşkin davasında da mahkemece 08.07.2013 tarihinde ve daha sonra değişiklikle 25.02.2014 tarihinde dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davacı lehine hükmolunan aylık 3.000,00 TL tedbir nafakasının daha sonra 25.02.2014 de değiştirilerek bu tarihten itibaren davacı lehine hükmolunan aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına, kararın kesinleşmesinden itibaren kusur durumu göz önüne alınarak davacının boşanmakla yoksulluğa düşeceği görüldüğünden davacı karşı davalının yoksulluk nafakası talebinin kabulüne, davacı karşı davalı lehine aylık 3.000,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl TÜİK'in yayınladığı ÜFE artış oranında artırılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 01.03.2023 tarihli ve 2022/10128 Esas, 2023/807 Karar sayılı kararıyla, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının düşük olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına, erkeğin tüm kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; Mahkemece tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına karar verilmesi gerekirken zina ve pek fena muamele nedeni ile boşanmaya karar verilmesinin hatalı olduğunu, tarafların 2013 yılında birlikte tatile gittiklerini, bu tatilden sonraki tarihe ilişkin kadının pek fena muamele iddiasında bulunmadığını, affın varlığının Mahkemece değerlendirilmediğini, yine zina iddiasının da bu tatil ile affedilmiş sayılması gerektiğini, kadının sigortasını yatırarak emekli olmasını sağladığını, geliri bulunduğunu, bu nedenle kadın yararına nafakaya hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, hükmedilen nafakaların da kaldırılması gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminatlar yönünden onama kararının kaldırılması ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'un (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesinde belirtilen karar düzeltme sebeplerinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi, 4721 sayılı Kanunun 4 üncü, 161 inci ve 162 nci maddeleri, 169 uncu maddesi, 175 inci maddesi 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 inci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle bozulmuş, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin onanmış olup, temyiz ilamında bildirilen gerektirici sebeplere göre karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Karar düzeltme talebinin REDDİNE,

1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesinin son fıkrası ve 4421 sayılı Kanun'un 2 nci ve 4 üncü maddesinin (b) bendinin (1) inci alt bendi delaletiyle takdiren 1.470,00 TL para ceza ile 562,65 TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenden tahsiline,

23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.