"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/759 E., 2023/1139 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tekirdağ 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/153 E., 2023/37 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, birleşen davaya karşı açılan davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kararının kısmen kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne dair karara karşı davacı-davalı kadın tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davacı-davalı erkeğin reddedilen davalarına yönelik temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı-davalı erkeğin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.
Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2003 yılında evlendiklerini, ortak bir kızlarının olduğunu, kadının sadakat yükümlüğününe aykırı davrandığını, kadının kendi rızasını almaksızın evin alt katını kafe olarak işletmeye başladığı, gece geç saatlere kadar alkollü işletmeyi açık tuttuğu, aile hayatlarının bu durum nedeniyle olumsuz etkilendiği belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesi ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Mina Delfin'in velâyetinin müvekkiline verilmesine, 250.000,00 maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davada karşı dava dilekçelerinde özetle; taraflar arasında daha önce reddedilen boşanma davasının 30.05.2017 tarihinde kesinleştiğini fiili ayrılık sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-birleşen davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili lehine 300.000,00 maddî ve 300.000,00 manevî tazminata, tedbir-yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların her ikisinin de dosyada mevcut tanık anlatımlarına göre fiili ayrılık döneminde başka kişilerle ilişkilerinin olduğu, bu durumun yakın çevrelerindeki herkes tarafından bilindiği, bu itibarla sadakatsizlik eylemi tam olarak ispatlanamasa da her ikisinin de güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunun kabulünün gerektiği, tarafların bu şekildeki eşit kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin onarılması mümkün olmayacak derecede temelinden sarsıldığının kabulü ile evliliğin devamında taraflar, ortak çocuk ve toplum bakımından korunmaya yarar bir fayda kalmadığından tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmaya neden olan olaylarda taraflar eşit kusurlu kabul edildiğinden tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, davacı-davalı erkeğin asıl davadaki 4721 sayılı Kanun'un 162 nci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açılan davalarının reddine, erkeğin birleşen davaya karşı açtığı karşı davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, davalı-davacı kadının düzenli gelirinin bulunduğu anlaşılmakla tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, erkeğin açtığı davalar, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri, vekâlet ücreti yönlerinden istinafa başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların her ikisinin güven sarsıcı davranışları mevcuttur, ancak evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda reddedilen boşanma davasını açarak boşanma sebebi yaratan ve güven sarsıcı davranışlarda bulunan erkek ağır, güven sarsıcı davranışları olan kadın az kusurludur, kadının erkeğin açtığı davalar, vekâlet ücreti yönünden istinaf taleplerinin esastan reddine, kadının kusur tespiti, red edilen tazminat taleplerine yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin tazminatlara ilişkin 9. bendinin infazda tereddüt yaratmamak üzere bütünüyle kaldırılmasına, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda az kusurlu kadın lehine 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları oluştuğundan takdiren 40.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminatın boşanma kararının kesinleştiği 04.05.2023 tarihinden itibaren yasal faizi ile erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, ağır kusurlu erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının reddi gerektiğini, lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatların az olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespitinin hatalı olduğunu, reddolunan davalarınn kabulüne karar verilmesi gerektiğini, maddî ve manevî tazminata ilişkin hükümlerin bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen boşanma taleplerinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’nun 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 162 ve 166/son maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı-davacı erkek vekilinin reddedilen davalarına yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,
2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.