"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/957 E., 2023/1208 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 18. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/395 E., 2022/127 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava ve birleşen dava cevap dilekçesinde özetle; tarafların 19.04.2018 tarihinde evlendiklerini, bu evliliğin tarafların ikinci evlilikleri olduğunu, karşı tarafın kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, müvekkilinin önceki evliliğinden olan çocuğunu görmesini istemediğini, çocuğunu kastederek "O kız bu eve gelmeyecek, yoksa ayrılırım" dediğini, eşinin önceki evliliğinden olan kızına hakaret edip, darp ettiğini, ayrıca eşine "Annenin evine gidersen, kendimi bıçaklarım." dediğini, bir gün intihar edeceğini de söylediğini, eşini tehdit edip hakaret ettiğini, aşırı öfkeli bir yapıda olduğunu, kocasının herhangi bir eylemi olmamasına rağmen polisleri arayarak kocam beni darp etti dediğini, sonrasında polisleri tekrar arayarak şikayetinden vazgeçtiğini, mahrem şeyleri başkalarına anlattığını, evde yemek yapmadığını, evi temizlemediğini, kirli vaziyette bıraktığını, evi terk edip gittiğini, ... isimli bir kişiyle sadakatsiz davranışlarda bulunduğunu, küçük ...'in psikolojisini bozduğunu, kendisinin saçının bir miktar eksik olmasına rağmen "bu saçımı kocam kopardı" diyerek iftira attığını bu nedenle tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, haksız olan birleşen davanın tümden reddine, 250.000,00 TL maddî 250.000,00 TL manevî tazminatın karşı taraftan tahsili ile müvekkiline ödenmesini vekaleten talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı dilekçelerinde özetle; asıl davanın haksız olduğunu, davacı-davalı erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, her hafta sonu önceki evliliğinden olma kızını görmeye gittiğini, gece yarısı eve geldiğini, ayrıca sürekli annesinin evine de ziyarete gittiğini, gizli sosyal medya hesabı açtığını, sadakatsiz davranışlar sergilediğini, sosyal medya hesaplarında önceki eşiyle ilgili paylaşımlarda bulunduğunu, sürekli olarak hakaret ve darp eylemlerinde bulunduğunu, 22.02.2020 tarihinde eski eşine mesaj yazdığını, müvekkilinin bunu görmesi üzerine müvekkiline hakaret edip, darp edip, saçını kopardığını, evden kovduğunu, bu konuyla ilgili Cumhuriyet Savcısına suç duyurusunda bulunduğunu, bir gece müvekkilini tokatladığını sonrasında özür dilediğini, eşine cin bulaştığını iddia ederek eve hoca getirdiğini, hocanın birkaç saat evde kaldığını, eşinin tüm maaşına el koyduğunu, eşinin ailesine de sürekli olarak hakaret ettiğini, eşini ise sürekli olarak darp ettiğini, belirtilen kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliği temelinden sarsılmasından dolayı boşanmalarına, aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası, 200.000,00 TL maddî 200.000,00 TL manevî tazminatın karşı taraftan tahsili ile müvekkile ödenmesi, asıl davanın tümden reddine karar verilmesini vekaleten talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı-davalı erkekten farklı isimlerle sosyal medya hesabı açtığı, önceki eşiyle sadakate aykırı davranışlar sergilediği, sürekli olarak eşine hakaret ettiği, her ne kadar eşine cin bulaştığını iddia edip eve hoca tabir edilen kişiyi getirmişse de; olaydan sonra evliliğin uzunca bir süre devam ettiği, dolayısıyla kadın tarafından afla karşılandığı en azından hoşgörüyle karşılandığı bu nedenle kusur olarak kocaya atfının mümkün olmadığı, nitekim affedilmiş olaylara kusur olarak dayanılamayacağı, 22.02.2020 tarihinde meydana gelen vakıada ise karısına hakaret ettiğinin sabit olduğu, her ne kadar yukarıda iddia edildiği üzere darp eylemine dayanmışsa da; darp eyleminin yapıldığına dair mahkememizde kanaatin oluşmadığı, davalı- davacı kadının kusur değerlendirmesinde ise; kocasının önceki evliliğinden olan kızıyla görüşmesini istemediği, "kızın bu eve gelmeyecek, yoksa ayrılırım" şeklinde beyanlarının olduğu, "annenin evine gidersen kendimi bıçaklarım" şeklinde kocasına hitap ettiği, aşırı öfkeli bir yapıya sahip olduğu, aile içinde mahrem kalması gereken vakıaları başkalarına anlattığı, ... isimli kişiyle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, diğer kusurların ise ispat edilemediği, her ne kadar polisi arayarak kocasını darp ettiğini söylemişse de, kısa süre sonra arayarak polislerin gelmesine engel olduğu, bu olay üzerinden sonra da tarafların evliliğe uzun süre devam ettikleri, davacı-davalı erkekten bu eylemi af en azından hoşgörüyle karşıladığını, dolayısıyla bu kusura dayanmanın mümkün olmadığı, diğer kusurların ispat edilemediği, mevcut kusur değerlendirmesine göre tarafların evlilik birliğinin sarsılmasında eşit kusurlu oldukları, evliliğe devam etmelerinin mümkün olmadığı, bu nedenle açılan asıl ve birleşen davanınayrı ayrı kabulüne evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 900,00 TL yoksulluk nafakasının davacı-davalı erkekten tahsili ile davalı- davacı kadına ödenmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesi ile; kusur belirlemesi, reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri bakımından istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesi ile; kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri, tedbir-yoksulluk nafakası miktarı bakımından istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili katılma yoluyla verdiği temyiz dilekçesi ile; kusur belirlemesi, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri bakımından temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesi ile; kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri, tedbir-yoksulluk nafakası miktarı bakımından temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, erkeğin davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, kusur belirlemesi, taraflar yararına tazminata ve nafakaya hükmedilme koşulları oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’nun 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle kadına kusur olarak yüklenen agresif olduğu vakıasının soyut tanık beyanlarına dayandığı ve ispatlanmayan vakıaların taraflara kusur olarak yüklenilmeyeceği; erkeğe yüklenen sadakatsizlik kusurunun ise güven sarsıcı davranış niteliğinde olduğunun anlaşıldığı, taraflara yüklenen diğer kusurlu davranışların sabit olduğu, belirlenen ve gerçekleşen bu duruma göre yine de boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.