"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2402 E., 2023/1113 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/488 E., 2021/158 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve kişisel ilişki tesisi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine, karşı davanın reddine, birleştirilen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ile cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde; erkeğin, müvekkilini evliliğin başından itibaren sürekli aşağıladığı, sözlü ve fiziksel şiddet uyguladığını, son yaşanan olayda tarafların misafirlik dönüşü yolda tartıştıklarını, erkeğin müvekkiline "Ben senin gibi kadın istemiyorum, annenin evine git" şeklinde söylediğini, gece vakti müvekkilini ve çocuğunu terk ettiğini ve kendi ailesi ile kaldığını, o günden sonra tarafların bir araya gelmediğini, erkeğin, müvekkilinin ortak konuttan ayrılması için de baskı yaptığını ve ortak konutun doğal gazını 28.04.2018 tarihinde kestirdiğini, bunun üzerine müvekkilinin çocuğu ile ailesinin yanına gitmek zorunda kaldığını, erkeğin iddialarını ve karşı davasını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk lehine aylık 800,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 800,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin karşı davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ile karşı ve birleştirilen dava dilekçesinde; iddialarının asılsız olduğunu, kabul etmediklerini, kadının müvekkilini evden kovduğunu, bu sebeple müvekkilinin evden ayrılmak zorunda kaldığını, kadının ise 01.05.2018 tarihinde ortak konutta bulunan bütün eşyaları alarak hiçbir sebep yokken evi terk ettiğini ve bir daha konuta dönmediğini, kadının eve dönmesi için yaptığı girişimlerin karşılıksız kaldığını, müvekkilinin bir aydır ortak çocuğu göremediğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve devamının mümkün olmadığını beyanla asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ile kişisel ilişki tesisine ve velâyetinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, kadını hamilelik döneminde ve sonrasındaki zamanlarda darp ettiği, fiziksel şiddet olayının süreklilik arz ettiği, tarafların arasında son yaşanan olayda tarafların misafirlik dönüşü yolda tartıştıkları, kadın ve ortak çocuğun tek başlarına erkek tarafından akşam geç saatte otobüse bindirildiği, kadının eniştesinin kadın ve çocuğu alarak evine bıraktığı, o günden sonra tarafların bir araya gelmediği, erkeğin, ortak konutun doğal gazını sunulan faturaya göre 28.04.2018 tarihinde kestirdiği, kadının son olaydan sonra dört gün kadar ortak konutta kalıp doğalgazın kesilmesi üzerine evden ayrılmak zorunda kaldığı, erkeğin son olaydan sonra evlilik birliğinin devamına yönelik çaba içerisine girmediği gibi evin doğal gazını kestirerek kadını evi terk etmeye zorladığı, kadının ise ispatlanan bir kusurunun bulunmadığı, tarafların evlilik birliğini sürdürmeleri mümkün olmadığı gibi devamında da korunmaya değer bir yararın kalmadığının anlaşıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam olduğu gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk lehine aylık 200,00 TL tedbir, aylık 300,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 250,00 TL tedbir, aylık 350,00 TL yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin karşı boşanma davasının reddine, birleştirilen dava yönünden asıl davada karar verilmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplanan delillere ve dosya kapsamına göre, erkeğin İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu, kadının ispatlanmış bir kusurunun bulunmadığı, gerçekleşen kusur durumuna göre asıl davanın kabulü, karşı davanın reddine ilişkin kararın doğru olduğu, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesinin kanuni şartlarının bulunduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, nafakanın niteliği ve günün ekonomik koşulları gereğince, İlk Derece Mahkemesince kadın lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının, tedbir ve yoksulluk nafakası ile tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının makul olduğu, ortak çocuğun yaşı, uzman raporu ve çocuğun üstün yararı gereğince velâyetin anneye verilmesine ilişkin kararın doğru olduğu gerekçesi ile davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında asıl ve karşı davanın ispatlanıp ispatlanmadığı ve kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.