"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1891 E., 2023/1906 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yozgat Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/364 E., 2023/189 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ek kararla davadan feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından ek kararın istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalı eş ile 01.11.2010 tarihinde evlendiklerini, bu evlilikten ortak üç çocuklarının bulunduğunu, tarafların evliliğin ilk dört yılında davalı eşin babaannesi ile beraber yaşadıklarını, davalı eşin babaannesinden maddi destek aldıklarını, davalı eşin, davacı müvekkile maddi manevi destek olmadığını, tarafların babaanne ile beraber yaşarken davalının o süreçte askere gittiğini, davacı müvekkilin bu süreçte daha çok maddî ve manevî sıkıntılar yaşadığını, davalı eşin zamanla alkol kullanmaya başladığını, davacının sözlü ve cinsel şiddete maruz kaldığını, davalının bayramdan sonra yine alkol alarak eve geldiğini ve küçük kızları ...'i evin kömürlüğünde taciz ettiğini, ...'in daha sonra bunu annesine anlattığını, bununla ilgili Sorgun Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, tüm bu nedenlerle davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davacı anneye verilmesini, davacı lehine her bir çocuk için ayrı ayrı 300,00'er TL iştirak nafakasına hükmedilmesine, nafakanın her yıl TÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cezaevi aracılığıyla gönderdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı eş ile 22.10.2010 tarihinde evlendiklerini, küçük yaşta evlendikleri için düğün sonrası evlilik sorumluluğunu kaldıramayacaklarını düşünerek babaannesi ile beraber yaşadıklarını, düğün sonrası kuaförde çalıştığını ve maddi sıkıntı yaşamadıklarını, babaannesi ile beraber kalırken askerlik görevini yapmaya gittiğini, askerden döndükten sonra davacı eşinin ısrarı üzerine evini ayırdığını, davacının lüks meraklısı olduğunu, bunun da kendisine psikolojik zarar verdiğini, davacının hiç bir şeyle mutlu olmadığını, çocuklar hata yapınca onları dövdüğünü, kendisinin zaman zaman alkol aldığını fakat hiç bir zaman şuurunu yitirecek şekilde alkol kullanmadığını, ortak çocukları küçük ...'i taciz etti iddiasının tamamen iftira olduğunu, evi, çocukları ve eşi ile ilgilendiğini, davacının kendisini aldattığını düşündüğünü, davacının kullanmış olduğu telefon numaralarının incelenmesini talep ettiğini, davacının iddialarının tamamen yalan ve iftira olduğunu beyan ettiği görülmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin ailesine karşı ilgisiz davranarak, evinin ihtiyacını karşılamayarak evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu, davacı taraf her ne kadar eşinin alkol aldığını iddia etmişse de davalının aşırı derecede alkol kullandığı ispatlanamadığından davalı erkeğe bu hususta kusur yüklenmediği, yine davalı erkeğin ortak çocuğu taciz ettiğine ilişkin iddialara yönelik tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğu, bu hususta Yozgat 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmekte olan 2022/302 esas sayılı ceza davasının derdest olduğu, açılan davanın genel boşanma sebebine dayalı olması nedeniyle ceza dava dosyasının bekletici mesele yapılmadığı anlaşılmış olup, tüm bu sebeplerle taciz iddiasına yönelik davalı erkeğe kusur atfedilmediği, davalının cevap dilekçesinde yer alan iddiaları, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı kadının kusurlu olduğunu ispatlayamadığı anlaşıldığından davacı kadına kusur atfedilmediği gerekçesi ile davacının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine, velâyeti davacı anneye verilen ortak çocuklar ile davalı baba arasında kişisel ilişki tesisine yer olmadığına, dava tarihinden itibaren ortak çocukların her biri için aylık 300,00'er TL olmak üzere toplamda 900,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, hükmedilen tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, davacı kadının iştirak nafakası talebinin kabulü ile, kararın kesinleşmesinden itibaren ortak çocukların her biri için aylık 300,00'er TL olmak üzere toplamda 900,00 TL iştirak nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, hükmedilen iştirak nafakasının her yıl TÜİK'in belirlemiş olduğu TÜFE oranında artırılmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesi Ek Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 17.05.2023 tarihli ek kararı ile; 06.04.2023 tarihli karar ile, tarafların boşanmaları yönünde karar verildiği, ancak verilen kararın kesinleşmediğini, davacı Tuğba Şimşek'in mahkemeye sunduğu 16.05.2023 havale tarihli dilekçesinde açmış olduğu davasından feragat ettiğini, gereğinin yapılmasını talep ettiğini, davacı Tuğba Şimşek'in mahkemeye sunduğu 16.05.2023 havale tarihli dilekçesi ile davasından feragat ettiği gerekçesi ile açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen ek kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekeçesinde özetle; İlk Derece Mahkemenin 17.05.2023 tarihli ek kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece feragatın hata, hile ve korkutma altında yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın karar verildiğini, müvekkilinin davalı tarafından kandırıldığını ve feragat dilekçesi vermeye zorlandığını bu nedenle Mahkemenin ek kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı kadının davasından feragatine ilişkin Mahkemeye dilekçe sunduğu, dilekçesi üzerine kimlik tespitinin yapıldığı, davacının davasından feragat beyanının kanuna uygun olduğu, feragatten vazgeçme olmayacağı gerekçesi ile davacı kadının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine oy çokluğu ile karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili, müvekkilinin tercüme hatası nedeniyle davadan feragat ettiğini, İlk Derece Mahkemenin 17.05.2023 tarihli ek kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece feragatın hata, hile ve korkutma altında yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın verildiğini, müvekkilinin davalı tarafından kandırıldığını ve feragat dilekçesi vermeye zorlandığını bu nedenle Mahkemenin ek kararının kaldırılması gerektiğini belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında feragat beyanının geçerli olup olmadığı, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 307 inci, 310 uncu ve 311 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 30 uncu ila 36 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.