"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1104 E., 2023/1465 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/287 E., 2022/274 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçelerinde özetle; tarafların 1994 yılında görücü usulü ile evlendiklerini bu evlilikten iki çocuklarının bulunduğunu, kadın eşin erkek eşe karşı ilgisiz davranmaya başladığını, küçümseyici ve alay edici söz ve davranışlarda bulunduğunu, çalışmaya başladıktan sonra işyerinde yaşadığı sorunları yansıttığını, ortak çocukların yanında azarladığını, "aptal, geri zekalı, sen ne anlarsın" şeklinde sözleri ile aşağıladığını ve hakaret ettiğini, cinsel birleşmeden kaçındığını, erkek eşin telefonunu karıştırmak, mesaj veya arama geldiğinde telefonu almaya çalışmak, alamadığında da tartışma çıkartmak suretiyle sürekli kıskançlık yaptığını, erkek eşin 2019 yılında Kocaeli'ye tayin olması ve kadın eşin Düzce'de çalıştığı yerden memnun olması nedeniyle erkek eşin tayin olduğu yere gelmediğini, erkek eşin burada tek başına yaşamaya başladığını, kadın eşin burada erkek eşini ziyarete dahi gelmediğini, erkek eş ziyarete gittiğinde ise tartışmalar çıkartarak kadın eşin erkek eşi istenmediğini hissettirdiğini, kadın eşin erkek eşi çocukların masrafları haricinde arayıp sormadığını belirterek tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların soyut ve gerçek dışı olduğunu, kadın eşin evlilik birliğinin gereklerini yerine getirdiğini, erkek eşin kadın eşe ve ortak çocuklara ilgisiz davrandığını, onlardan uzaklaşmak için bahaneler ürettiğini, kadın eşe karşı güven sarsıcı eylemlerde bulunduğunu, erkek eşin 2019 yılında hiçbir sebep olmadan Kocaeli'ye tayin istediğini, kadın eşin çocukların eğitiminin bu durumdan etkilenebileceği ve kendisinin tayin olamayacağı nedeniyle Kocaeli'ye tayin olamayacağını bildirdiğini, erkek eşin buna rağmen Kocaeli'ye tayin istediğini, kadın eşin her fırsatta yemek yapıp çocuklarla birlikte Kocaeli'ye erkek eşe getirdiğini, ancak erkek eşin "kombi bozuk ev soğuk gelmeyin, bu hafta fazla mesai var" gibi bahanelerle kadın eşin ve çocukların gelmesini engellediğini, kadın eşin daha sonra erkek eşin N,Ç. isimli bir kadınla daha rahat görüşmek için bilinçli olarak Kocaeli'ye tayin istediğini öğrendiğini, erkek eşin sosyal medya hesabında ilişki durumunu boşanmış olarak değiştirdiğini ve N.Ç. isimli kadının fotoğraflarını beğenip altına yorumlar yaptığını, Whatsapp'ta bu kadınla fotoğraf paylaştığını, erkek eşin bu şekilde sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, evin ve ortak çocukların ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, ortak çocuk Seyna erkek eşten eğitimi ve evin giderleri için para istediğinde erkek eş "boşanma davasına kadar kimse benden para istemesin" diyerek boşanma iradesini ortaya koyduğunu bildirerek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların zina nedeniyle boşanmalarına, aksi halde tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00TL manevî tazminat ile 1.000 TL yoksulluk ve her çocuk için 1.000 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "Davacı erkek eşin, dinlenen tüm davalı tanıklarının beyanlarında sabit olduğu üzere (Bu tanıklar arasında davacının babası ve kardeşi de bulunmaktadır) başka bir kadın ile gönül ilişkisi yaşamak, sosyal medyana buna dair fotoğraf ve paylaşımlar yapmak suretiyle sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmıştır. Öyle ki, davacı, bu ilişkisi sebebiyle müşterek haneden zaruri olmamasına rağmen ayrılmış ve müşterek haneye uzun süre geri dönmemiş, eve ve çocuklara bakmamak, hanenin ihtiyaçlarını karşılamamak suretiyle birlik görevlerini de ihmal etmiştir. Davacının bu eyleminin sabit olması, dosyaya alınan telefon görüşmelerinde, davacıya ait olan 0.537.325 ** ** numaralı telefondan, N.Ç. adlı kadına ait olduğu tespit edilen 0.541.680 ** ** numaralı telefon ile çok sık, yoğun ve uzun süreli telefon konuşmaları ile desteklenmiştir. Sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmak, davacı açısından aynı zamanda davalı eşinin kişilik haklarına karşı da saldırı niteliğinde bir eylem olduğu, davalı kadın eş ise, davacı eşine karşı, davacı tanığının beyanında zikredildiği üzere, "sen ne biçim adamsın, aptal, serseri" diyerek hakaret etmek suretiyle, aynı zamanda onun kişilik haklarına saldırı sayılabilecek bir davranış sergilemiştir. Davalının hakaret eylemi, tanığın telefon görüşmesinde sesleri bizzat duymuş olması ile sabit sayılmıştır. Her iki tarafın, sabit görülen kusurlarının kıyaslanması ve birbirine öncelenmesi gerekir ise; Davacı erkek eşin, özet başlık olarak tespit edilen sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmak ve birlik görevlerini ihmal etmek kusurlarının yanında, Davalı- karşı davacı kadın eşin, özet başlık olarak tespit edilen tek kusuru olan Hakaret eyleminin daha hafif kaldığı, Kaldı ki, bu hakareti doğuran alt sebepler içerisinde davacının sadakatsizlik eyleminin de bulunduğu düşünüldüğünde, netice olarak davacı erkek eşin ağır kusurlu, davalı- karşı davacı kadın eşin ise az kusurlu olduğu, zina sebepli dava yönünden; davacı erkek eşin, dava dışı Neslihan adında kadın ile bir ilişki yaşadığı, bu ilişkinin gerek fotoğrafları gerekse mesajlarının davacı erkek tarafından paylaşılması ve tanık beyanları ile bu durumun sabit olduğu belirli ise de, zina olgusu için aslolan unsur olan cinsel birlikteliğin ya da cinsel birlikteliğe işaret eden karinelerin varlığına dair dosyada bir durum bulunmadığı..." gerekçesiyle kadının zina sebebiyle açılan davasının reddine, davanın ve karşı davanın ayrı ayrı 4721 sayılı Türk Medeni Knaun'unun166/1 maddesi uyarınca kabulü ile evliliğin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, davalı karşı davacının tedbir-iştirak nafaka taleplerinin reddine, davalı karşı davacının tedbir-yoksulluk nafaka talebinin reddine, davalı karşı davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 150.000 TL maddî, 80.000 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur değerlendirilmesi, kadın lehine maddî-manevî tazminata hükmedilmesi ve tazminat miktarlarının yüksek olduğu yönlerinde istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı gibi tedbir-yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilerek yetersiz miktarda maddî-manevî tazminat takdirinin usul ve yasaya aykırı olduğu yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, kadın yararına tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davalı-davacı erkeğin istinaf itirazının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesi, kadın yararına maddi ve manevî tazminata hükmedilmesi ve miktarlarının yüksek olduğu yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı karşı davacı kadın vekili temyiz başvurusu dilekçesinde; erkeğin davasının kabulü, kusur, tazminatların miktarı ile reddedilen nafaka talepleri yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık tarafların açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl ve karşı davanın kabulünün doğru olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi ve şartlarının mevcut olup olmadığı, miktarlarının yüksek olup olmadığı, yoksulluk nafakası verilip verilememesinin şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 inci, 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Boçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.