Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9484 E. 2024/154 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşen boşanma hükmünden sonra açılan yeni boşanma davasının reddine ilişkin verilen kararın hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Daha önce açılan boşanma davasında davalı kadının boşanmaya yönelik istinaf başvurusundan feragat etmesiyle evlilik birliğinin sona erdiği, kesinleşen boşanma hükmünden sonra meydana gelen olaylara dayanılarak yeni bir boşanma davası açılmasının hukuki güvenlik ve istikrar ilkesine aykırı olduğu gözetilerek, bozma kararına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1999 E., 2023/1546 K.

DAVA TARİHİ : 10.10.2018

KARAR : Bozma sonrası başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; daha önce erkek tarafından açılan ve mahkemenin 2018/161 Esas sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonucunda tarafların boşanmalarına, erkek yararına 5.000,00 TL manevî tazminata karar verildiğini, davanın halen derdest olduğunu, davalının kusurlu ve haksız fiili niteliğindeki davranışlarının önceki boşanma davası ile sınırlı olmadığını, ilk boşanma davasının açıldığı 04.12.2015 tarihinden sonra davalının bir başka erkek ile yaşamaya başladığını, evliliğin hukuken sonlanmamasına karşı bu kişi ile nişanlanarak hamile olduğunu iddia ederek, davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, erkek yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî, 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; daha önce davacı tarafından aleyhine boşanma davası açıldığını, mahkemece tarafların boşanmalarına karar verildiğini, kararın istinaf edildiğini, ancak dava dosyası Bölge Adliye Mahkemesinde iken boşanma yönünden istinaf talebinden feragat edildiğini, o dosyada davacının katılma yolu ile kararı istinaf ettiğini, Bölge Mahkemesince istinaf incelemesi sırasında istinaf talebinden feragat beyanı görmezden gelinerek, kararın, kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişki nedeniyle tümden kaldırıldığını, Fethiye Aile Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda 2018/161 Esas 2018/717 Karar sayılı karar ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca boşanmalarına karar verildiğini, verilen kararın kadın tarafından daha önceki istinaftan feragat taleplerinin dikkate alınmadan hüküm kurulması ve erkek lehine manevî tazminat takdir edilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile istinaf edildiğini, ilk karar verildikten sonra kadının boşanmaya ilişkin istinaf talebinden feragat ettiğinden, evliliğin boşanma hükmünün kesinleşmesi ile sona erip, kadının hukuken boşandığı dönemde başlayan duygusal beraberliğin sadakat yükümlülüğünün ihlali olarak kabul edilemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların yargılama sırasında kesinleşen karar ile boşanmaları nedeni ile konusuz kalan boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği bu nedenle tam kusurlu olduğu gerekçesiyle boşanma talebi konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, erkek yararına 15.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; manevî tazminat miktarının az olduğunu, maddî tazminat ve tedbir ile yoksulluk nafakası koşullarının oluştuğunu ileri sürerek karar kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesine rağmen boşanmanın fer'îsi olan manevî tazminat hakkında hüküm kurulmasının doğru olmadığı gibi kesinleşen boşanma kararında istinaf başvuruları üzerine davacı erkek lehine hükmedilen manevî tazminatın kaldırılıp, kusurun yeniden düzenlendiğini, buna göre kesinleşen kararda manevî tazminat hakkı bulunmayan davacı lehine manevî tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının kusur belirlemesine yönelik istinaf başvurusu ile erkeğin maddî tazminata ilişkin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kararın kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilerek, kadının ağır kusurlu, erkeğin az kusurlu olduğuna, erkek yararına 15.000,00 TL maddî tazminata, tarafların diğer yönelere ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili kusur belirlemesi ve tazminatların miktarı yönünden, davalı kadın vekili Bölge Adliye Mahkemesi kararının tüm yönlerden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemiz 01.06.2023 tarihli ilamı ile "...Davacı erkek tarafından 04.12.2015 tarihinde açılan ve kesinleşen ilk boşanma davasının yargılaması sırasında taraflardan sadece davalı kadının boşanma hükmü yönünden istinaf başvurusunda bulunduğu ve sonrasında kadın vekilinin 09.10.2017 tarihli dilekçe ile boşanma hükmü yönünden istinaf başvurularından feragat ettiğini bildirildiği feragat konusunun Bölge Adliye Mahkemesince 08.02.2018 tarih, 2017/2728 Esas, 2018/405 Karar sayılı kararının gerekçesinde de belirtilmiş olduğu, buna rağmen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yapıldığı gerekçesi ile hükmün tamamen kaldırılmasına ve mahkemesine gönderilmesine karar verilmesinin, istinaf edilmeyen boşanma hükmünün kesinleşmesine engel oluşturmayacağı açıktır. O halde, Davalı kadının 09.10.2017 tarihli dilekçesi ile boşanma hükmüne yönelik istinaf başvurusundan feragat beyanı ile evlilik birliği son bulmuştur. Evliliğin son bulmasından sonra eşler arasında 4721 sayılı Kanun'un 185 inci maddesinde yer alan yükümlülüklerin de sona ermesi kanun gereği olup kesinleşen boşanma hükmünden önce ya da sonra meydana gelen olaylara dayanılarak artık yeni bir boşanma davasının açılması hukuki güvenlik ve istikrar ilkesine aykırılık teşkil edecektir. Bu durumda davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir... " denilmekle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, bozma sebebine göre davacı erkek vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar vermiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyularak davalı kadının İlk Derece Mahkemesinin 18.01.2021 tarih, 2018/974 Esas ve 2021/54 Karar sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (3) üncü alt bendi uyarınca tümden ortadan kaldırılarak, yeniden aşağıdaki şekilde hüküm tesisine, davacının davasının reddine ve davalı lehine maktu vekâlet ücretine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek davanın reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, uyulan bozma ilamı doğrultusunda karar verilip verilmediği, davanın reddinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.