"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1383 E., 2023/1477 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/1070 E., 2021/665 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek dava dilekçesinde özetle; davacının dini değerlere bağlı biri olduğunu kadının bunu sorun ettiğini, eşini çocuğu gibi azarlayıp çamaşır yıkama, asma, ütü yapma, yemek ve temizlik gibi ev işleri de dahil olmak üzere hep bir şeyleri düzgün yapması gerektiğinden bahsettiğini, hiç bir şeyi beğenmediğini, her akşam anne ve babası ile telefonda dakikalarca konuştuğunu, sigara içtiğini, geceleri çok horladığı için erkeğin çoğu kez uyku uyuyamadığını, tedavi için önerilen bütün teklifleri de reddettiğini, küçük düşürdüğünü, 10 yıldır ayrı yatakları kullandıklarını, karı koca ilişkisinin sona erdiğini, aile ilişkisi olmadığını, annesi ile dalga geçtiğini, ona hakaretlerde bulunduğunu, ortak çocuk ile erkeği sık sık birbirine düşürdüğünü, bir keresinde saldırdığını, tacizlerinin sürdüğünü çocuğun yurt dışı eğitimine bile karşı çıktığını belirterek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-birleşen davada davacı vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin aşırı alkol tüketimi, aşırı spor yapma eylemi, aşırı dini ritüeller ve bir dönem aşırı hız tutkusu olduğunu, 2014 veya 2015 yılında ise davacının Okmeydanı’nda bulunan bir gruba/cemaate katıldığını, dolayısıyla haftanın üç günü saat 24:00’a kadar evde bulunmadığını, tüm bu gruplarla rahat rahat görüşebilmek adına eşyalarını toplayıp evi terk ettiğini, 3-4 ay boyunca müvekkili ile hiçbir iletişimde bulunmadığını, davacı eve geldikten adı geçen dini grupla ilişkisini kesmediğini, davacının ailesini tamamen ihmal ettiğini, ailesine karşı görevlerini yerine getirmediğini, kadının canına kastettiğini, hakaret ettiğini ve psikolojik baskılarını sürdürdüğünü, ekonomik şiddet uyguladığını, kadın için aylık 7.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuk için aylık 5.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, haksız davanın reddine, aksi takdirde 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı erkeğin işten arta kalan zamanlarında da sosyal etkinlikleri ya da inancı gereği katıldığı topluluklar ile gerçekleştirdiği toplantılara eşini ihmal edecek düzeyde vakit ayırdığı bu haliyle eşini ihmal ettiği ve kadını duygusal açıdan yalnız bıraktığı ve evi terk ettiği; kadının ise aile içinde ufak bir sebeple çıkan tartışmayı büyüttüğü, davacı erkeğin annesinin evlerine gelmesini istemediği, tarafların eşit kusurlu tutum ve davranışları neticesinde evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesi ile asıl dava ve birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, tarafların ortak çocukları reşit olduğundan velâyet hususunda karar verilmesine yer olmadığına, kadın lehine hükmedilen aylık 2.500,00 TL tedbir nafakasınınn karar kesinleşinceye kadar devamı ile toplu şekilde 30.000,00 TL yoksulluk nafakasının davacı erkekten alınarak davalı kadına verilmesine, tarafların boşanmanın fer’i niteliğinde olan maddî ve manevî tazminat taleplerinin kusur durumları dikkate alınarak reddine, davalı-davacının ziynet eşyası alacağına ilişkin talebinin işbu dosyadan tefriki ile yeni esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların reddi, nafakalar yönünden istinaf etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili; kusur tespiti, asıl davanın kabulü, davalı-davacı lehine hükmedilen tedbir nafakası ile yoksulluk nafakasının miktarı, yoksulluk nafakasına toplu hükmedilmesi, davalı-davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi kararları yönünden istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinde yanlışlık bulunmadığı gibi tedbir nafakasının miktarı da hakkaniyete uygun olduğu ancak davalı-davacı kadının çalıştığı ve düzenli geliri bulunduğu anlaşıldığından yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olduğu, bu nedenle davacı-davalı erkeğin yoksulluk nafakası konusundaki istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının buna ilişkin kısmının kaldırılmasına, davalı-davacının yoksuluk nafakası talebinin reddine davacı-davalının diğer istinaf taleplerinin, davalı-davacının tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına nafaka ve tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, tedbir nafakası miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Taraflar arasında görülen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı karşılıklı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, İlk Derece Mahkemesince erkeğin işten arta kalan zamanlarında da sosyal etkinlikleri ya da inancı gereği katıldığı topluluklar ile gerçekleştirdiği toplantılara eşini ihmal edecek düzeyde vakit ayırdığı bu haliyle eşini ihmal ettiği ve kadını duygusal açıdan yalnız bıraktığı ve evi terk ettiği; kadının ise aile içinde ufak bir sebeple çıkan tartışmayı büyüttüğü, erkeğin annesinin evlerine gelmesini istemediği, tarafların eşit kusurlu tutum ve davranışları neticesinde evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesi davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş ve fer'îlere hükmedilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararına karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve Bölge Adliye Mahkemesince; erkeğin yoksulluk nafakası konusundaki istinaf talebini kabul ederek, İlk Derece Mahkemesinin kararını bu yönden kaldırmış ve yeni hüküm kurmuştur. Yapılan incelemede İlk Derece Mahkemesince belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre davacı davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Bu itibarla, tarafların eşit kusurlu olduğuna hükmedilmesi doğru bulunmamış ve kararın bozulmasını gerektirmiştir.
3-Yukarıda (2) bentte açıklandığı üzere; tazminat isteyen davalı-davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddî desteğini yitirmiştir. O halde, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4) dikkate alınarak kadın yararına maddî tazminata (TMK m.174/1) karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, maddî tazminat yönlerinden BOZULMASINA,
2.kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.