"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1916 E., 2023/1910 K.
DAVA TARİHİ : 10.02.2017-27.02.2017
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının birleşen davada erkek lehine hükmedilmeyen vekâlet ücreti yönünden kısmen bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; birleşen davada kendisini vekil ile temsil ettiren erkek lehine vekâlet ücretine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin sadakatsiz olduğunu, fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ve küfür edip aşağıladığını, ölümle tehdit ettiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde; erkek hakkındaki iddiaların doğru olmadığını, kadının aşırı kıskanç davranarak erkeği kısıtladığını, iftira attığını ve hakaret ettiğini, en son olayda cinsel organını sıkması üzerine kadını saçından çekip itmek zorunda kaldığını belirterek davanın reddini istemiş, boşanmaya hükmedilmesi halinde ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; asıl davaya cevap dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine ve erkek lehine 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 30.09.2019 tarih ve 2017/131 Esas, 2019/677 Karar sayılı kararı ile, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine fiziksel şiddet uygulayıp hakaret eden erkek ile eşini aşırı derecede kıskanarak baskı altına alan kadının eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Nurselin'in velâyetinin babaya verilmesine, talep olmadığından çocuk için nafaka takdirine yer olmadığına, anne ile çocuk arasında kararda belirtilen zamanlarda kişisel ilişki tesisine, tarafların manevî tazminat talebinin reddine ve taraflar lehine 2.725,00 TL vekâlet ücreti takdirine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... kadın vekili tarafından erkeğin birleşen davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat, nafaka talepleri hakkında hüküm kurulmaması ve velâyet yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 24.09.2021 tarih ve 2019/2643 Esas, 2021/1350 Karar sayılı kararı ile; kararda delillerin tartışılmadığı, ret ve üstün tutma sebeplerinin gösterilmediği, kadının nafaka talepleri hakkında hüküm kurulmadığı gerekçesi ile; kararın erkeğin birleşen davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, nafakalar ve kadının manevî tazminat talebinin reddi yönünden kaldırılarak dosyanın, eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere, İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 21.04.2022 tarih ve 2021/672 Esas, 2022/286 Karar sayılı kararı ile; kadının davasındaki boşanma hükmü kesinleştiğinden erkeğin birleşen davasındaki boşanma talebinin konusuz kalmış olması nedeniyle bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine fiziksel şiddet uygulayan ve hakaret eden erkek ile eşine hakaret eden ve aşırı kıskanç davranışları olan kadının eşit kusurlu oldukları, erkeğin güven sarsıcı davranışlarının ispat edilemediği, tarafların eşit kusurlu olması nedeniyle maddî ve manevî tazminata hak kazanamayacakları, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği ve ortak çocuğun babayla birlikte kalması ve velâyet tercihini babadan yana kullanması nedeniyle velâyetinin babaya verilmesinin uygun olacağı gerekçesi ile; erkeğin birleşen davasındaki boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, ortak çocuk Nurselin'in velâyetinin babaya verilmesine, talep olmadığından çocuk için nafaka takdirine yer olmadığına, anne ile çocuk arasında kararda belirtilen zamanlarda kişisel ilişki kurulmasına, kadın lehine ara karar ile takdir edilen tedbir nafakasının devamına, hükmün kesinleşmesinden sonra aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine ve boşanma hükmü kesinleşmiş olduğundan fer'îler yönünden kurulan hüküm için yeniden vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 03.11.2022 tarihli ve 2022/1965 Esas, 2022/2092 Karar sayılı kararıyla; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine sürekli hakaret eden, birden fazla kez fiziksel şiddet uygulayan, küçük düşürücü sözler söyleyen, birden fazla kez evden kovan erkeğin ağır, eşine karşı aşırı kıskanç tavırlar sergileyen ve "o... çocuğu" demek suretiyle hakaret eden kadının az kusurlu olduğu, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesinin doğru olmadığı, az kusurlu kadın eş lehine manevî tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının bulunduğu, tarafların maddî tazminat talebi olmamasına rağmen aleyhlerinde kesin hüküm oluşturacak şekilde maddî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, ortak çocuk Nurselin 21.08.2022 tarihinde ergin olduğundan, Nurselin için talep edilen iştirak nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığı, boşanma hükmünün 24.09.2021 tarihinde kesinleştiği, Nurselin için talep edilen tedbir nafakasının kadının çalışmaması, yoksulluğa düşecek olması ve kanser hastası olması nedeniyle reddedilmesi gerektiği gerekçesiyle; erkeğin maddî tazminat talebine yönelik, kadının ise kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat talebi, çocuk için hükmedilen tedbir nafakasına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kusur belirlemesine ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, istinaf talebi kabul edilen yönlerden İlk Derece Mahkemesi hükümlerinin kaldırılarak yeni hüküm tesisine, ortak çocuk için olan tedbir nafakası talebinin reddine, iştirak nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, tarafların maddî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, 40.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine ve erkeğin sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı erkek vekili kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, aleyhine hükmedilen manevî tazminat, kadın lehine hükmedilen nafakalar, ortak çocuk lehine nafakaya hükmedilmemesi ve vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 22.06.2023 tarihli ve 2023/294 Esas, 2023/3536 Karar sayılı kararı ile; "6100 sayılı Kanun'un 331 nci maddesinin birinci fıkrasına göre, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. Dosyanın tetkikinden, İlk Derece Mahkemesinin son kararı ile erkeğin boşanma davasının kabulü gerektiği ancak kadının davasında kurulan boşanma hükmünün kesinleşmesi nedeniyle erkeğin birleşen boşanma davasının konusuz kaldığını belirterek birleşen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olmasına rağmen erkek lehine vekâlet ücretine hükmedilmediği ve karara karşı erkek tarafından vekâlet ücreti yönünden de istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olup; Bölge Adliye Mahkemesince birleşen boşanma davasının davacısı erkek lehine, dava açmakta haklı olduğu dikkate alınarak Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken erkeğin bu yöndeki istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir." gerekçesiyle kararın bozulmasını karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararına uyularak erkeğin konusuz kalan birleşen boşanma davasında birleşen davacı erkek kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden erkek yararına vekâlet ücretine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
... kadın vekili; vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozmaya uygun karar verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
... kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.