"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1580 E., 2023/1201 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Trabzon 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2023/163 E., 2023/312 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, dosyanın yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 2017 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olmadığını, müvekkilinin, davalıyı çok severek evlendiğini ve onunla mutlulukları bozulmasın diye evleneceği zaman çoğu isteğinden feragat ettiğini, davalının, ailesinin müvekkili üzerinde yaptığı baskıyı görmezden geldiğini, müvekkili ailesine karşı savunmadığını, aksine ailesinin sözünü dinlediğini ve müvekkile karşı baskıyı artırdığını, müvekkil ile davalı kalacak yer konusunda anlaşamadıklarını, müvekkilinin seçecekleri ortak konutların ilçede veyahut Trabzon'da olmasını istediğini, Trabzon'da bir ev kendilerine ayarlandığını ancak haftanın çoğu günü müvekkilin köyde kalmak istemediği halde köydeki davalının ailesine ait evlerinde kaldıklarını, davalı, müvekkilinin köyde kalmak istemediği konusundaki isteğini önemsemediğini, davalının ailesinin köyde kalmalarını istemesi üzerine köye yerleştiklerini, Trabzon'daki ortak konutlarına eşya seçecekleri zaman da müvekkilinin isteklerinin göz ardı edildiğini, davalının babasının müvekkiline baskı uyguladığını, eşya seçiminde bile davalının babasının beğendiği eşyaları almak zorunda kaldıklarını, davalının annesi ve kardeşlerinin müvekkili ve davalının düğün günlerinde de olur olmadık sebeplerden huzursuzluk çıkardıklarını, karşı tarafın müvekkilinin boğazını nefesini kesecek şekilde sıkmaya başlayıp müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, müvekkilinin evden kovulduğunda kendi ailesinin yanına gittiğini, davalının sürekli kendi ailesinin evine gittiğini, müvekkili ile yaşadıkları tartışmaları ailesine anlattığını, gizli hiçbir konuşmaları kalmadığını, mahremiyetlerini açığa çıkardığını, davalının sosyal medya hesabındaki aktif kullanılan uygulamalarda "badoo" uygulaması mevcut olduğunu, söz konusu uygulama "arkadaş bulma sitesi" olarak kullanılan bir site olduğunu, evlilik birliklikleri devam ettiği süre zarfında bu uygulama sıklıkla kullanıldığını, uygulamalarındaki arkadaşlarının çoğunluğunun kadın olduğunu ve müvekkilinin bu kadınlardan haberi olmadığını, müvekkili için güvenini sarsıcı bir husus olduğunu, müvekkiline fiziksel şiddet uygulandığını belirterek, tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 100.000,00 TL manevî, 250.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesine, düğünde takılan altınların karşılığı olarak fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak suretiyle 5.000,00 TL'nin düğünden itibaren işleyecek yasal faizlerine davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, davacı tarafın iddialarının hukuki dayanaktan yoksun ve soyut iddialar olduğunu, gerçeği yansıtmadığını, bu evlilikte hiçbir şekilde müvekkil ve ailesi tarafından davacıya karşı baskı vb. unsur oluşmadığını, tam aksine hakarete uğrayan taraf müvekkil ve ailesi olduğunu, davacının psikiyatrik rahatsızlığı çalıştığı kurum ve kendi ailesi tarafından bilinmekle beraber müvekkiline söylenmediğini, müvekkilinin evlilik birliğindeki görevlerinin yerine getirdiğini, oturulan iki eve de eşya alarak gereken tüm ihtiyaçları eksiksiz bir şekilde karşıladığını, davacının dava dilekçesinin her bölümününde tekrarla müvekkilinin ve ailesinin kendisine hakaret ettiğinden boşanma için psikolojik baskı yapıldığından uzun uzun bahsettiğini, bu kısımda bahsedilen olayların soyut ve dayanaksız olduğunu, dayalının “BADOO” uygulamasını kullandığı iddiasının haksız ve dayanaksız olduğunu, zira davacı tarafın bu uygulamayı boşanmaya delilil olması için kendisi indirdiği düşünüldüğünü, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ve bu aşamaya gelinmesindeki kusurun tamamen davacı karşı davalı kadın olduğunu, davacı karşı davalının bu hakaretlerinin yanı sıra müvekkil ve ailesine "sizi süründürücem" diyerek tehdit ettiğini, davacı karşı davalının sosyal medya üzerinden müvekkili ve ailesine karşı hakaret ve küfür içerikli paylaşımlar yaptığını, davalı karşı davacı müvekkilinin tüm bu hakaretler karşısında sağduyulu olduğunu ve davacı karşı davalıya hakaretle karşılık vermediğini, tüm bu sebeplerle evlilik birliğinin çekilmez bir hal aldığını belirterek, davacının davasının reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 29.09.2022 tarihli ve 2018/1015 esas, 2022/511 karar sayılı ilamı ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına 40.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminatın davalı-davacı erkekten alınarak kadına ödenmesine, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 02.02.2023 tarih ve 2023/64 Esas, 2023/172 Karar sayılı kararı ile; davacı-davalı kadının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması gerekirken bu yön gözönünde tutulmadan yargılamaya devam olunarak işin esası hakkında karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile kararın kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanık beyanlarıyla sabit olduğu üzere, erkeğin, eşini aşağıladığı, eşine fiziksel şiddet uyguladığı ve düğünde takı sepetinin kimde kalacağı hususunda sorun yaşandığı, yaşanan olaylar sonrasında erkeğin evliliği kafasında bitirdiği, eşini istemediği, erkeğin ailesinin gelinlerine baskı yaptığı, sigara içtiği için kadına bağırdığı, eşini ailesine karşı savunmadığı; kadının ise, aşırı şüphecilik ve kıskançlık yaptığı, (iş yerindeki arkadaşlarıyla araç ile eşini takip etmek suretiyle), hastalara eşinin ailesini kötülediğinin anlaşıldığı; sabit görülen eylemler nedeniyle bu evliliğin çekilmez hale gelmesinde erkeğin ağır kusurlu, kadının ise hafif kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı dava yönünden 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 45.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine; erkeğin manevî tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur ve tazminatlar yönünden istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesi, erkeğin tazminat talebinin kabulü gerektiği, kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince taraflara yüklenen kusurlu eylemlerin, dinlenen yeminli tanık anlatımlarından sabit olduğu, bunun dışında tarafların dilekçelerinde dayanmadıkları hususların, kararda kendilerine kusur olarak da yüklenmediği gibi birbirlerine izafe ettikleri diğer kusurların da görgüye dayalı, taraflardan duyum şeklinde ve yorum yollu olmayan tanık anlatımı ya da başkaca delille desteklenmediğinden varit görülmediği, tanık anlatımlarına itibar edilememesini gerektirir somut bir durumun da dosyaya yansımadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu; bu şekilde iki davanın da kabulünde, kadının tazminat taleplerinin kısmen kabul kısmen reddinde ve hükmedilen tutarlarda da usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve lehine hükmedilen tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.