"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2010/703 E., 2010/731 K.
DAVA TARİHİ : 15.09.2010
KARAR : Davanın kabulü
Taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne, tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; davalı ile boşanma ve fer'ileri konusunda anlaştıklarını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın 15.09.2010 tarihli duruşmada boşanma ve fer'ileri konusunda anlaştıklarını beyan ederek davanın kabulünü savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddenin üçüncü fıkrası gereğince boşanmalarına, tarafların karşılıklı tazminat, nafaka ve yargılama gideri talebi olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 15.09.2010 havale tarihli boşanma protokolünün aynen tasdikine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın (asıl) temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın (asıl) özetle; karar sonrası uzun süre tarafların karı koca hayatı yaşadığını, kararın 13 yıl gibi uzun süre sonra davacı tarafından tebliğe çıkarılmasının kötü niyetli olduğunu, birlikte yaşadıklarına dair delilleri sunduğunu belirterek davanın kabulü yönünden kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Mahkeme tarafından anlaşmalı boşanmaya dair verilen kararın uzun bir süre sonra tebliğe çıkartılmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup olmadığı, tarafların evilik birliğinin devam ettiği iddialarının değerlendirilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 2 nci ve 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası
3. Değerlendirme
Davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda 15.09.2010 tarihli kararla tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, Mahkemenin gerekçeli kararı, aradan on üç yıl geçtikten sonra davacı tarafından tebliğe çıkartılmış, kararın 30.10.2023 tarihinde davalı kadına tebliğ edilmesi üzerine, davalı kadın süresi içerisinde kararı temyiz etmiştir. Davalı kadın temyiz dilekçesinde; karar tarihinden sonra davacı ile bir arada yaşadıklarını ve evlilik birlikteliklerini devam ettirdiklerini, bu hususu delilleri ile ispat edeceğini ileri sürmüştür. Kararın on üç yıl gibi uzun bir süre geçtikten sonra tebliğe çıkarılması, 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinde yer alan dürüstlük kuralına aykırı ve hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir. 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında belirtildiği gibi bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanma iradesinin samimi olmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Temyiz olunan Mahkeme kararının yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
İşbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
22.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.