"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1504 E., 2023/1913 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 25. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/189 E., 2022/459 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve birleşen tedbir nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi karar davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle ; tarafların 16.02.2019 tarihinde evlendiğini , 23.01.2020 doğum tarihli ortak çocuklarının bulunduğunu, davalının davacıya fiziksel şiddet uyguladığı, sözlü şiddet, duygusal şiddet, psikolojik şiddet ve ekonomik şiddet uyguladığı, ortak konutun davalının anneannesi tarafından düğün hediyesi olarak verildiğini, davalının tutarsız davranışlarının bulunduğunu , davalının, davacıyı anneannesinin düğün hediyesi olarak verdiği ortak konuttan çıkartmak için baskı yaptığını , davalının ortak çocukla 2020 yılı Mart ayından itibaren görüşmediğini ,davalının ve ailesinin ortak çocukla görüşmediğini , davalının ortak konutu terk ettiğini, İstanbul iline yerleştiğini, davacının İstanbul iline yerleşmesini kabul etmediğini , davacının iş yerinin kapalı olduğunu, gelirinin bulunmadığını, davalının şirket genel müdürü olduğunu , çok sayıda taşınmazının bulunduğunu , aylık 300.000,00 TL gelirinin bulunduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine , çocuk için aylık 20.000,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hükümle birlikte nafakanın iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesini , aylık 50.000,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hükümle birlikte nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini , 10.000.000,00 TL maddî tazminat ile 5.000.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine , ortak konutun davacıya ve ortak çocuğu tahsisine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle ;davalının davacıya fiziksel şiddet uyguladığı ,sözlü şiddet , duygusal şiddet , psikolojik şiddet ve ekonomik şiddet uyguladığı , davalının eylemleri hakkında koruma kararı verildiğini ayrı yaşama hakkının doğduğunu, davalının amacının davacıyı ve ortak çocuğu ortak konuttan çıkarmak olduğunu ,annesinin bakıcının olmadığı akşamlarda kaldığını iddia ederek ortak konutun davacı ve ortak çocuğu tahsisine , lehine aylık 10.000,00 TL tedbir nafakası ile ortak çocuk için aylık 10.000,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Dava dilekçesi davalıya 14.07.2021 tarihinde tebliğ edilmiştir, davalı süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
2.Davalı vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu ,yaralama olayının basit tıbbi müdahaleyi dahi gerektirmeyeceği, pişman olduğunu , özür dilediğini, davacının şikayetinden vazgeçtiğini, ortak konutun anneannesi tarafından eşlerin birlikte oturmaları amacıyla bedelsiz olarak kullanımlarına sunulduğunu ,ailesinin müdahale ettiğini, eşlere ekonomik destek sağlamak dışında herhangi bir anlam ifade etmediğini, açılmış bir ayrılık veya boşanma davası bulunmadığını, ortak konutun tedbiren tahsisinin mümkün olmadığını , iddia edilen gelir kalemlerinin gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde tedbir nafakası miktarının makul seviyede belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı birleşen davalı erkeğin davacı birleşen davacı kadını aşağıladığı, azarladığı, davacı birleşen davacı kadına beceriksiz dediği, davacı birleşen davacı kadını iteklediği, davalı birleşen davalı erkeğin ortak çocukla ilgilenmediği, davacı birleşen davacı kadının annesine ve abisine hakaret ettiği, davacı birleşen davacı kadının annesinin üzerine yürüdüğü, davacı birleşen davacı kadının kendisine ve annesine orosbu dediği, abisine pezevenk dediği, davalı birleşen davalı erkeğin eşini tek başına alışverişe göndermediği, davacı birleşen davacı kadının restoranının kendisine devredilmesini istediği , davacı birleşen davacı kadının kusurunun ispat edilemediği, gerçekleşen olaylarda davalı birleşen davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu , tarafların ortak hayatının devamının kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığı, küçüğün yaşı, anneye olan ihtiyacı ve alıştığı ortam gereği velayetin anneye verilmesi gerektiği , davalı-birleşen davalı babanın ortak çocuğun giderlerine katılma yükümlülüğü, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, tarafların ödeme güçleri, genel ekonomik esaslar ile hak ve nesafet ilkeleri gereği ortak çocuk için takdir edilen tedbir nafakasının devamına, tedbir nafakasının kararın kesinleşmesinden sonra iştirak nafakasına dönüşmesine, düzenli ve sürekli bir geliri bulunmayan davacı birleşen davacı kadının yoksulluk nafakası isteminin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 175. maddesi uyarınca yasal koşullarının oluşması , maddî tazminat isteminde bulunan davacı birleşen davacı kadının mevcut ve beklenen menfaatlerinin boşanma yüzünden zedelendiği, kusursuz veya daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminatı isteyebileceği kadının boşanma sonucunda kendisine evlilik birliğinin sağladığı yararlar ve içinde bulunduğu olumlu koşulların geleceğe dönük olarak ortadan kalkacağı, boşanmadan sonra hayat standardının olumsuz etkileneceği, tarafların evlendikleri ve boşandıkları yaşları, evlilikte geçen süre ve evlilik birliğine verilen emek ve katkılar, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, yaşadıkları çevre ve fiziksel ve bedensel sağlık durumları ve özellikle mali durumları ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre kusur durumları ve görülecek zarar dengesi de gözetilerek karşı tarafın ödeyeceği maddî tazminatın miktarının belirlendiği , kadının manevî tazminat isteminin yasal koşullarının bulunduğu sonucuna varıldığı, davalı birleşen davalı erkeğin kusurlu davranışına göre manevî tazminat verilmesi gerektiği vicdani kanısına varıldığı gerekçesi ile asıl davanın ve birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için taktir edilen aylık 10.000,00 TL tedbir nafakasının aynen devamına, kararın kesinleşmesi halinde iştirak nafakasına dönüştürülmesine, kadın için taktir edilen aylık 5.000,00 TL tedbir nafakasının birleşen dosya dava tarihi olan 14.08.2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 10.000,00 TL ye çıkartılmasına, karar kesinleştiğinde tedbir nafakasının yoksulluk nafakasına dönüştürülmesine, 100.000,00 TL maddî tazminat ile 100.000,00 TL manevî tazminatın davalı birleşen dosya davalısı erketen alınarak davacı birleşen dosya davacısı kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresinde davacı birleşen dosya davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı birleşen dosya davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle ; kişisel ilişki, maddî tazminat ve manevi tazminat miktarı bakımından kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ilk derece mahkemesince; davaların esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, delillerin takdirinde yanlışlık yapılmadığı, usulü işlemlerin 6100 sayılı kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, analık-babalık duygularının tatmin edilmesi ve geliştirilmesi hususları, kişisel ilişkiye dair ilamların maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesinin her zaman istenebileceğine dair genel ilke gereği kişisel ilişkiye dair yapılan düzenlemenin çocuğun üstün yararına uygun olduğu ,tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri ile tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, mevcut ya da beklenen menfaatlerin kapsamı ve hakkaniyet kurallarıgereği takdir edilen maddî tazminatın miktarında, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri ile tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, manevi tazminata esas olan fiilin ağırlığı, evliliğin süresi ve hakkaniyet kuralları gereğince takdir edilen manevi tazminatın miktarında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı birleşen dosya davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı birleşen dosya davacı kadın vekili temyiz başvurusunda özetle; kişisel ilişki düzenlemesi, maddî tazminat ve manevî tazminat miktarları bakımından bozulmasına karar verilemesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kabul edilen maddî tazminat , manevi tazminat miktarları ile yatılı olarak kurulan kişisel ilişki düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası , 323 üncü maddesi. 6098 sayılı Kanun 50 ve 51. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 9/3, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 4/1-2 maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı birleşen dosya davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2 Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî-manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi Kararının maddî tazminat ve manevî tazminat miktarı yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
3.Davacı birleşen dosya davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.