Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1157 E. 2024/8873 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında, evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmışsa kusurun kimde olduğu, boşanmaya bağlı maddi ve manevi tazminat taleplerinin olup olmadığı hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillerine, uygulanması gereken hukuk kurallarına, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına, kararda belirtilen gerekçelere ve usule uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1139 E., 2023/1046 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Elazığ 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/529 E., 2022/97 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın reddine karar verilmiştir. Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davacı-davalı erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının erkeği sürekli aşağıladığını, hakaret ve küfür ettiğini, evi terk edip gittiğini, psikolojik sorunları olduğunu, en son 18.06.2017 de evi terk edip gittiğini, evin kapısını açmadığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, bıçakla saldırdığını, aile sırlarını başkalarına anlattığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davacı erkeğin kadına küfürlü konuştuğunu, hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını, hapis hayatı yaşattığını, eve misafir gelmesini istemediğini, kadını ailesine göndermediğini, ihtiyaçlarını karşılamadığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, nafakalara arttırım yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 11.02.2021 tarih ve 2018/93 Esas 2021/81 Karar sayılı kararı ile; boşanmaya karar vermek için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması ve birliğin sarsılmasında davalının az da olsa kusurlu olduğunun kanıtlanması gerektiği, oysa dinlenen davacı-davalı erkek, davalı-davacı kadın tanıklarının sözlerinin bir kısmı 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, maddî hadiselere isnat etmediği gibi, bir kısmı ise sebep ve saiki açıklanmayan, zamandan ari ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olduğu, tarafların birbirlerinin boşanmaya sebebiyet verecek herhangi bir kusurunu kanıtlayamadıkları, fiili ayrılığın da tek başına boşanma sebebi olmadığı gerekçesi ile her iki davanın reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili; kendi davasının reddi yönünden, davalı-davacı kadın vekili kendi davasının reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 29.09.2021 tarih ve 2021/510 Esas 2021/682 Karar sayılı kararı ile; davacı-davalı erkeğin dava dilekçesinde; " ...taraflar daha önce anlaşamadıkları için boşanma davası açmışlardır, keza yine araya hatırlı kişiler girerek taraflar davadan feragat etmişlerdir..." beyanı ile taraflar arasında daha önce açılmış ve feragat ile sonuçlanan boşanma davasından bahsettiği, yine aynı şekilde tanık beyanlarında da benzer ifadelerin geçtiği ancak Mahkeme tarafından bu konuda gerekli araştırma yapılmadan eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verilmesinin yerinde olmadığı gerekçesi ile tarafların istinaf talebinin kabulüne İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında feragatla sonuçlanan boşanma davasının olmadığı, boşanmaya karar vermek için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması ve birliğin sarsılmasında davalının az da olsa kusurlu olduğunun kanıtlanması gerektiği, oysa dinlenen davacı-davalı erkek, davalı-davacı kadın tanıklarının sözlerinin bir kısmı 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, maddî hadiselere isnat etmediği gibi, bir kısmı ise sebep ve saiki açıklanmayan, zamandan ari ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olduğu, tarafların birbirlerinin boşanmaya sebebiyet verecek herhangi bir kusurunu kanıtlayamadıkları, fiili ayrılığın da tek başına boşanma sebebi olmadığı gerekçesi ile her iki davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili; erkeğin davasının reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı-davalı erkeğin tanıklarının beyanları ve dosya içeriği ile davalı-davacı kadının; davacı-davalı erkeğe sürekli aşağılayıcı sözler söylediği ve hakaret ettiği, birlik görevlerini yerine getirmemek maksadıyla ortak konutu terkettiği; bu aşamadan sonra evliliğin devamında taraflar ve toplum açısından fayda kalmadığı, bu kusur durumuna göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı-davacı kadının tam kusurlu olduğu, erkeğin boşanma davası açmakta haklı olduğu anlaşılmakla asıl boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine verilmesinin doğru olmadığı, erkek yararına maddî ve manevî tazminata ilişkin şartlarının oluştuğu gerekçesi ile davacı-davalı erkek vekilinin asıl boşanma davasının reddine, kusur belirlemesine, tazminatlara, yoksulluk nafakasına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının "1" nolu ana bendin asıl davanın reddine ilişkin bölümü ile asıl davaya ilişkin "1, 2, 3" nolu bentlerin kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı-davalı erkek tarafından açılan asıl boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, 7.500,00 TL maddî, 7.500,00 TL manevî tazminatın davalı-davacı kadından alınarak davacı-davalı erkeğe verilmesine, davalı-davacı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı-davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davalı-davacı kadın yararına 22.01.2019 tarihli ara karar ile hükmedilen aylık 600,00 TL tedbir nafakasının boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar devamına, davacı-davalı erkek vekilinin; tedbir nafakasına yönelik istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulünün doğru olup olmadığı, erkek yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi kararının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası,174 üncü maddesi, 175 inci maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.11.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi