"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/735 E., 2023/2134 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 11. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/469 E., 2021/6 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davalı kadın vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava, cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 1994 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, kadının, hakaret ettiğini, başkaları ile kıyasladığını, iftira attığını, taraflar arasındaki geçimsizlikte kadının belirtilen kusurlu davranışları sebebiyle kadın aleyhine 2015 yılında boşanma davası açıldığını, reddedildiğini, ret kararının 03.05.2016 tarihinde kesinleştiğini, tarafların bir araya gelmediğini, kadının fiili ayrılık sırasında erkeği tehdit ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin 4 üncü fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, ortak konuttan kovduğunu, birlik görevlerini ihmal ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek öncelikle davanın reddine, aksi kanaatte olunması durumunda ise kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte 80.000,00 TL maddî tazminat, 80.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası ve dördüncü fıkrası uyarınca boşanma istemine ilişkin olduğu, tüm dosya kapsamından erkek tarafından kadın aleyhine boşanma davası açıldığı, davanın reddine karar verildiği ve ret kararının kesinleşmesinden itibaren tarafların 3 senedir bir araya gelmediği 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi şartlarının gerçekleştiği, taraflar arasında fiili ayrılık zamanında herhangi bir olay meydana gelmediği gerekçesiyle davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin 4 üncü fıkrası hükmü uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, aynı Kanun'un 166 ncı maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca açılan davanın ise reddine, tarafların gelirlerinin birbirine denk olması sebebiyle kadının nafaka taleplerinin reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olmaları sebebiyle kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, dayanak teşkil eden boşanma davasından sonra tarafların bir araya geldiği, davanın kabulü şartlarının gerçekleşmediği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin 4 üncü fıkrası hükmü uyarınca boşanma istemine ilişkin olduğu, tüm dosya kapsamından, davacı erkek tarafından daha önce açılan boşanma davasının Bursa 2. Aile Mahkemesi'nin 2015/799 Esas, 2016/303 Karar sayılı kararı ile reddedildiği, kararın 03.05.2016 tarihinde kesinleştiği, işbu davanın açıldığı tarihe göre 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin 4 üncü fıkrasında belirlenen 3 yıllık sürenin dolduğu, bu süre içinde tarafların biraraya gelmedikleri, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı, boşanma sebebi bulunmadığı halde ret ile sonuçlanan davayı açarak boşanma sebebi yaratan ve eldeki davada dinlenen tanık anlatımlarına göre, fiili ayrılık döneminde sadakat yükümlülüğüne aykırı davranan erkeğin kusurlu olduğu, İlk Derece Mahkemesinin eşit kusur belirlemesinin yerinde olmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda maddî tazminat isteyen kadının daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı, mevcut veya beklenen menfaatlerinin boşanma ile zedeleneceği, maddî tazminata ilişkin şartların kadın yararına oluştuğu, fiili ayrılık döneminde erkeğin, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, bu nedenle de kadının kişilik haklarının zarar gördüğü, manevî tazminata ilişkin şartların kadın yararına oluştuğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği belirtilerek; davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, İlk Derece Mahkemesinin kusura ilişkin karar gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmesine, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 80.000,00 TL maddî tazminat, 80.000,00 TL manevî tazminat, davalı kadın vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu bir davranışının bulunmadığı, kadın yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi, tazminatların miktarları yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin 4 üncü fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.