Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1382 E. 2024/8809 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi ve buna bağlı olarak manevi tazminat talebinin değerlendirilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Kadının, erkeğin kendisine ve oğluna yönelik hakaret ve tehdit içeren mesajlarından kaynaklanan kusurlu davranışları nedeniyle manevi tazminata hak kazandığı, kadının ise erkeğe karşı hakaret içeren mesajları paylaşan oğlunun eylemlerinden sorumlu tutulamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin manevi tazminatın reddine ilişkin kararının bozulmasına ve manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1871 E., 2023/1929 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bolu 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/291 E., 2022/432 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların ortak hanede 2 yıl birlikte yaşadıklarını, kadının büyük oğlunun erkeğe sosyal medya üzerinden küfür, tehdit ve hakeret içeren yazılar yazdığını, eski eşinin kadını iş yerinden almaya geldiğini, kadının 2016 Şubat ayında ayrı ev kiralayıp taşındığını, 5 yıldır ayrı yaşadıklarını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların ayrı yaşamalarının sebebinin erkeğin ailesinin evlilik birliğine müdahale etmeleri ve erkeğin müşterek konutu terk ederek ailesinin yanına yerleşmiş olması olduğunu, kadın müşterek konutta oturmaya devam ederken erkeğin kışın doğal gazı kapattığını, kadını müşterek konutu terke zorladığını, kadının kendisine ayrı ev kiralamak zorunda kaldığını, erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığını, defalarca kadını aldattığını, ailesinin kadına hakaretlerine ve aşağılamalarına erkeğin sessiz kaldığını, tarafların çocuğu olmadığı için erkek ve ailesi tarafından kadının aşağılandığını, küfür ettiğini, kadını istemediğini söylediğini, ziynetlerine eşi ve ailesi tarafından el konulduğunu, geri verilmediğini, erkeğin sosyal medya üzerinden kadının oğlu hakkında küfür ve hakarette bulunduğunu, erkeğin iş yerinde A. isimli bir kadınla görüşmeye başladığını, erkeği ve bu kadını otele girip çıkarken gören tanıklarının mevcut olduğunu iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, 50,000,00 TL manevî tazminata, 4 adet 25'er gram bileziğin aynen iadesine mümkün değilse bedelinin yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı- karşı davacı kadın vekili 28.01.2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; ziynet alacağını 42.400,00 TL üzerinden davalarını ıslah ettiklerini, dilekçelerinde belirttiği 5.000,00 TL ziynet alacağı talebini 37.400,00 TL daha artırarak 42.400,00 TL' ye çıkardıklarını beyan ettikleri anlaşılmıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanığın doğalgazın yanmadığına ilişkin beyanı, taraflar ayrı yaşamaya başladıktan sonraya ve tarafların evde yaşamadıkları zamana dair olduğundan kusur kabul edilemeyeceği, boşanma kararına esas olamayacağı, dosyada mevcut 07.01.2017 tarihli whatsapp yazışmalarında kadının büyük oğlu ...'ın davacı erkeğe "az kaldı ecelin olacağım senin, keşke diyeceksin , şunu unutma sen o...pu çocuğusun , delikanlı olsaydın karşıma çıkabilsen g..t yemez." diyerek hakaret ve tehdit ettiği; dosya mevcut davacı erkeğin 28.02.2017, 03.10.2017,22.08.2018 tarihli facebook yorumlarında "tekkenin piçi anca karı gibi tehdit edersin ama icraat sıfır, gavatın oğlu gavat olur, kanı bozuk ve sütü bozuk olan karıdan kimseye faydası olmaz, tek eski kocasına karılık yapar adi " yazdığı, tanık beyanlarının aynı yönde olduğu ,erkeğin kadına ve oğluna hakaret ettiği, karşılıklı hakaret ve tehdit vakıalarının sabit olduğu, geçimsizlikte tarafların eşit kusurlu oldukları, tüm tanıkların ziynetlerin akıbeti konusunda bilgisi olmadığı, kadının iddia ettiği ziynet eşyalarının eşi tarafından alındığını ispat edemediği, kadına verilen kesin sürede yemin teklif etmediğinden karşı davacının emin teklifine dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına" karar verildiği gerekçesi ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebi ile açılan asıl ve karşı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının ve erkeğin sosyal ve ekonomik durumları, taleplerinin olmaması nedeniyle tedbir nafakası konusunda karar verilmesine yer olmadığına, yasal koşulları oluşmadığından kadının manevî tazminat talebinin reddine, kadının ispatlanmayan ziynet eşyası davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; oğlunun sosyal medyadan erkeğe hakaret etmesinin kadına kusur olarak yüklenemeyeceğini, erkeğin eşyalara sigara söndürmesi ve evi terke zorlamak için doğal gazı kapattırması kusurlarının sabit olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, reddedilen maddî ve manevî tazminat ve reddedilen ziynet alacağı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, toplanan deliller ve tanık beyanları dikkate alındığında, mahkemece, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda "kadın ve oğluna karşı hakaret, tehdit eylemi bulunan erkek ile karşılıklı hakaret ve tehdit eylemi bulunan kadının eşit kusurlu olduğu" gerekçesiyle karşılıklı olarak açılan boşanma davalarının kabulüne karar verildiği, ancak, dosya kapsamındaki delil durumuna göre, her ne kadar kadına karşılıklı "hakaret ve tehdit eylemi" şeklinde kusur yüklenmiş ise de, davacı/k.davalı erkek ile davalı/k.davacı kadının önceki evliliğinden olan reşit oğlu ... arasında sosyal medya üzerinden yapılan mesajlardaki beyanlar uyarınca erkek eşe yönelik hakaret, küfür ve tehdit niteliğindeki eyleminin üvey çocuk ... tarafından gerçekleştirildiği, kadının bu eyleme iştirak ettiği ya da azmettirdiği hususunda delil bulunmadığı, bu durumda; erkeğin, aleyhine mahkemece kabul edilip, kesinleşen kusurlarına göre, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu, kadının kusuru bulunmadığı, bu nedenle erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı, ancak, asıl davanın kabulü kararı yönünden kadının istinaf başvurusunda bulunmadığı, bu sebeple asıl ve karşı davada verilen boşanma kararının fer'ileri ile birlikte kesinleştiği dikkate alınarak, asıl dava yönünden kabul kararının kaldırılıp, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi dahil bir hüküm kurulmadığı, sadece kusur belirlemesinin düzeltilmesinin gerektiği, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının kusurunun bulunmadığı, erkeğin ise tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışın kadının kişilik haklarını ihlal ettiği, her ne kadar, kadın vekili istinaf dilekçesinde maddî tazminat talebinin reddi kararına yönelik istinaf başvurusunda bulunulduğu belirtilmiş ise de, kadının maddî tazminat talebinin olmadığı, bu konuda mahkemece hüküm de verilmediği dikkate alındığında, bu konudaki istinaf başvurusunun yerinde olmadığı gerekçesi ile kadının boşanmaya sebep olan kusurlu davranışlar ve kusur derecesinin tespiti ile manevî tazminatın reddi yönünden istinaf başvurusunun kabulüne, yerel mahkeme kararının gerekçesindeki kusur belirlemesinin ve derecesinin yukarıda gerekçede açıklandığı şekilde erkek tam, kadın kusursuz olarak düzeltilmesine, hükmün manevî tazminatın reddine yönelik kısmının kaldırılmasına, kadın lehine 25.000,00 TL manevî tazminata, kadının sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının kusursuz olarak kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, sosyal medya mesajlarının isim hitabı içermediğini belirterek, kusur belirlemesi, kabul edilen manevî tazminat ve miktarı yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında geçimsizlikte adından kaynaklanan kusurlu bir davranışın ispatlanıp ispatlanmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadın yararına manevî tazminatın yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, kabul edilen manevî tazminat miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.