"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1667 E., 2023/2776 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Alanya 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/299 E., 2022/73 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı- karşı davalı kadın dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin kendisine şiddet uyguladığını, aşağıladığını, küçük düşürdüğünü belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, çocukların velâyetlerinin kendisine verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı- karşı davalı kadın vekili 31.08.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; erkeğin davacı kadına şiddet uyguladığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasının, kadın için aylık 1.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının 40.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı- karşı davacı erkek cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının iddialarının doğru olmadığını, davacı kadının psikolojik rahatsızlıkları olduğunu, sinirli olduğunu, şiddet uyguladığını, bağırdığını, küfür ettiğini belirterek davanın reddine, ortak çocukların velâyetlerinin kendisine verilmesine, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davacı erkekten alınarak davalı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı karşı davacı erkek vekili ıslah dilekçesine verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarının doğru olmadığını, kadının çocuklarla ve erkekle ilgilenmediğini, vazifelerini yerine getirmediğini, Türk örf ve adetlerine saygısız olduğunu, tartışmaları büyüttüğünü, şiddet uyguladığını, psikolojik şiddet uyguladığını, savurgan olduğunu, erkeğe hakaret ve küfür ettiğini, çocuklara şiddet uyguladığını, aşağıladığını, sosyal ortamlara birlikte katılmadığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Alanya 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/136 Esas -2020/422 Karar sayılı ilamından anlaşıldığı üzere her iki tarafında birbirlerine karşı kasten yaralama suçu işledikleri, Alanya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/124 Esas -2021/340 Karar sayılı ilamıyla davalı karşı davacı erkeğin, davacı karşı davalı kadına karşı şiddet uyguladığının sabit olduğu, talimat yoluyla dinlenen davalı karşı davacı erkeğin tanıklarının beyanından anlaşıldığı üzere davacı karşı davalı kadının ev işleri ve çocukların bakımı konusunda ihmalkar davrandığı, her iki tarafında sabit görülen kusurlu davranışları karşısında birliğin devamına imkan vermeyecek derecede evliliğin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı karşı davalı kadının hafif, davalı karşı davacı erkeğin ise ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, sosyal inceleme raporu, ortak çocukların yaşı ve tarafların ayrılık sürecinde çocukların davacı karşı davalı anne yanında kalması, çocukların velâyete esas beyanları dikkate alınarak ortak çocukların velâyetinin davacı karşı davalı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, dava tarihi olan 25.10.2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere reşit olmayan ortak çocuklar ... ve ... lehine ayrı ayrı aylık 200,00'er TL olarak takdir edilen tedbir nafakasının, 07.04.2021 tarihinden itibaren ortak çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 350,00'şer TL'ye, 12.01.2022 tarihinden itibaren ise ortak çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 500,00'er TL'ye çıkartıldığı görülmekle tedbir nafakasının mükerrer tahsil edilmemek kaydıyla kararın kesinleşmesine kadar devamına, nafakanın karar kesinleştikten sonra ayrı ayrı aylık 500,00'er TL üzerinden iştirak nafakası olarak devamına, nafakaların çocukların reşit olacağı tarihine kadar geçerli olmak üzere davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine, davalı karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğu, davacı karşı davalı kadının sabit düzenli bir işi, gelir getirici mal varlığı bulunmadığı, kadının boşanma ile birilikte yoksulluğa düşeceği, davalı karşı davacı erkeğin sabit düzenli bir geliri olduğu gerekçesi ile dava tarihi olan 25.10.2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davacı karşı davalı kadın için aylık 300,00 TL olarak takdir edilen tedbir nafakasının, 07.04.2021 tarihinden itibaren aylık 450,00 TL'ye, 12.01.2022 tarihinden itibaren ise aylık 600,00 TL'ye çıkartıldığı görülmekle tedbir nafakasının mükerrer tahsil edilmemek kaydıyla kararın kesinleşmesine kadar devamına, nafakanın karar kesinleştikten sonra aylık 800,00 TL üzerinden yoksulluk nafakası olarak devamına, nafakanın davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddî ve manevî tazminat isteyebileceği, toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı karşı davalı kadın eşin, diğerinden daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı, boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitireceği, tespit edilen kusurlu davranışların kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği gerekçesi ile 15.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminatın davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı karşı davacı erkek vekili; kusur belirlemesi, velâyet, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davacı karşı davalı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, maddî tazminat ve yoksulluk nafakası miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının dava dilekçesinin davalı erkeğe 19.11.2019 tarihinde bizzat tebliğ edildiği halde erkeğin yasal süre geçtikten sonra 04.12.2019 tarihinde cevap dilekçesi sunduğu, davacı kadın cevap dilekçesine karşı "cevaba cevap" dilekçesi sunarak bu dilekçesi ile bir kısım delillere dayanarak fer'i taleplerde bulunmuş ise de, erkeğin cevap dilekçesi süresinde olmadığından kadının cevaba cevap dilekçesinin kabulü mümkün olmayıp delillerin toplanmasının da mümkün olmadığı, davacı kadının cevaba cevap dilekçesi kabul edilmediğinden davacı vekili 31.08.2020 tarihinde ıslah dilekçesi sunarak davayı ıslah ettiğini belirterek delil bildirip, fer'i taleplerde bulunmuş ise de; ıslah dilekçesinde ilk dilekçesinden farklı olarak yeni bir vakıa ve olguya dayanmadığı, ilk dilekçesini ayrıntılı tekrarla tanık deliline dayandığı, davacı kadının 31.08.2020 tarihli dilekçesiyle dava dilekçesini ıslah ettiği ve bu dilekçe ile tanık deliline dayandığı, dava dilekçesinin ıslahının mümkün olduğu, ne var ki, davalı ıslah dilekçesi ile yeni vakıa bildirmeyip, 25.10.2019 tarihli dava dilekçesinde dayandığı vakıaları aynen tekrar etmek suretiyle tanık deliline dayandığı, davacı kadın, ıslah dilekçesiyle yeni bir vakıa bildirmediğine göre yeni bir delil de gösteremeyeceği, aksi halde dava dilekçesinde hiçbir delile dayanmayarak delil bildirme hakkını kaybeden (yasanın kendisine tanımış olduğu usuli süreleri kaçırmış olan) davacının ıslah yoluyla bu hakkını her zaman geri getirme imkanı doğduğu, dolayısı ile davacı kadının açmış olduğu asıl davada delil bildirmediği anlaşılmakla ispat edilemeyen asıl davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalı olmuş ise de; kadının boşanma davası yönünden istinaf bulunmadığından kadının davasındaki boşanma hükmü istinaf edilmeksizin kesinleştiği, davalı erkek kadının 25.10.2019 tarihli dava dilekçesinde karşı yasal süresi içinde cevap vermemiş ise de; kadının 31.08.2020 tarihli ıslah dilekçesine karşı verdiği dilekçe ile karşı boşanma davası açtığı ve karşı dava harcını yatırdığı, kural olarak, karşı davanın, esas davaya cevap süresi içinde açılması gerektiği, cevap süresi içinde açılmayan karşı davanın ayrılmasına karar verileceği, ancak, boşanma davalarında; tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın fer’i (eki) niteliğindeki, maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası, velâyet gibi taleplerin sağlıklı olarak değerlendirilip isabetli karar verilebilmesi, bir kısım taleplerin de incelenmez hale gelmemesi için; kural olarak, boşanma konusunda birden çok dava varsa, bunların birlikte görülmesi; hem adaletli bir karar için, hem de usul ekonomisi bakımından gerekli olduğu, süresinde açılmayan karşı boşanma davasının ayrılmasına karar verilse bile, tekrar birleştirilmesine karar verilmesi gerekeceğinden, davanın ayrılmasında da “usul ekonomisi” ilkesi gereğince, bir yarar bulunmadığı, bu nedenlerle, süresinde açılmamış olsa bile, karşı boşanma davasının esasına girilerek bir karar verilmesi gerektiği, Mahkemece karşı davanın tefrik edilmeyerek yargılamaya devam edilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, davalı karşı davacı erkeğin 15.09.2020 tarihli karşı dava dilekçesi davacı karşı davalı kadına 04.10.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı karşı davalı kadının 16.10.2020 tarihli süresinde verdiği cevap dilekçesi ile bir kısım vakıalara dayanarak tanık ve diğer delillere dayandığı, ancak bu dilekçesinde çocuklar için 400,00'er TL tedbir ve iştirak ve kendisi için 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası talep etmiş ise de maddî ve manevî tazminat talebi olmadığı, dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına tarafların bir kez karşılıklı şiddetten Alanya 9. Asliye Ceza mahkemesinin 2019/136 Esas sayılı dosyasında yargılanarak mahkum oldukları, erkeğin ayrıca Alanya 1. Asliye Ceza mahkemesinin 2020/68 Esas sayılı doyasında ve Alanya 1. Asliye Ceza mahkemesinin 2021/124 Esas sayılı dosyasında kadına şiddetten 2 kez daha ceza aldığı, buna göre kadının bir kez şiddeti erkeğin kadına karşı 3 kez şiddet eylemin olduğu kadının ev işleri ve çocukların bakımı konusunda ihmali bulunduğu anlaşılmakla mahkemenin kusur belirlemesinin ve kusur derecelendirmesinin yerinde olduğu, erkeğin ağır kusurlu kadının ise daha hafif kusurlu olduğunun kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı, kadın karşı davaya verdiği cevap dilekçesinde kendisi için 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası talep ettiği halde talebi aşar şekilde tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesinin hatalı olduğu, davacı karşı davalı kadın karşı davaya verdiği cevap dilekçesinde usulüne uygun olarak tazminat talebinde bulunmadığı, dolayısı ile kadının usulüne uygun tazminat talebi bulunmadığından aşamalardaki tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekirken tazminata hükmetmenin hatalı olduğu gerekçeleri ile davalı karşı davacı erkeğin tedbir ve yoksulluk nafakası ve tazminatlar dışındaki sair istinaf başvurusu ile davacı karşı davalı kadının tüm istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine, davalı karşı davacı erkeğin tedbir ve yoksulluk nafakası ve tazminatlara ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün 6. ve 7. bentlerinin kaldırılmasına, yerine aşağıdaki şekilde yeni bentler oluşturulmasına, yerine yeni bentler oluşturulmasına karar verilen kısımları dışındaki hüküm fıkralarının aynen muhafazasına, dava tarihi olan 25.10.2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davacı karşı davalı kadın için aylık 300,00 TL olarak takdir edilen tedbir nafakasının, 07.04.2021 tarihinden itibaren aylık 450,00 TL'ye çıkartıldığı görülmekle, aylık 450,00 TL tedbir nafakasının boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar mükerrer tahsil edilmemek kaydıyla devamına, boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren taleple bağlı kalınarak aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, nafakanın davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine, davacı karşı davalı kadının yasal süresinde ve usulüne uygun olarak maddî ve manevî tazminat talebi bulunmadığından, bu talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı karşı davalı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat talepleri hakkında verilen karar ve nafakalar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı karşı davacı erkek vekili; kusur belirlemesi, velâyet ve nafakalar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince istinaf sebepleri ile sınırlı inceleme yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise süresinden sonra açılan erkeğin karşı davası yönünden verilen kararın doğru olup olmadığı, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tarafların kusur durumu, kadının maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında verilen kararın doğru olup olmadığı, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesinin uygun olup olmadığı, nafaka miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 355 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi.
3.Değerlendirme
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “incelemenin kapsamı” başlıklı 355 inci maddesinde “inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” hükmü mevcuttur. Bu hükme göre, Bölge Adliye Mahkemesi, tarafın gösterdiği istinaf sebeplerine hasren inceleme yapar. Bu kuralın tek istisnası, kamu düzenidir. Somut davada, davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde iddialarının tanık beyanları ile ispatlanmasına rağmen kadına kusur olarak yüklenmemesinin ve hatalı kusur belirlemesi nedeniyle kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile nafaka hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek kusur belirlemesi, velâyet, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuş, kadının davasında cevaba cevap dilekçesinin dilekçeler teatisi kesildiğinden bahisle kabul edilmemesi gerektiğine ilişkin ve erkeğin açtığı boşanma davasına kadının verdiği cevap dilekçesinde tazminat talepleri olmadığına yönelik usuli itirazlarda bulunmamıştır. Bu hususlar kamu düzenini ihlal eder nitelikte de değildir. Bu nedenle, Bölge Adliye Mahkemesinin istinafta öne sürülmemesine rağmen re'sen bu hususlara değinerek yazılı olduğu şekilde karar vermesi doğru görülmemiş istinaf sebepleri ile bağlı olarak istinaf incelemesi yapılmak üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine
01.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.