"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3224 E., 2023/1889 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kilis Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/425 E., 2022/652 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava dilekçesinde; davalı ile davacının Suriye'de imam nikahı ile evlendiklerini, bu evlilikten ortak iki çocuklarının olduğunu, adli yardımdan yararlandırılma taleplerinin kabulünü, davalarının kabulüne ve tarafların boşanmalarını, müvekkilinin yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminat ile, dava süresince, kendisi için 900,00 TL tedbir nafakasına, ortak çocuklar 6 yaşında olan ... 600,00 TL ve 1,5 yaşında olan ... 500,00 TL tedbir nafakasına, tedbir nafakasının davadan sonra yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesini , yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "...taraflar Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı olup; Türkiye' de geçici korunan statüsündedirler.5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuk'unun 4/a (Geniş Yorumlanması) uyarınca taraflar Türkiye' de boşanma talebinde bulunduklarından Türk Hukuku uygulanacaktır. Çünkü söz konusu boşanma işlemi Türkiye' de talep edilmektedir. ( bkz. «Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuk'unun’un 4 ncü maddesinin (a) bendine “mülteciler” ibaresinin eklenmesindeki amaç,Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuk'u uyarınca milli hukukun uygulanması gereken hallerde, vatandaşlıkları olsa bile, o ülkenin diplomatik himayesinden çeşitli nedenlerle yararlanamayan kişilere, Türkiye’de kaldıkları süre içerisinde yapacakları veya muhatap oldukları işlemlerde, milli hukuk yerine uygulanacak hukukun ne olduğunu göstermektir.» Cenevre Konvansiyonu m. 12,Yargıtay Kararları,İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü de 13.10.2015 tarihli “Dosya” başlıklı açıklaması. 16-17.04.2019 Trabzon Milletlerarası Özel Hukukta Medeni Hukuk çalıştayı) Yine Suriyeli olup geçici korunan statüsünde bulunan kişilere uygulanacak hukuk kapsamında; mahkememizin 2018/388 Esas sayılı kapsamında Adalet Bakanlığı ile yapılan yazışmada verilen cevabi yanıtta uygulanacak mevzuatın Suriye makamlarından teminin mümkün bulunmadığı belirtilmiş olup; bu durumda da Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuk'unun 2 nci Maddesi gereği de yabancı hukukun olaya ilişkin hükümlerinin tespit edilememesi nedeni ile iş bu davada Türk Hukuku uygulanmıştır.Dava dilekçesinde beyan edildiği üzere taraflar Suriye ülkesinde imam nikahı ile evlenmişlerdir. Dolayısıyla ne Türkiye'de ne de Suriye ülkesinde resmi bir evlilikleri yoktur. Bu hali ile taraflar arasında 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'u kapamında geçerli bir evlenme işlemi bulunmamaktadır. Gaziantep Bölge adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 2020/860 E. ve 2021/1413 K. Sayılı ilamı da nazara alındığında, tarafların boşanmalarına karar verilebilmesi için öncelikle tarafların evli olmaları gerektiği, dosya kapsamında dayanılan ve toplanan deliller doğrultusunda yapılan değerlendirmede tarafların hukuken geçerli bir evlilik yapmadıkları, tarafların birbirleri ile geçerli bir akit çerçevesinde evli olduklarına dair bir bilgi ve belge bulunmadığı bu haliyle taraflar zaten evli olmadıklarından, boşanmalarında da hukuki bir yarar bulunmamaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'unun 114 ncü Maddesi uyarınca hukuki yarar dava şartı olup, boşanma davası açılmasında hukuki yarar olmadığı..." gerekçesi ile davanın dosya üzerinden yapılan inceleme ile usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili, davanın kabulü gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ;İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili, istinaf dilekçesini tekrarla, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, boşanma davası olup, uyuşmazlık, taraflar arasında evlilik akdi bulunup bulunmadığı, boşanma davasında hukuki yararın bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 166 ncı maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.