Logo

2. Hukuk Dairesi2024/2273 E. 2024/8379 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan yayla evinin kullanımına ilişkin hükmün intifa hakkı olarak tescili talebiyle açılan tescile zorlama davasının kabulünün hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanma protokolünde yer alan yayla evinin davacıya her yıl Temmuz ve Ağustos aylarında tahsis edilmesine ilişkin hükmün, davalının borç altına girdiği bir intifa hakkı tesisi niteliğinde olduğu ve davalının bu edimini yerine getirmemesi sebebiyle hükmen tescil yoluna gidilmesinin hukuka uygun olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1790 E., 2024/119 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/144 E., 2022/149 K.

Taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklı tescile zorlama davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evli iken Mersin 4.Aile Mahkemesinin 19.07.2017 tarih, 2017/470 Esas, 2017/496 Karar sayılı ilamıyla anlaşmalı boşanma yaptıklarını, davalı (erkek) adına kayıtlı olduğu bildirilen Mersin, Toroslar, ..., ... Mahallesi 2146 parselde bulunan yayla evinin her sene Temmuz ve Ağustos ayı için intifa hakkının davalı tarafından davacı lehine şerh verilerek her sene bu aylarda evin davacının kullanımına tahsis edileceğinin tespitine karar verildiği, kararın 21.09.2017 tarihinde kesinleştiğini, anılan boşanma protokolünün üçüncü maddesine göre davalı adına kayıtlı yayla evinin Temmuz ve Ağustos aylarında davacı kadına tahsis edileceğinin kararlaştırılmasına rağmen davalı tarafın tapuda davacı kadın lehine intifa hakkının tapuya tescil edilmesine yanaşmadığını belirterek Mersin, Toroslar, ..., ... Mahallesi 2146 parselde kain yayla evi dubleks bina ve arsası üzerine ihtiyati tedbir konularak sonrasında davacı lehine her yıl Temmuz ve Ağustos aylarında kullanılmak üzere intifa hakkının tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini belirterek görevsizlik kararı verilmesini talep ettiği, ayrıca tescile zorlama davasının evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakkı olduğunu, hükmün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmesi nedeniyle zamanaşımına uğradığını belirterek zamanaşımı itirazında bulunduğu, müvekkilinin protokolde yer alan maddeleri boşanma baskısıyla ve sürecin biran önce bitmesi amacıyla kabul ettiğini, sözleşme hükmü kanunda tanımlanan intifa hakkı olarak değil de kullanımına sunmak olarak değerlendirildiğini, bu nedenle sözleşme maddesinin maddî anlamda intifa hakkı olarak değerlendirilemeyeceğini, dava konusu taşınmazın aile konutu niteliğinde olmadığını, boşanmış eşlerin aynı konutu farklı zamanlarda kullanmasını birçok soruna sebebiyet vereceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma ilamının 9. bendinde protokolün gerekçeli kararın eki sayılmasına karar verildiği, boşanma kararının 3. bendinde davalı adına kayıtlı olduğu bildirilen Mersin, Toroslar, ..., ... Mah., 2146 parselde bulunan yayla evinin her sene Temmuz ve Ağustos ayı için intifa hakkının davalı tarafından davacı lehine şerh verilerek her sene bu aylarda evin davacının kullanımına tahsis edileceğinin tespitine karar verildiği, bu haliyle protokol hükmünün bir borçlandırıcı tasarruf işlemi olarak karara geçirildiği, davalı, dava konusu taşınmazın Temmuz ve Ağustos ayları için davacının kullanım ve yararlanmasına bırakılmak suretiyle intifa hakkı tesisi ve tapuya şerh edilmesi borcu altına girdiği ve bu edimini ifa etmediği, hükmen tescil yoluyla ifanın sağlanmasının gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne, Mersin 4.Aile Mahkemesinin 2017/470 Esas, 2017/496 Karar sayılı ilamının gerekçeli kararının 3.maddesinde tespit edildiği şekilde "davalı adına kayıtlı bulunan Mersin ili, Toroslar ilçesi, ... ... mahallesi, 2146 parselde bulunan yayla evinin her sene Temmuz ve Ağustos ayı için (1 Temmuz - 30 Ağustos arası ve bu tarihlerde dahil olmak üzere) davalı tarafında davacının kullanım ve yararlanmasına tahsis edilmek suretiyle" intifa hakkı tesisine, davacının intifa hakkının tapuya şerh düşülmesine, bu hususta ilgili tapu sicil müdürlüğüne kararın kesinleşmesinden sonra müzekkere yazılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; görevli belirlemesinin hatalı olduğunu, davanın bir yıllık zamanaşımı içinde açılmadığını, boşanma protokolündeki taşınmazın Temmuz ve Ağustos aylarında davacı kullanımına bırakılmasını boşanma sürecinin baskısı ve sürecin biran önce bitmesi amacıyla kabul ettiğini, intifa hakkı tesisi ibaresinin protokole sehven yazıldığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı dosyadaki yazılara göre, İlk Derece Mahkemesinin delil değerlendirmesi ve davanın kabulü kararı ve gerekçesinin doğru olduğu, davacının davasını ispatladığı, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, Mahkemece davalının görev ve zamanaşımı itirazlarının reddine karar verilmesinin doğru olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, görev belirlemesinin hatalı olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, sözleşmenin konusunun kullanım hakkı olduğunu, intifa teriminin hatalı olduğunu, açık kanuna aykırılık sözkonusu olduğunu ve protokol hükmünün geçersiz olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, Mahkemenin görev belirlemesinin ve zamanaşımı değerlendirmesinin hatalı olup olmadığı, sözleşmede yer alan intifa hukuksal teriminin hukuki nitelendirmesinin hatalı olup olmadığı ile protokolde geçen hali ile düzenlenen maddenin kanunda sınırlı sayıda belirtilen infat hakkı tanımına uygun olup olmadığı, davaya konu protokol hükmünün geçerliliğinin tartışılmamasının hatalı olup olmadığı ile davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası, 178 inci maddesi, 705 nci maddesi, 716 ncı maddesi, 794 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 27 nci maddesi, 174 üncü ve 175 inci maddeleri, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.