Logo

2. Hukuk Dairesi2024/3355 E. 2024/3213 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı bankanın, davacının eşi tarafından kullanılan krediye kefil olması nedeniyle aile konutuna ipotek tesis etmesi işleminin, davacının rızası olmadan yapıldığı iddiasıyla ipoteğin kaldırılması talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın ipotek tesis tarihi itibarıyla aile konutu vasfında olmadığı, kredi sözleşmesi ve eklerindeki imzanın davacıya ait olmadığının ispatlanamadığı, davacının ipotek tesisinde rızasının olmadığının kanıtlanamadığı ve davalı bankanın eş rızasını almamasının kötü niyetini göstermediği değerlendirilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1407 E., 2023/1261 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Pertek Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/19 E., 2023/17 K.

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince kararın kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Kaldırma kararı sonrası İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı asıl dava dilekçesinde; eşi ...'nın davalı bankadan kullanılan krediye kefil olduğunu, haberi olmamasına rağmen kredi sözleşmesinde kendisinin de imzasının bulunduğunu, yapılacak imza incelemesinde imzanın kendisine ait olmadığının tespit edileceğini, bu kredi sözleşmesi nedeniyle tarafların aile konutuna ipotek tesis edildiğini, bu işlem yapılırken rızasının alınmadığını belirterek davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı banka vekili cevap dilekçesinde; imzanın davacıya ait olmadığı iddiasının asılsız olduğunu, bankanın verdiği kredilerde eşin rızasını almadan kredi vermesinin mümkün olmadığını, davacının banka şubesinde bizzat bulunarak imza attığını, dava konusu taşınmazın aile konutu özelliği taşımadığını, ipotek tesisi için alınan ekspertiz raporunda taşınmazın arsa vasfında olduğunu ve inşaatın %41'inin tamamlandığının belirtildiğini, aile konutu olmayan bir taşınmaz üzerinde kurulacak ipotekte eşin onayının alınmayacağının açık olduğunu, ipotek tesis tarihinde de davacının adresinin farklı olduğunu, davacının kötü niyetli olarak ipotek tesis tarihinden sonra taşınmaz üzerine aile konutu şerhi koydurduğunu, bankanın ileride karşılaşılabilecek sorunlara karşı eşin muvafakatnamesini aldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Dahili davalı ... cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 16.07.2021 tarih, 2018/72 Esas, 2021/141 Karar sayılı kararı ile davacının ipotek tesisi sırasında rızanın alınmadığı iddiasına karşılık davalı banka tarafından ipoteğin tesisi sırasında davacı eşin imzasının bulunduğu, bu muvafakatin diğer davalı ...'nın borçlu ...'e kefilliği nedeniyle alındığı, kredi sözleşmesi imzalanırken dava konusu taşınmazın aile konutu olmadığı iddiasında bulunulduğu, bu durumda taşınmazın aile konutu olup olmadığının netleştirilmesi gerektiği, yapılan imza incelemesinde hazırlanan ilk raporda eş imzası altındaki imzanın davacıya ait olup olmadığının tespit edilemediği, itiraz üzerine aldırılan ikinci raporda ise davacının eli ürünü olmadığı şeklindeki tespit yapıldığı, bu nedenle raporun hükme esas alınmadığı, davalı ...''nın duruşmada alınan beyanları, dava konusu taşınmazın kredi sözleşmesi ekspertiz raporları için çekilen fotoğrafları, tanık beyanı ve özellikle taşınmazın aboneliklerinin 2018 yılına ait olması değerlendirildiğinde, kredi sözleşmesinin yapıldığı 24.08.2017 tarihi itibariyle dava konusu taşınmazın aile konutu olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 13.12.2021 tarih, 2021/1695 Esas, 2021/2427 Karar sayılı kararı ile kredi sözleşmesinin düzenlendiği tarihte taşınmazın aile konutu olduğuna ilişkin uyuşmazlık bulunmadığı, sunulan belgelerden kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihte davalı banka tarafından taşınmazın aile konutu olduğunun bilindiği ve kefil ...'nın eşinin yazılı muvafakatinin istendiği "Kefilin Eşinin Onayı" ve "İpotek Eş Muvafakatnamesi" başlıklı belgelerden anlaşıldığı, ayrıca kolluk tarafından da sözleşme tarihinden önce taşınmazın aile konutu olduğu hususunun tespit edildiği, asıl uyuşmazlığın belgelerdeki imzanın davacıya ait olup olmadığı noktasında toplandığı, alınan raporda yalnızca kredi sözleşmesindeki "Kefilin Eşinin Onayı" bölümü incelendiği, "İpotek Eş Muvafakatnamesi" başlıklı belge altındaki imzaya ilişkin imza incelemesi yapılmadığı, bu hususta yeniden bilirkişi raporu alınması gerektiği gerekçesi ile davacının istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan imza incelemesinde tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından belgede yer alan imza ile ...'nın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat teslim edilemediğinin bildirildiği, kredi sözleşmesinin düzenlendiği tarihte taşınmazın aile konutu olduğuna ilişkin uyuşmazlık bulunmadığı, sunulan belgelerden kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihte davalı banka tarafından taşınmazın aile konutu olduğunun bilindiği ve kefil ...'nın eşinin yazılı muvafakatinin istendiği "Kefilin Eşinin Onayı" ve "İpotek Eş Muvafakatnamesi" başlıklı belgelerden anlaşıldığı, ayrıca kolluk tarafından da sözleşme tarihinden önce taşınmazın aile konutu olduğu hususunun tespit edildiği, davacının açık rızasının bulunduğunun tespit edilemediği gerekçesi ile davanın kabulüne, taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı banka vekili istinaf dilekçesinde özetle; muvafakatname alınmasının taşınmazın aile konutu olduğunu göstermediğini, bankanın işini garantiye almak amacıyla, evli kişilerin göstereceği her türlü ipotek ve kefillikten eşlerinin rızasını almakta olduğunu, iş bu dosyada da davalı ...''nın gösterdiği arsa niteliğindeki taşınmaz içinde ileride sorunla karşılaşmamak için davacıdan muvafakatname aldığını, sözleşmenin imzalandığı tarihte arsa niteliğinde bulunan, üzerinde konut bulunmayan taşınmazın aile konutu olduğu kabul edilemeyeceğini, ekspertiz raporunda yer alan fotoğraflara bakıldığında konut bulunmadığının, inşaat halinde bir yapının olduğunun görüleceğini, ekspertiz raporu tarihinde inşaatın %41'inin tamamlanmış olduğunu, bu nedenle sözleşme imzalandığı tarihte aile konutunun bulunmadığını belirterek davanın kubulü yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile daha önce verilen kaldırma kararında maddi hata yapıldığını, davalı banka tarafından yaptırılan gayrimenkul değerlendirme raporu içeriğinde "taşınmazın parsel üzerinde kat irtifakı kurulmamış, yaklaşık 123 taban oturum alanlı toplamda 277m2 kapalı kullanım alanlı zemin artı 1 normal kat olacak şekilde inşaatı devam eden iki katlı yapı bulunmaktadır. Yapının kabası tamamlanmış durumdadır."şeklinde rapor düzenlendiği, raporun ekinde sunulan fotoğraflarda da taşınmazın kaba inşaat halinde olduğu ve yaşanılabilecek bir halde olmadığı, dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipotek tesisi aşamasında davalı ...'nın ikamet adresinin dava konusu taşınmaz adresi dışında ... Sokak 30-2 kapı numara olduğu seçmen listesinde ve kefil olunan kredi sözleşmesinde görüldüğünü, taşınmazın aboneliklerinin 2018 yılında yaptırıldığı, bu nedenle dava konusu taşınmazın ipotek tesis tarihinde aile konutu olmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile davalı banka vekilinin istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının doğru olduğunu, iki kere imza incelemesi yapıldığını ve imzanın müvekkile ait olmadığının tespit edildiğini, keşif yapılmadığını, tanık dinlenmediğini davanın kabulü gerektiğini beyanla verilen ret kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ipoteğin kaldırılması davası olup, uyuşmazlık dava konusu taşınmazın ipotek tesisi tarihinde aile konutu vasfında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’un 6 ncı, 193 üncü ve 194 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,07.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.