Logo

2. Hukuk Dairesi2024/3961 E. 2024/6272 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşandıktan sonra kadının, kocasının soyadını kullanmaya devam etmesi için verilen iznin kaldırılması talebinin koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadının, kocasının soyadını kullanmaya devam etmesinde menfaatinin bulunduğu, bu durumun kocaya zarar verdiğinin ispatlanamadığı ve kadının soyadını kötüye kullandığına dair bir delil bulunmadığı değerlendirilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2272 E., 2024/583 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Bodrum Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/1065 E., 2023/393 K.

Taraflar arasındaki davacı erkek vekili tarafından açılan kadının önceki eşinin soyadını kullanmasına verilen iznin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma sürecinde davacının davalı eski karısının devam eden işleri dolayısıyla kendi soyadını kullanmasına izin verdiğini, davacının artık bu duruma izninin bulunmadığını ve bu durumun davacıyı zor duruma soktuğunu, davalının pek çok sebepsiz yere davacı aleyhine uzaklaştırma talebinde bulunduğunu, boşanma sürecindeki anlaşmalara aykırı davranarak davacıdan mal kaçırmaya yönelik hareket ettiğini ve bu durumla ilgili hukuki ihtilafların mahkemelerde devam ettiğini, davacının çevrede tanınan bilinen bir iş adamı olduğunu, davalının davacının soyadını kullanarak davacının oluşturduğu güvenden faydalandığını, artık aradaki husumetlerden dolayı davacının soyadının kötü niyetli eski eş tarafından kullanılmasının davacıyı maddî ve manevî olarak mağdur ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 173 üncü maddesi uyarınca davalının davacının soyadını kullanmasına dair iznin kaldırılmasına ve davalı eşin artık "..." soyadını kullanmamasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle vekâletnamede bu dava için özel yetki bulunmadığını, davacıya mahkemece de tespit edilen dava şartı noksanlığının kesin süre verilmesine rağmen davacı tarafından giderilmediğinden hareketle davanın dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, esasa ilişkin ise makul hiçbir sebep olmamakla beraber, davacının talebinin tamamen kötü niyetli olup, eski eşi zarara uğratmaya yönelik olduğunu, zira davalının evlendikleri tarih olan 13.10.1996 yılından beri ... soyadını kullandığını, gerek ticari faaliyetlerinde gerekse sosyal çevresinde ... soyadı ile tanınmış olan ve kendine ait ticari işletmesi bulunan bir iş kadını olduğunu, ticari hayatta bu soyadıyla tanınmakla birlikte, Bodrum ve İstanbul başta olmak üzere iki farklı şehirde çevre kurmuş olup kendi portföyünü oluşturarak 26 sene hayatını bu şekilde idame ettirdiğini, davalıya bağlı çalışanlar arasında söylentileri engellemek ve ortak çocuk ile aynı soyadını taşımasının daha uygun olacağından ve akrabaları ile yakın ilişkileri de devam ettiğinden diğer tarafça da bu soyadının kullanılmasının önerildiğini ve protokolde bu şekilde yer aldığını, davacı tarafın dava dilekçesinde iddia ettiği şekilde eski eşin oluşturduğu güvenden faydalanma durumu söz konusu olmayıp, asıl itibarının oluşturduğu güvenden yararlanılan tarafın davalı olduğunu, davalının ... soyadını kullanmakta gerek maddî gerekse manevî yönden menfaatlerinin bulunduğu, kadının kocasının soyadının kullanılması izninin kaldırılabilmesi için kadının bu soyadını kullanmakta herhangi bir menfaatinin bulunmaması veya soyadının kullanılmasının eski eşe zarar vermesi ve bu durumların da eski eş tarafından somut delillerle ispatlanması gerektiğini, davacının iddialarını hiçbir suretle ispatlayamadığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, kadının, kocasının soyadı olan ... soyadını kullanmasına izin verildiği, kadının erkekle evlendikleri tarih olan 13.10.1996 yılından beri ... soyadını taşıdığı, kadının ticari hayatının olduğu, gerek iş hayatında gerek sosyal çevrede bu soyadıyla tanındığı, dinlenen tanık anlatımlarına göre de kadının Bodrum' da döviz bürosunun olduğu bu soyadıyla çevrede bilindiği, bütün ticari işlemleri bu soyadı üzerinden yürüttüğü gibi şirket resmi evraklarının da bu soyadı üzerinden yapıldığı, ayrıca kadının ortak çocukla aynı soyadını taşımak istediği bu durumların tanık anlatımlarıyla sübuta erdiği, davalının boşandığı kocasının soyadını kullanmasının davalıya bir zarar vermediği, her ne kadar davacı tanıkları davacı kadının erkekle aralarında davalar bulunduğu ve husumet olduğundan erkeğin soyadını kullandırmak istemediğini beyan etmişler ise de kadının erkeğin soyadını kullanıyor olmasının erkeğe zarar verdiğine dair anlatımlarının olmadığı, kadının eski kocasının soyadını kullanmakta meslek icrasındaki tanınmışlık, iş hayatındaki menfaat, sosyal hayatında bu isimle tanınma gibi menfaatlerinin olduğu, kadının boşandığı kocasının soyadını kullanmak istemesindeki menfaatini tanık anlatımlarıyla da ispatlandığı, dosya kapsamında erkeğin soyadını kullanmaya iznin kaldırılmasını gerektirecek bir durumun kanıtlanamadığı, sırf taraflar arasında davalar olmasının tek başına ispata yeter olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalının, davacı hakkında sürekli uzaklaştırma kararı çıkartıp ve toplumda tanınan bir iş adamı olan davacının yaşamını olumsuz dedikodularla etkilediğini, boşanma sırasındaki usullere aykırı davranmakta olup davacıdan malda kaçırmaya çalıştığını, davacının yaşadığı çevrede tanınan ve iyi bir müşteri portföyüne sahip olan bir kişi olduğu için soyadının ticaret hayatındaki olası işbirliklerinde güven verdiğini, davalının bu durumdan faydalanarak ticari hayatını devam ettirdiğini, ancak davacıya verdiği maddî ve manevî zararlar dolayısıyla davacının bu durumdan olumsuz etkilenip artık davalının soyadını taşımasını istemediğinden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının boşandığı kocasının soyadını kullanmasının davacı erkeğe bir zarar vermediği, davalının ticari iş ve sosyal yaşamında kocasının soyadıyla tanınıp bilindiği, bütün işlemlerinin bu soyadı ile yapıldığı, bir kısım tanıklarca da davalı kadının bu soyadını kötüye kullanmadığının somut şekilde ifade edildiği, iddia edilen bir kısım olaylarla ilgili yasal hakkın kullanımına yönelik resmi başvuruların, soyadının kötüye kullanıldığının kriteri olarak kabul edilemeyeceği, anlaşmalı boşanma sırasındaki meslek ve sosyal durumlarında bir değişiklik olmadığı, dolayısıyla davalı kadının davacının soyadını taşımakta menfaatinin halen devam ettiği, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içerisinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata yapılmadığı, yeterli, denetime açık, hükme elverişli, dosya içeriğine uygun gerekçe ile belirtilen şekilde karar verilmesinde usul ve kanuna aykırılık olmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının iş dünyasında tanınmış bir iş insanı olduğunu, davalı tarafından kötü niyetli olarak davacının birlikte iş yaptığı insanlara davacı hakkında kötü söylemlerde bulunarak davacının iş hayatını kötü yönde etkilediğini, davacıya karşı güven duygusu zedenleyip davacıyı maddî ve manevî zarara uğrattığını, davalının davacı hakkında sürekli olarak suç duyurusunda bulunduğunu, ısrarlı bir şekilde mesnetsiz olarak şikayet edip davacının huzurunu bozduğunu, davalı tarafın kendi aile soyadını kullanmasında davalının iş ve sosyal hayatında hiçbir değişikliğe yol açmayacağını, davalı tarafın boşandığı eşinin soyadını kullanmaya devam etmesi için menfaatinin olduğunu ispatlayamadığını ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanan kadının kocasının soyadını kullanmasına dair verilen izninin kaldırılması şartlarının oluşup oluşmadığı, kocanın soyadının kullanılmasında kadının menfaati olup olmadığı, erkeğe bir zararının olup olmadığı, davanın reddine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 173 üncü maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.