Logo

2. Hukuk Dairesi2024/514 E. 2024/8289 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranları, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosyadaki tüm belgeler birlikte değerlendirilerek, yerel mahkemenin boşanma, kusur, nafaka ve tazminata ilişkin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gözetilerek, temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/999 E., 2023/1444 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Artvin 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/2 E., 2023/137 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının olumsuz davranışlarının, saldırgan kişiliğinin, evlilik kurumuna uygun bulunmayan hareketlerinin, sürekli devam eden argo konuşmalarının ve evden giderken geri dönmeme arzusunun erkeğin boşanma kararı almasında etkili olduğunu, 20.11.2021 tarihinde kadının abisinin rahatsız olduğunu belirterek Van'a gittiğini, gittikten sonra mesajlarla erkeğe ve ailesine yönelik ithamlarda bulunmaya başladığını, hakaret ve aşağılamalarda bulunduğunu, '' şerefsiz, kadın kılıklı, pis dişlek, kokarca, pislik, adi, it '' gibi birçok hakaret ettiğini, erkeğin kardeşine yönelik de erkeğe '' benden boşandıktan sonra git Semanur'u sinkaf et '' dediğini, buna ilişkin suç duyurusunda bulunduklarını, kadının evlilik cüzdanını paramparça ettiğini, abisinin rahatsızlığı bahanesiyle evi terk ettiğini, evliliğin başından beri erkeği ve ailesini kabul edemediğini, saygı duymadığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına yasal faizi ile birlikte 200.000.00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin psikolojik baskı uyguladığını, erkeğin evlilik süresince çoğunlukla işte olduğunu, evde olduğu zamanlarda da oyun oynadığını, kadına maddî olarak destek olmadığını, cimri olduğunu, ev işleri konusunda kadına yardım etmediğini, kadının ailesine saygı göstermediğini, işe giderken evin kapısını kadının üzerine kilitlediğini, birlikte bir kere bir yere gittiklerini orada da başkasının yanında kadının 12 kardeş olmasıyla dalga geçtiğini, kadın ailesinin yanına geldiğinde hastalandığını ve erkeğin kadını arayıp sormadığını, erkeğin kadının anne ve ablasını arayarak hakaretlerde ve iftiralarda bulunduğunu, daha sonra kadın ve erkeğin birbirlerine hakaret ettiklerini, kadın eve dönmek isteyince erkeğin kabul etmediğini belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, aylık 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 75.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata. Ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava yönünden yapılan incelemede, erkeğin tanığı ... A., kadının bizzat kendi yanında" bizim için önemli olan para koca değil" ve "içimde ...'a karşı en küçük bir sevgi yok" dediğine şahit olduğunu beyan ettiği ayrıca erkeğe ait telefon üzerinde yaptırılan inceleme sonucu hazırlanan bilirkişi raporu ile kadının adına kayıtlı numara üzerinden erkeğe göndermiş olduğu mesajlarda "nedir bu çektiğim senin ailenden", "sizden nefret ediyorum", "allah belanı versin", "evlendiğim güne lanet olsun", "köylü ailen", "şerefsiz", "kadın kılıklı", pis dişlek", "... O suratını tırnaklarımla parçalarım", "en yakın zamanda ölüm haberin gelir inşallah", "inşaallah bir ömür dayın gibi çocuk sevmezsin, kısmet olmaz inşallah sana", "...şehit haberini alırım inşallah", aldığın kıyafetleri yedi sülalene sonra g... sok", "it köpek para için g... ünü verirsin", "benden boşandıktan sonra git ... becer" ... şeklinde mesajlar attığı, evlilik cüzdanının yırtılmış/parçalanmış fotoğrafını gönderdiğinin tespit edildiği, böylece kadının erkeğin ailesine karşı ithamlarda bulunduğunun ve küfür ettiğinin, erkeğe küfür ve hakarette bulunduğunun ve tartışma sonrasında evlilik cüzdanını parçaladığının sabit olduğu; karşı dava yönünden yapılan incelemede ise, tanık beyanlarına göre telefonda konuşurlarken sesin dışarıya çıkması dolayısıyla erkeğin kadına küfür ettiğinin sabit olduğu, kadının ağır erkeğin az kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 20.000,00TL manevî tazminata, kadın yararına 5.000,00 TL manevî tazminata, kadının maddî tazminat talebinin reddine, kadın yararına hükmedilen aylık 800,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına, yoksulluk nafakası talebinin reddine, ziynet alacağı davasının ara karar ile tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kararın kaldırılarak karşı davanın tam kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin tanığı ... A.'nın kadının bizzat kendi yanında" bizim için önemli olan para koca değil" dediğine ve "içimde ...'a karşı en küçük bir sevgi yok" dediğine şahit olduğunu beyan etmesi nedeniyle kadına kusur yüklenmiş ise de, erkek tarafından sözkonusu vakıaya dayanılmadığı gibi, tanık beyanında sözkonusu vakıanın taraflar arasında evlilik birliği kurulmadan önce meydana geldiğinin açıklandığı, dolayısıyla sözkonusu vakıanın kadına kusur olarak yüklenmesinin yerinde olmadığı, kadına yüklenen diğer kusurların sabit olduğu, mevcut kusur durumuna göre tarafların eşit kusurlu olduğu, erkeğin manevî tazminat talebinin reddi gerektiği, kadının maddî tazminat talebinin eşit kusur nedeniyle reddi gerektiği, kadına hükmedilen manevî tazminat yerinde değil ise de erkeğin buna yönelik istinaf talebi bulunmadığı, ağır kusurlu olmayan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi ve irat biçiminde ödenmesi gerektiği gerekçesiyle kadının erkek yararına hükmedilen manevî tazminat ile reddedilen yoksulluk nafakasına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzelitilmesine, kadın yararına aylık 800,00 TL tedbir ve 100.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; tarafların eşit kusurlu olduklarına dair tespitin hatalı olduğunu, kadın yararına hükmedilen nafakaların haksız olduğunu, lehe hükmedilen manevî tazminatın kaldırılmasının hatalı olduğunu belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile reddedilen manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; sadece erkeğin telefonu üzerinden yapılan incelemenin esas alınmasının hatalı olduğunu, gerekçede yoksulluk nafakasının irat biçiminde ödenmesi gerektiği belirtilmesine rağmen aleyhe olarak toptan yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, bu nafaka miktarının da az olduğunu, hükmedilen tedbir nafakasının miktarının az olduğunu, erkeğin ağır kusurlu olduğunu, erkeğin telefonu üzerinde inceleme sonucu alınan bilirkişi raporunun yeterli olmadığını, kadının delillerinin dikkate alınmadığını belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasına toptan hükmedilmesi ve miktarı, tedbir nafakasının ve manevî tazminatın miktarı, maddî tazminatın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazinatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz eden Zeynep'e yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.