"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1418 E., 2024/1813 K.
KARAR : Bozmaya uyularak hüküm kurma
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının iştirak ve yoksulluk nafakaları ve tazminatların miktarının az olduğundan bahisle bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan kısımların onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, iştirak ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarının artırılmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin özel hayatlarına kadar her şeyi ailesine anlattığını, davacı kadının ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, telefonunun elinden alındığını, davalı erkeğin çok kıskanç olduğunu, üzerine kapıyı kilitlediğini, aldatmakla itham ettiğini, şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, eve gelmemeye başladığını, davacı kadının iki kere boşanma davası açtığını, davalının baskıları ile bu davalarından feragat ettiğini, davalı erkeğin bundan sonra da tehdit ederek psikolojik ve fiziksel şiddete devam ettiğini, aşağıladığını, hakaret ettiğini, ilaçlarını kullanmamaya başladığını, kadını baba evine gönderdiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ÜFE/TÜFE ye göre artış yapılmak kaydıyla 2.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının, çocuklar için ayrı ayrı 1.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasının, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek süresinden sonra verdiği cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunmuş, çocuklarla kişisel ilişki kurulmasını talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 02.07.2019 tarih ve 2017/225 Esas 2019/465 Karar sayılı kararı ile; davacı tarafından davalı aleyhine daha önce Konya 4. Aile Mahkemesinin 2015/850 Esas ve Karapınar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/591 Esas sayılı dosyaları ile boşanma davası açtığı, davacının daha önce açılan davalardan feragat ettiği ve en son boşanma dosyasının 13.03.2017 tarihinde kesinleştiği, davacı tarafın eldeki davayı 26.07.2017 tarihinde açtığı, tarafların bu tarihten sonra 4 ay birlikte yaşadıkları, ancak davacının açılan işbu davada bu 4 aylık süre zarfında yaşanan yeni olaylara dayanmadığı ve eski boşanma davasındaki sebeplere dayandığı, boşanma davasından feragatin, haktan da feragat anlamına gelmeyeceği, buradaki feragatin aslında, boşanma davasının dayanağını oluşturan iddia veya boşanma sebeplerinden vazgeçmek anlamını taşıdığı, boşanma davasından feragat edildikten sonra devam edegelen evlilik birliği içinde meydana gelen yeni sebeplere dayanarak boşanma davasının açılabilmesinin mümkün olacağı, tekrar açılan boşanma davasında dayanılan boşanma sebeplerinin ilk açılan boşanma davasından feragat edildikten sonra meydana gelmesi gerektiği, davacının kural olarak feragat ettiği boşanma davasında ileri sürdüğü boşanma sebebini meydana getiren eylemlere dayanarak tekrar aynı sebeplerle dava açamayacağı, boşanma davasından feragat halinde, Yargıtay kararlarında da ifade edildiği gibi, bu tarihe kadar gerçekleşmiş olan kusurlu eylemlerin affedilmiş sayılacağı, mevcut delil durumu itibariyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılması şartları oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine, davacı ve çocuklara hükmedilen tedbir nafakalarının karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili hükmün tamamı yönünden, davalı erkek ise geçici tedbiren velâyet ve nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 08.01.2020 tarih ve 2019/1551 Esas 2020/57 Karar sayılı kararı ile; davalı asilin ön inceleme duruşmasına mazeret bildirmesi, mazeretinin kabul edilmesi göz önüne alındığında yeni bir ön inceleme duruşma günü tayin edilerek, ön incelemede yapılması gereken usul işlemlerinin yapılması, tarafların anlaştıkları ve anlaşmadıkları hususların tek tek tespit edilmesi, ön inceleme sonuç tutanağı düzenlenip bu tutanağın taraflara imzalatılması ve ön inceleme aşamasında yapılması gereken işlemler yapıldıktan sonra tahkikata geçilmesi gerekirken ön inceleme duruşması usulüne uygun yapılmadan tahkikat aşamasına geçilerek davanın esası hakkında karar verilmesinin doğru bulunmadığı gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 29.03.2022 tarihli kararı ile, davacı tarafından davalıya karşı Konya 4. Aile Mahkemesinin 2015/850 Esas ve Karapınar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/591 Esas sayılı dosyaları ile boşanma davası açıldığı, davacı tarafın önce açtığı davalardan feragat ettiği ve son boşanma dosyasının 13.03.2017 tarihinde kesinleştiği, davacının iş bu davayı 26.07.2017 tarihinde açtığı, tarafların bu tarihten sonra 4 ay birlikte yaşadıkları, ancak davacı tarafça açılan işbu davada bu 4 aylık süre zarfından yaşanan yeni olaylara dayanılmaması ve eski boşanma davasındaki sebeplere dayanılması nedeniyle, boşanma davasından feragat edildikten sonra evlilik birliği içinde meydana gelen yeni olaylara dayanarak boşanma davası açılabileceği, tekrar açılan boşanma davasında dayanılan boşanma sebeplerinin ilk açılan boşanma davasından feragat edildikten sonra meydana gelmesi gerektiği, davacı tarafın feragat ettiği boşanma davasında ileri sürdüğü boşanma sebebini meydana getiren eylemlere dayanarak tekrar aynı sebeplerle dava açamayacağı, boşanma davasından feragat halinde, bu tarihe kadar gerçekleşmiş olan kusurlu eylemlerin davacı tarafca affedilmiş kabul edileceği, dinlenen tanık beyanlarının feragat edilen boşanma davalarındaki olaylara ilişkin olması sebebiyle ve feragat edilmiş olunan davadaki olaylara yeni açılan davada davacı tarafca dayanılamaması, feragat edilen davadaki olayların davacı tarafından affedilmiş sayılacağı hususu, tanık beyanlarının geçmişe ait olaylara ilişkin olması, tanık beyanlarının son açılan davadan sonraki olaylara dair görgü ve bilgiler içermesi ve her davanın açıldığı tarihteki şartlara tabi olması nedeniyle davadan sonra oluşan olayların boşanma kararında esas alınamayacağı ancak yeni bir davanın konusunu oluşturabileceği hususu gereğince dinlenen diğer tanık beyanlarının doğrudan bilgi ve görgüye ait olmaması, dosyadaki mevcut deliller, tanık beyanları doğrultusunda taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılması şartları oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin tarihli kararına kararına karşı;
Davacı kadın vekili; davanın reddi, hükmedilen nafakaların miktarı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 23.02.2023 tarihli kararı ile, taraflar arasında Karapınar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/591 Esas sırasına kayden boşanma davasının görüldüğü, konu davada kadının 16.01.2017 tarihinde davasından feragat dilekçesi verdiği, vaki feragat nedeni ile davanın reddedildiği, kararın 13.03.2017 tarihinde kesinleştiği, kadının feragat tarihine kadar olan olayları affettiğinin kabul edilmesinin gerektiği, feragat tarihine kadar olan olaylardan ötürü erkeğe kusur yüklenemeyeceği, eldeki davanın 27.07.2017 tarihinde ikame edildiği, bu tarihe kadar olan olayların dava konusu olabileceği, dava tarihinden sonra gerçekleşen olayların ancak yeni bir davaya konu olabileceği, bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde 16.01.2017 ile 27.07.2017 tarihleri arasında gerçekleşen olayların yargılama konusu olabileceği, kadının anılan tarihler arasında erkekten fiziksel şiddet gördüğünü iddia ettiği, vakıanın duruşma açılarak dinlenen tanıklar İbrahim ve Heybettullah'ın beyanlarıyla sabit olduğu, gerçekleşen olaylarda kadının kusursuz, erkeğin tam kusurlu olduğu, ortada evlilik birliğini temelinden sarsan birliğin devamına imkan vermeyen bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile davacı kadının kusur belirlemesi ve davanın reddedilmiş olmasına yönelik istinaf talebinin kabulüne, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğunun tespitine, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm tesisine, davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, yaşları itibariyle anne bakım ve gözetimine muhtaç olan, anne yanında kalmalarının üstün menfaatine olduğu sosyal inceleme raporu ile tespit edilen ortak çocukların velâyetlerinin annelerine verilmesinde üstün menfaatleri bulunduğu gerekçesi ile çocukların velâyetlerinin davacı anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, yapılan yargılama sonucunda kusursuz bulunan, boşanmayla yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile dava tarihinden itibaren geçerli olmak ve İlk Derece Mahkemesince davacı kadın için hükmedilen tedbir nafakasıyla tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere davacı kadın için aylık 400,00 TL tedbir nafakasının davalı erkekten alınıp davacı kadına ödenmesine, boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren davacı kadın için aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının davalı erkekten alınıp davacı kadına ödenmesine, dava tarihinden itibaren geçerli olmak ve İlk Derece Mahkemesince ortak çocuklar ... ve ... için hükmedilen tedbir nafakalarıyla tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere ortak çocuklar ... ve ... için ayrı ayrı aylık 300,00'er TL tedbir nafakasının davalı erkekten alınıp davacı kadına ödenmesine, boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren ortak çocuklar ... ve ... için ayrı ayrı aylık 750,00'şer TL iştirak nafakasının davalı erkekten alınıp davacı kadına ödenmesine, kusursuz bulunan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınıp davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili nafaka ve tazminat miktarları ile nafakalara artış talebi hakkında karar verilmemesi yönünden; davalı erkek vekili ise davanın kabulü yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 18.04.2024 tarihli ilamı ile hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakaları ile tazminatların miktarının az olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan hususlar yönünden ise erkeğin tüm ve kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla bozma ilamına uyulmakla, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kusurunun bulunmadığını, ekonomik durumuna göre tazminatların miktarının fazla olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının onanması gerektiğini belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozmaya uygun karar verilip verilmediği, tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.