Logo

2. Hukuk Dairesi2024/7425 E. 2024/7406 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının dosya kapsamına, bozmanın amacına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, bozma sonrası açılan istinaf duruşması nedeniyle istinaf vekâlet ücretine karar verilmemesinin yerinde olup olmadığı ve harç/yargılama giderleri hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında ve delillerin takdirinde isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş hususlara ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin mümkün olmadığı ve bozmaya uyularak karşı taraf yararına kazanılmış hak teşkil eden hususların yeniden incelenmesinin de mümkün olmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/453 E., 2024/757 K.

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm kurma

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarının az olduğundan bahisle bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarının artırılmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadına ve ailesine argo ve küfürlü kelimeler söylediğini, sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, eşyaları fırlattığını, fiziksel şiddet nedeniyle birkaç kez ayrılıp barıştıklarını, gece uyanan ortak çocuğa da şiddet uyguladığını, terapiye başladığını ancak tedaviye devam etmediğini, en son olayda porno izlemesi nedeniyle çıkan tartışmada kadına şiddet uyguladığını ve ortak evdeki eşyaları sattığını ileri sürerek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, nafakaların her yıl ÜFE oranında arttırılması ve kadın lehine yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Dava dilekçesi davalı-davacı erkeğe 01.06.2015 günü usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı-davacı erkek davaya cevap vermemiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının sürekli ailesinin yanına gittiğini, birlik görevlerini ve eşini ihmal ettiğini, hakaret ettiğini, terk etmekle tehdit ettiğini, babasının kanser hastalığında eşine destek olmadığını, çocuğu göstermediğini, ev işi yapmadığını, cinsellikten kaçındığını, kişisel temizliğine dikkat etmediğini, eve maddî katkı sunmadığını, erkeğin bir kez fiziksel şiddet uyguladığını ancak akabinde tarafların barıştıklarını, porno izleme iddialarının doğru olmadığını, erkeğin izlediği normal içerikteki yayınlar nedeniyle üç kez kulaklık ve bir kez bilgisayar parçaladığını ileri sürerek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına ve erkek lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 10.03.2017 tarihli ve 2015/157 Esas, 2017/213 Karar sayılı kararıyla; boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda eşine fiziksel şiddet uygulayan erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenebilecek kusurlu bir davranış bulunmadığı, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin ve çocuk lehine nafakalara hükmedilmesinin uygun görüldüğü, kadın lehine tazminatlara hükmedilmesinin yasal koşullarının bulunduğu ve kadının çalışmakla yoksulluğa düşmediği gerekçesi ile; erkeğin davası ve tazminat taleplerinin reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyeti anneye verilerek baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk için aylık 900,00 TL iştirak nafakası, nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına ve kadın lehine 25.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminatın, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, erkekten alınarak kadına verilmesine ve kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili tazminatlar ile iştirak nafakasının miktarı ve yoksulluk nafakası; davalı-davacı erkek vekili reddedilen birleşen dava, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 25.04.2018 tarihli ve 2017/1123 Esas, 2018/539 Karar sayılı kararı ile; boşanmaya sebep olan olaylarda eşine fiziksel şiddet uygulayan erkeğin ağır, eşinin babasının ölümcül hastalığı nedeniyle eşine destek olmayan kadının ise az kusurlu oldukları, dolayısıyla erkeğin istinaf talebinin esastan kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği, ne var ki bu sebebe göre asıl dava yönünden de yeniden hüküm kurulması zorunlu hale geldiğinden kadının istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığı gerekçesiyle; İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın için aylık 500,00 TL tedbir nafakasının ve 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminatın, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, erkekten alınıp kadına verilmesine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. İlk Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 22.05.2019 tarihli ve 2018/7542 Esas, 2019/6492 Karar sayılı bozma kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararına karşı kadın tarafından tazminatlar ile iştirak nafakasının miktarı ve yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden, erkek tarafından ise, boşanma kararını kabul ettiğini belirtmek suretiyle, birleşen davanın reddi, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar yönünden istinafa başvurulması nedeniyle kadının davasında verilen boşanma hükmünün kesinleşmiş olduğu ve erkeğin boşanma talebine yönelik davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmekle yetinilmesi gerekirken; istinaf edilmeyerek kesinleşen kadının davası ile konusuz kalan erkeğin birleşen davası hakkında yeniden hüküm kurularak boşanma kararı verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu ve yine kadının istinaf itirazlarının incelenmemesinin doğru olmadığı gerekçesiyle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesince verilen 23.10.2019 tarihli ve 2019/1379 Esas, 2019/1716 Karar sayılı karar ile; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, kadının tüm istinaf itirazlarının reddine, erkeğin istinaf itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, kadının boşanma davası istinaf edilmeksizin kesinleşmiş olduğundan erkeğin davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuğun velâyetin anneye verilmesine, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın için aylık 500,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine; boşanmaya sebep olan olaylarda eşine fiziksel şiddet uygulayan erkeğin ağır, eşinin babasının ölümcül hastalığı nedeniyle eşine destek olmayan kadının ise az kusurlu oldukları gerekçesiyle; 20.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, erkekten alınarak kadına ödenmesine, kadının yoksulluk nafakası talebinin ve erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi ve tazminatlar ile nafakaların miktarı; davalı-davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri ve kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.

3.Dairenin 14.10.2020 tarihli ve 2020/3423 Esas, 2020/4738 Karar sayılı kararı ile; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk Hatice Kübra yararına takdir edilen iştirak nafakasının ve tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yaranna takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olduğu; İlk Derece Mahkemesince verilen ara karar ile kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği ve kadının tedbir nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurusunun bulunmaması nedeniyle nafaka miktarının erkek lehine usuli kazanılmış hak teşkil ettiği dikkate alınmaksızın tedbir nafakası miktarının artırılarak aylık 500,00 TL'ye hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle; Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün tazminatlar ile iştirak nafakasının miktarı ve kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası yönünden bozulmasına, sair temyiz itirazlarının reddi ile bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu hükümlerin onanmasına karar verilmiştir.

C. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin 26.05.2021 tarihli ve 2020/1386 Esas, 2021/859 Karar sayılı kararı ile; kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası hakkındaki bozma kararına uyularak kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, ancak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) ile benimsenen istinaf kanun yolu incelemesi sonrasında artık Yargıtay’ın tamamen bir hukuki denetim ve içtihat mercii olduğu, temyiz incelemesinde maddi vakıa ve delil değerlendirilmesine girilemeyeceği, sadece hukuki denetim yapılması gerektiği, 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile temyiz incelemesinin kapsamının belirlendiği, bozma sebebi nispi nitelikte ise tespit edilen bozma sebebinin hükmü etkilemesi gerektiği, nitekim karara etki eden yargılama hatası veya eksikliklerin mevcut olması halinde bunların bozma sebebi sayılabilmesi için ayrıca hüküm sonucunu etkilemiş olmaları gerektiği, buna karşılık dava şartlarının bulunmaması veya taraflardan birinin davasını ispat için dayandığı delillerin yasal bir sebep olmadan kabul edilmemesi hallerinin ise mutlak bozma sebebi olduğu, somut olaya gelindiğinde ise Yargıtayca temyiz incelemesi sonucunda 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile düzenleme altına alınan tazminatlar ve 182 nci maddesine göre iştirak nafakası koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin hukuki denetimin yapıldığı, buna göre erkeğin kusurlu eylemleri nedeniyle kadın yararına maddî ve manevî tazminat ve ortak çocuk yararına iştirak nafakası ödenmesine karar verilmesinin doğru olduğunun Yargıtay'ın hukuki denetiminden geçtiği, bunun ötesinde tarafların belirlenen ekonomik ve sosyal durumları, tazminata esas fiillerin ağırlığı da değerlendirilerek 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi uyarınca takdir edilen nafaka ve tazminatların miktarlarına yönelik bozma yapılamayacağı gerekçesiyle; bozma kararının tazminatlar ve iştirak nafakasının miktarına yönelik kısmına direnilmesine ve tedbir nafakasına ilişkin kısmına uyularak aylık 400,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

D.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 29.03.2022 tarihli ve 2021/2-1023 Esas, 2022/403 Karar sayılı ilâmı ile; kararın 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesine göre temyiz edilemeyecek kararlardan olmadığı, aynı kanunun 369 uncu maddesine göre Yargıtay'ın Bölge Adliye Mahkemesi gibi istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı bir inceleme yetkisinden ziyade tarafların ileri sürdükleri temyiz sebepleri ile bağlı olmaksızın kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü hususları inceleyebileceği, Yargıtay'ın maddî vakıalara bağlanan sonuçları, taraflar lehine veya aleyhine hükmedilen tazminatların miktarlarını denetlemekle yükümlü olduğu, somut olayda Bölge Adliye Mahkemesinin maddi vakıa ve delilleri doğru belirlemesine rağmen bunlarla varılacak hukukî sonucu yanlış değerlendirmiş bir başka ifade ile hata yapmış olduğu, Daire kararının yerinde olduğu ve erkeğin direnme kararını temyiz etmede hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle; davalı-davacı erkek vekilinin direnme kararına yönelik temyiz isteminin hukuki yarar yokluğundan reddine ve davacı-davalı kadın vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Daire kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozularak dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesince verilen 20.10.2022 tarihli ve 2022/1269 Esas, 2022/1582 Karar sayılı karar ile; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek, davacı-davalı kadının tazminatlar ile iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf itirazının reddine ve İlk Derece Mahkemesi kararındaki tazminat ve nafaka hükümlerinin yürürlükte olduğunun tespitine karar verilmiştir.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili tazminatların ve nafakaların miktarları ile vekâlet ücreti yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.

3.Dairenin 13.04.2023 tarihli ve 2023/1309 Esas, 2023/1828 Karar sayılı kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olduğu, bozma ilâmının amacına uygun bulunmadığı, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerektiği, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, velâyeti anneye verilen ortak çocuk Hatice Kübra yararına takdir edilen iştirak nafakası miktarının az olduğu, 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına, sair temyiz itirazlarının reddi ile bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer kısımların ise onanmasına karar verilmiştir.

F. Dördüncü Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesince verilen 11.10.2023 tarihli ve 2023/1172 Esas, 2023/1477 Karar sayılı karar ile;kesinleşen kısımlar hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, iştirak nafakasının her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında arttırılarak devamına, kadın yararına şartları oluştuğundan boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî tazminat, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili tarafından tazminatların, iştirak nafakasının miktarları, harç, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden; davalı-davacı erkek vekili tarafından tazminatların ve iştirak nafakasının miktarları ile iştirak nafakası artış oranı yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.

3.Dairenin 17.01.2024 tarihli ve 2023/9570Esas, 2024/284 Karar sayılı kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olduğu, bozma ilâmının amacına uygun bulunmadığı, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerektiği, davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer kısımların ise onanmasına karar verilmiştir.

G. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla bozma ilamına uyulmakla, davacı-davalı kadın yararına yasal faizi ile birlikte 90.000,00TL maddi ve 60.000,00TL manevi tazminata, kesinleşen hususlara ilişkin yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının yargılama süreci içinde maddi açıdan mağdur olduğunu, erkeğin ise maddi durumunun iyi olduğunu, hükmedilen tazminatlar ile nafaka tutarlarının az olduğunu, yargılama giderine ilişkin hüküm kurulmadığını, vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına dair kararın yerinde olmadığını belirterek hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarı, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarlarının dosya kapsamına, bozmanın amacına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, bozma sonrası kanuni zorunluluk gereği açılan istinaf duruşması nedeniyle istinaf vekâlet ücretine karar verilmemesinin yerinde olup olmadığı, harç ve yargılama giderleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 323 üncü ve devamı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları,182 nci, 327 nci, 328 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı-davalı kadın vekilince yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.