"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/276 E., 2023/158 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, davalı ile müvekkili arasında imzalanan 10.03.2005 tarihli sözleşme gereği, davalıya toplamda 800.000 litre motorini teslim etmeyi taahhüt ettiğini ve taahhüdün yerine getirilerek 43 adet faturanın tanzim edildiğini, sözleşmenin eki niteliğindeki idari şartnamenin 45. maddesi gereğince ortaya çıkan fiyat farkının ödenmesi için davalı idareye 29.08.2005 tarihinde yapılan başvuruya karşılık idarenin talebi reddettiğini belirterek taraflar arasındaki sözleşme ve sözleşmenin eki olan idari şartname esas alınarak teslim edilen motorinden dolayı 180.765,00 TL fiyat farkı oluştuğunu ileri sürerek bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin 15. maddesi gereğince davacının teslim ettiği motorin karşılığı fiyat farkı talep edemeyeceği hususu göz önüne alınarak davanın reddine karar verilmesi talebinde bulunduğu görülmüştür.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 05.12.2012 tarihli ve 2010/292 E.- 2012/490 K. sayılı kararıyla; davacının 14/12/2002 tarihli 2002/5038 sayılı Bakanlar Kurulu kararına dayanarak fiyat farkı talebinde bulunduğu görülmüş ise de Bakanlar Kurulu kararında 01/01/2005 tarihinden itibaren petrol ürünlerinin fiyat oluşumunun düzenlenmekten vazgeçileceğini petrol ürünlerinin fiyatlarının serbest piyasa koşullarında oluşturulacağı hususunun düzenlenmiş olması ve taraflar arasındaki sözleşmede açıkça davacının fiyat farkı talep edemeyeceğinin belirtilmiş olması nedeni ile yürürlükten kalkan Bakanlar Kurulu kararı esas alınarak fiyat farkı talebini içeren davanın yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairemizin 20.01.2022 tarih ve 2021/1969 E.- 2022/235 K. sayılı ilamıyla; "sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, “taraflar arasında 10.03.2005 tarihli sözleşme yapıldığı, sözleşmeye göre davacı tarafından sözleşme konusu motorinin parça parça teslim edildiği açık olup bu husus tarafların da kabulündedir. Uyuşmazlık, davacının fiyat farkı isteyip isteyemeyeceği konusundadır. Mahkemece, “davacının 14/12/2002 tarihli 2002/5038 sayılı Bakanlar Kurulu kararına dayanarak fiyat farkı talebinde bulunduğu görülmüş ise de Bakanlar Kurulu kararında 01/01/2005 tarihinden itibaren petrol ürünlerinin fiyat oluşumunun düzenlenmekten vazgeçileceğini petrol ürünlerinin fiyatlarının serbest piyasa koşullarında oluşturulacağı hususunun düzenlenmiş olması ve taraflar arasındaki sözleşmede açıkça davacının fiyat farkı talep edemeyeceğinin belirtilmiş olması nedeni ile yürürlükten kalkan Bakanlar Kurulu kararı esas alınarak fiyat farkı talebini içeren davanın yerinde olmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Yargılama aşamasında, davalı tarafından, taraflar arasında imza edilen sözleşmenin aslı sunulmuş ve sözleşmede fiyat farkı ödenmeyeceğine dair hüküm bulunmaktadır. Anayasamızın 48 ve BK. 19 uncu maddeleri gereğince hukukumuzda akit serbestisi vardır. Taraflar, yasaya, ahlaka ve adaba aykırı olmadıkça istedikleri konuda sözleşme yapabilecekleri gibi, sözleşmeye de istedikleri hükümleri koyabilir. Akit serbestisinin sonucu olarak taraflar sözleşmeden doğan tüm yükümlülüklerini de yerine getirmelidir. Bu nedenle kural olarak davacı satıcı sözleşmenin yukarıda alınan hükümleri doğrultusunda fiyat farkı isteyemez. Ancak 5.5.2005 tarihli resmi gazetede yayımlanan ve yayımlandığı tarihte yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu Kararnamesi Petrol ürünleri için satıcıya fiyat farkı ödenmesini kabul etmiştir. Bu bağlamda 24.11.1986 tarihli ve 1986/2-2 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı gereğince davacı 5.5.2005 tarihinden önce teslim ettiği motorin için fiyat farkı isteyemezse de, kararnamenin yürürlüğünden sonraki dönemde teslim edilen motorin yakıtı için fiyat farkı isteyebilir. Yukarıdaki açıklamalar gözetildiğinde, davacı sadece 5.5.2005 tarihinden sonraki dönemde teslim edilen akaryakıt için fiyat farkı talep edebilecektir. Mahkemenin bu yönü göz ardı ederek davayı tümden reddetmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir." gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
B.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, Yargıtay ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi heyeti rapor ve ek raporunda davacının talep edebileceği fiyat farkının hesaplandığı ve dosyaya sunulan belgelere göre hazırlanıp denetime elverişli olan bilirkişi raporuna itibar edilmiş olması gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 160.188,33 TL'nin dava tarihinde itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre fiyat farkı istenemeyeceğinin kararlaştırıldığını bu nedenle kararın hatalı olduğunu belirterek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, taraflar arasında imzalanan akaryakıt satışı sözleşmesine istinaden oluşan fiyat farkı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve özellikle davacıların maddi zararlarının açıkça tespit edilerek bu rakama hükmedildiği ve bozma ilamı ile kesinleşen hususlarda yeniden temyiz incelemesi yapılamayacağı hususlarının anlaşılmasına göre mahkeme kararının isabetli olduğu görülmekle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple,
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.