"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2023/59 E., 2023/216 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen ayıplı mal davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı şirketin müteahhidi ve satıcısı olduğu Kılıçtower Projesinden 26/04/2019 tarihinde tapuda İstanbul ili, Esenyurt İlçesi, ....... Mahallesi, 2715 ada, 6 parsel 29 numaralı olarak kayıtlı bağımsız bölümü satın aldığını, taşınmazın brüt 151 metrekare ve bedelinin 715.000,00 TL olarak satışa çıkarıldığını, kendisinin toplamda 505.000,00 TL ödeyerek taşınmazı satın aldığını, ancak gerçekte 151 metrekare olan dairesinin belediye resmi kayıtlarında net 51,96 metrekare gözüktüğünü öğrendiğini, hile ile satılan ayıplı konut nedeni ile uğradığı zararın tazminine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 05.04.2022 tarihli ve 2019/485 E.- 2022/273 K. sayılı kararıyla; satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile, ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanması suretiyle hesaplama yaptırılmış ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 15.09.2022 tarihli ve 2022/734E.- 2022/1074 K. sayılı kararıyla; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 21.12.2022 tarih ve 2022/7558 E.- 2022/9671 K.sayılı bozma ilamıyla; “Dava konusu taşınmazın tapuda devir tarihi 26/04/2019, dava tarihi ise 23/12/2019 olduğundan, eldeki davanın zamanaşımı süresi içerisinde açıldığında şüphe yoktur. Dava dosyasının incelenmesinde; davacıya devredilen taşınmazın tapu satış senedinde arsa payının 6/1000 olarak belirtildiği, bağımsız bölüme ilişkin "Edinme Sebebi" kısmında 31/07/2017 tarihli yönetim planının tapuya işlendiği, hükme esas alınan 10.02.2022 tarihli son bilirkişi raporunda da, mimari proje ve ruhsata ilişkin gönderilen cd incelemesinde, taşınmazın net 51,96 m2 olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır. Ayrıca, davacının davalı tarafından verildiği iddia olunan ve dava dosyasına sunduğu imzasız kaşesiz adi yazılı belgede evin 151 m2 ve 715.000 TL üzerinden satışa çıkarıldığının gösterildiği, bunun haricinde aralarında başkaca bir yazılı sözleşme, katalog'ya da broşür bulunmadığı da görülmüştür. Hal böyle olunca, davacı taşınmazı tapuda devir aldığı esnada tapu bilgilerinden haberdar olduğu kabul edilerek, taşınmazın 151 m2 olarak satıldığı da ispat edilemediğinden, metrekare eksikliği yönünden ayıp bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.” şeklinde bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “somut olayda dava konusu taşınmazın tapuda devir tarihi 26.04.2019, dava tarihi ise 23.12.2019 olduğundan, eldeki davanın zamanaşımı süresi içerisinde açıldığında şüphe yoktur. Dava dosyasının incelenmesinde; davacıya devredilen taşınmazın tapu satış senedinde arsa payının 6/1000 olarak belirtildiği, bağımsız bölüme ilişkin "Edinme Sebebi" kısmında 31/07/2017 tarihli yönetim planının tapuya işlendiği, hükme esas alınan 10.02.2022 tarihli son bilirkişi raporunda da, mimari proje ve ruhsata ilişkin gönderilen CD incelemesinde, taşınmazın net 51,96 m2 olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır. Ayrıca, davacının davalı tarafından verildiği iddia olunan ve dava dosyasına sunduğu imzasız kaşesiz adi yazılı belgede evin 151 m2 ve 715.000 TL üzerinden satışa çıkarıldığının gösterildiği, bunun haricinde aralarında başkaca bir yazılı sözleşme, katalog ya da broşür bulunmadığı da görülmüştür. Hal böyle olunca, davacı taşınmazı tapuda devir aldığı esnada tapu bilgilerinden haberdar olduğu kabul edilerek, taşınmazın 151 m2 olarak satıldığı da ispat edilemediğinden, metrekare eksikliği yönünden ayıp bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, gerekçeli kararın alınan bilirkişi raporuna aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, satılan taşınmazdaki ayıp iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gereğince karar verilmiş olmasına, bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmamasına ve temyizin kapsamına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple,
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
25.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.