Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3896 E. 2024/1862 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıya ait yüksek gerilim hattından çıkan kıvılcım nedeniyle oluşan orman yangını sebebiyle davacı idarenin yangına müdahale masraflarının tazmini istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Orman idaresinin yangın söndürme nedeniyle yaptığı iaşe, işçi ücreti, araç ve arazöz giderleri gibi masrafların genel idare giderleri olarak nitelendirilemeyeceği, gerçek zarar kapsamında değerlendirilerek davalıdan talep edilebileceği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; 30.07.2013 tarihinde davalıya ait olan yüksek gerilim hattından çıkan kıvılcım ve elektrik direklerinden sarkan tellerin kopması neticesinde orman alanında yaklaşık 68,7 hektarlık kısmın yandığını, davalının orman yangınlarına karşı gerekli önlem ve tedbirleri almadığını, hasar raporuna göre 687.755,70 TL ağaçlandırma gideri, 132.185,00 TL yangın iaşe gideri, 108.837,00 TL araç masrafı, 600.480,00 TL arazöz masrafı ve 237.690,00 TL olmak üzere toplam 5.309.016,92 TL idare zararı oluştuğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 5.309.016,92 TL idare zararının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacı idare tarafından tutulan suç tutanağını kabul etmediklerini, yangından sonra mahallinde yapılan inceleme sonucunda mevcut enerji iletim hattında herhangi bir kopma olmadığının belirlendiğini, 46 numaralı direğin A fazı iletkeninin 171 numaralı hırdavatının kopması neticesinde iletkenin havada kaldığı ve yerden yüksekliğinin 7,5 metre olduğunun tespit edildiğini, dolayısıyla çıkan yangın ile müvekkili arasında illiyet bağı kurulamayacağını, tutulan tutanaktan da açıkça anlaşılacağı üzere yangın nedeni ile enerji iletim hattının zarara uğradığını, ayrıca yangından sonra hattın tamamının kontrol edildiğini, yangın nedeniyle hasara uğrayan hırdavatın tamamının yenilendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; yangının davalı şirkete ait olup, 154 kV enerji iletim hattındaki A fazı iletkeninin direk bağlantısına ilişkin hırdavatın kopması nedeniyle direk bağlantı izolatörü üzerinde asılı kalan iletim hattının sarkarak ağaç ve yere yaklaşması, var olan rüzgar ve kopma anındaki izolatör ağırlığı gibi etkilerle iletken telin salınım yapması ve havadan atlama biçiminde kısa süreli temaslarla iletkenliğin oluşması sonucu meydana gelen ark kaynaklı olarak meydana geldiği, iletken üzerinde ark ve parça kopma izleri bulunduğu, dolayısıyla davalı şirketin faaliyeti ile ortaya çıkan zarar arasında illiyet bağının bulunduğu, davalı şirketin kurumsal ve teknik olarak %100 oranında zarardan sorumlu olduğu, ağaç budama işlemlerini yerine getirdiğinden davacı idareye atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığı, davacının davalılardan istediği tazminat miktarının orman yangınına müdahale eden helikoptere ilişkin gideri de kapsadığı, her ne kadar yangın hasar raporunda 5 helikopterden bahsedilmiş ise de, hava uçuş takip formuna göre 2 helikopterin yangında görev aldığı, davacının dava konusu yangın nedeniyle helikopter kullanımından kaynaklanan gerçek zararının hesaplandığı, yine arazözlerin bir saatlik pompa çalışmasında yaktıkları yakıtın ekli cetvele göre belirlendiği ve hesaplandığı, denetime elverişli, bilimsel verilere ve hesaplamalara dayalı bilirkişi raporunun hükme esas alındığı, talimat mahkemesince alınan kusur ve zarar raporuna göre meydana gelen yangında davalının tam kusurlu olduğu, davacı idarenin 1.918.980,00 TL fidan zararı, 1.041.043,89 TL ağaçlandırma gideri, 107.448,45 TL ağaç zararı ve 528.436,99 TL söndürme gideri olmak üzere toplam 3.595.909,33 TL zararı oluştuğunun belirlendiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 3.595.909,33 TL'nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; davacı idarece hazırlanan rapor ile yargılama sırasında alınan raporlar arasında çelişki bulunduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda masraf kalemlerinin eksik hesaplanmış olduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili;Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı değerlendirmeler içerdiğini; oluşan zarar ile müvekkilinin faaliyet yada fiili arasında uygun illiyet bağı kurulmasının mümkün olmadığını, ağaç budama işinin müvekkili tarafından yapıldığını bu nedenle gerekçede belirtilen değerlendirmenin aslında müvekkilinin dava konusu olayda bir kusurunun bulunmadığının bir göstergesi olduğunu, dosyaya sunulan üç ayrı raporda da davacı idareye kusur yüklenmişken Mahkemece yetersiz bir gerekçeyle dava konusu olaydaki tüm kusur ve sorumluluğun müvekkiline yüklenilmiş olmasının hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığını, Mahkemece hüküm altına alınan tazminatın çok olduğunu, faiz başlangıcının dava tarihi olmasının gerektiğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya içeriğindeki, dilekçeler, tespitler, ifadeler, resimler ve raporlar dikkate alındığında, 154 kV enerji iletim hattı A fazı iletkeninin direk bağlantısına ilişkin hırdavatın kopması nedeniyle direk bağlantı izolatörü üzerinde asılı kalan iletim hattının sarkarak ağaç ve yere yaklaştığı, var olan rüzgar ve kopma anındaki izolatör ağırlığı gibi etkilerle iletken telin salınım yaptığı ve etrafındaki ağaç dalları, direk vb. doğrudan ya da yeterince yaklaşma sonucu havadan atlama biçiminde kısa süreli temaslarla iletkenliğin oluşması sonucu meydana gelen ark kaynaklı olarak orman yangının meydana geldiği, dosya içeriğindeki DSC 0235 jpg isimli resimde, iletken üzerinde ark izleri ve parça kopması izleri görüldüğü, dosya içeriğine göre sorumlu İletim Müdürlüğünce hat bakım ekiplerinin sorumluluk alanındaki tüm 154 ve 380 kV hatları yılda en az 3 (üç) defa kontrol etmekte olduğu, ağaca budama işlemlerinin yapıldığının tespit edildiği, ömürlerini doldurmuş malzemelerin tespitinin, peryodik rutin (genel olarak çıplak göze dayalı) kontroller ile yapılamayacağı, daha ileri teknikler ve envantere dayalı ömür beklentisi analizleri vb. çalışmalar ile oluşturulacak öngörülü bakım, yenileme programları ile bu tür arızaların önüne geçilebileceği, bu nedenle yangının meydana gelmesinde davalının kurumsal olarak teknik gerekçelerle %100 kusurlu olduğu, hükme esas alınan 12.09.2019 havale tarihli kusur raporunun yerinde olduğu, haksız fiilin bir türü olan orman yangınından kaynaklanan zararın tazmini için açılan davada davalının kusurlu eylemi ortaya koyulmuşken, davalının zararının ortaya çıkmasında 3. kişilerin müdahalesi ile oluşmuş olduğuna ilişkin iddiasını da ispatlayamadığı, öte yandan ormanları yangınlara kaşrı korumak, çıkan yangını en kısa sürede söndürmek, zararın büyümesini önlemek için her türlü tedbiri almak ve gereğini yapmanın da idarenin görevi olduğu, bu görevin ifası sırasında çıkan yangında meydana gelen zararın artmasına neden olacak bir eyleminin bulunduğunun ispatlanamadığı, yangına 250 söndürme işçisi, 100 mükellefin katıldığı, 100 adet mükellef için iaşe verilmesinin yasa gereği olup, mükellefler için; (13218,50 (toplam iaşe gideri) / 350 (işçi mükellef)/ X 100 (mükellef) — 3.776,71 TL iaşe bedeli hesaplandığı, araç giderleri olarak yangında 8 adet pikap, 9 adet ilk müdahale aracı, 30 adet arazöz, 12 adet su ikmal aracı, 7 adet dozer, 5 adet greyder ve 2 adet treylerin görev aldığının dosya içerisindeki yangın sicil fişinden ve yangın hasarat raporundan anlaşıldığı, yangın hasarat raporunda, yangında kullanılan pikap, ilk müdahale aracı, arazöz, su ikmal aracı, dozer, greyder ve treyler için, 139 saat üzerinden, yazılı cetvelde yer alan akaryakıt, yağ dahil kira bedeline göre gider hesabı yapıldığı, ancak zarar görenin ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebileceği, bu nedenle Orman Yönetimi tarafından İdareye ait araçlardan kira bedeli talep etmesinin gerçek zarar ilkesine aykırılık oluşturduğu, sadece "beklenmeyen külfet" olarak, akaryakıt ve yağ giderlerinin hesaplanması gerektiği, yangın sicil fişinde yangının 30.07.2013 günü saat 15.55'te çıktığı, saat 16.05'te ilk müdahalenin yapıldığı ve 31.07.2013 günü saat 08.00'da kontrol altına alındığının yazılı olduğu, buna göre ilk müdahaleden yaklaşık 16 saat sonra yangın kontrol altına alındığı, bundan sonraki evrenin, yeniden parlamasına fırsat verilmeyerek gözetim altında tutmak olduğu, yangına ilk müdahaleden tamamen söndürülmesine kadar da 136 saat geçtiği, orman yönetimi tarafından düzenlenen yangın hasarat raporunda, yazılı araçların yangında 139 saat çalıştığının varsayıldığı, yangında görev alan araçların 139 saat çalışmasının hayatın olağan akışına ters düştüğü, yine yangın işçi gideri olarak, Orman Yönetimi tarafından, yangına katılan 250 adet yangın söndürme işçisi için 237.690,00 TL giderin hesaplandığı, zarar görenin zararı giderebilmek için kendi çalıştırdığı işçilere ve araç sürücülerine ödediği ücretler ile araç yakıt giderlerinin genel idare giderleri olup, haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderler olduğu, bunların zararla bir ilgisinin bulunmadığı, özel olarak adam tutulup çalıştırıldığı kanıtlanmadıkça haksız fiil meydana gelmeseydi dahi yapılacak bu nitelikteki giderlerin zarar kapsamına dahil edilemeyeceği, yangına katılan söndürme işçilerinin davacının kendi işçileri olduğu, gerekçesiyle, istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, orman yangını nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 49 vd. maddeleri.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.04.2023 tarihli ve 2022/3-722 E., 2023/294 K. sayılı ilamı,

3. Emsal nitelikteki Dairemizin 27.04.2022 tarihli ve 2022/2114 E., 2022/235 K. sayılı ilamı.

3. Değerlendirme

1. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Kanun'un 49 uncu maddesinde; ''Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.

Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.'' hükmü yer almaktadır.

Haksız fiil, kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar verilmesidir. Bir haksız fiil sonucu zarara uğrayan kimse, uğradığı zararın tazminini bu haksız fiilden sorumlu olan kimseden veya kimselerden talep edebilir. Haksız fiilden söz edilebilmesi için 6098 sayılı Kanun'un 49 uncu maddesine göre şu dört unsurun birlikte bulunması zorunludur: Öncelikle hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, bu fiili işleyen kusurlu olmalı, kusurlu şekilde işlenen ve hukuka aykırı olan bu fiil nedeniyle bir zarar doğmalı ve sonuçta doğan zarar ile hukuka aykırı fiil arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. Bu unsurların tümünün bir arada bulunmadığı, bir veya birkaç unsurun eksik olduğu durumlarda haksız fiilin varlığından söz edilemez.

2. Tazminat hukukunun bir ilkesi olarak, sorumluluk şartları gerçekleştiği takdirde, zarar veren, zarar görenin mal varlığında oluşan eksilmeyi gidermekle yükümlüdür.

3. Orman İdaresinin; ormanlık alanlarda veya bu alanlara sıçrama olasılığına karşı özel mülkiyete konu taşınmazlarda çıkan yangınların söndürülmesi nedeniyle yapmış olduğu; iaşe giderleri, yangında çalışan işçilere (toplu iş sözleşmesi vb. nedenlerle) ödediği tazminatlar, yangın yerine ulaşım için kullandığı araçlar ile yangını söndürmede kullandığı arazöz, dozer ve diğer hava araçları nedeniyle yaptığı giderlerin; gerek haksız fiilin meydana gelmesi, gerekse bu haksız fiilden kaynaklanan zararın daha da büyümemesi için yapılmış olduğu gözetildiğinde, orman idaresinin yapmış olduğu iş bu giderlerin tamamını gerçek zarar ilkesi kapsamında haksız fiilin sorumlularından isteyebileceği, diğer bir anlatımla; bu giderlerin, genel idare giderleri olarak kabul edilemeyeceği hususu, yukarıda yer verilen Hukuk Genel Kurulu ve Dairemiz ilamları ile kabul edilmiştir.

4. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava, orman yangınına neden olunması sonucunda yangına müdahale nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacı idare dosya kapsamı itibariyle davalının kusuru ile meydana gelen yangına müdahale etmiş; yapılan işçi, araç, arazöz ve helikopter, uçak masraflarının davalıdan tazminini istemiştir.

Hal böyle olunca İlk Derece Mahkemesince; davaya konu edilen yangın nedeniyle davacı idarenin yapmış olduğu bu giderlerin tümünü gerçek zarar ilkesi uyarınca davalıdan isteyebileceği nazara alınarak, gerekirse görüşüne başvurulan bilirkişiden ek rapor alınması suretiyle davacı idarenin davalıdan isteyebileceği zarar miktarının belirlenmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hatalı karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.