Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4141 E. 2024/2590 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3072 E., 2023/542 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2019/856 E., 2022/634 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit, ipoteğin kaldırılması ve takibin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin 2 adet daire satın almak için binanın müteahhidi

... Adi Ortaklığı şirket yetkilisi ... ile görüşme yaptığını, peşinat ödemesinin ortak olduğu bildirilen davalının hesabına

yatırılmasının istemesi üzerine, müvekkilinin eşi tarafından peşinat ödemesi

yapıldığını, devir

işlemlerinin davalı üzerinden “biz ortağız” diyerek gerçekleştirildiğini, dairelere karşılık muhtelif vadeleri içeren çekler ve senetlerin teslim

edildiğini, ayrıca her iki taşınmaz için de ayrı ayrı 410.000,00 TL teminat ipoteği konulduğunu, davalının da, ipoteğin satış işlemi karşılığı alınan muhtelif çek ve senetlerin ödenmesinden sonra kaldıracağı

sözünü verdiğini, her iki daire için peşinat, tapu harcı ile verdiği çek ve senetler

dahil daire bedelini 1.154.500,00 TL olarak ödediğini, ancak müvekkilin eşinin işlerinin iyi gitmemesi

üzerine 26 nolu daireyi iade ettiğini ve daire bedeline karşılık gelen toplamda 665.000,00 TL'lik

çekin kendisine iadesi konusunda davalı ile anlaşmaya varıldığını, davalının 200.000,00 TL bedelli çek haricinde diğer çekleri iade ettiğini,

iade etmesi gereken 200.000,00 TL bedelli ve 15.12.2018 tarihli çeki iade etmediği gibi, muaccel

hiçbir alacağı olmadığı halde 448.000,00 TL değerinde müvekkili aleyhine haksız icra takibi başlattığını ileri sürerek; ipoteğin paraya çevrilmesi

yolu ile başlatılan takibin iptaline, 29 bağımsız bölüm üzerine koyulan ipoteğin

kaldırılmasına, bedelsiz kalan ve iade edilmeyen çek yönünden müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacının iddialarının doğru olmadığını, 05.01.2018 tarihinde 26 ve 29 numaralı dairelerin satışı için anlaşıldığını, bir kısım peşin bir kısım çek ve senet alındığını, 10.01.2018 tarihinde satış ve ipotek işlemlerinin gerçekleştirildiğini, ipotekle teminat altına alınan kısma ilişkin ödeme yapılmadığını, davacı tarafından 369.741,72 TL ödeme yapıldığını, dava dilekçesindeki 25.000,00 TL ve 150.000,00 TL miktarında iki çekin davacının babası ve eşinin satın aldığı altınlara ilişkin olduğunu, bir kısım çeklerin karşılıksız çıktığını, davacının karşılıksız kısma ilişkin ödeme yapamayacaklarını ve 26 numaralı daireyi iade etmek istediklerini bildirdiğini, 07.11.2018 tarihinde yeniden anlaşma yapıldığını, dava dilekçesinde dahi borçlu olduklarını ikrar ettiklerini, dava konusu çekin müvekkilinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalıya teslim edilen senetlere binaen işbu davanın açıldığı, davacının davalıya ödemelerine ilişkin havalelerinin bulunduğu, dosyada bulunan 26 ve 29 nolu daireler üzerindeki ipotek tesisine ilişkin 10.01.2018 tarihli resmi senette de taşınmaz malikinin davalı olması, aynı gün taraflar arasında düzenlendiği anlaşılan bir sayfadan ibaret ve 10.01.2018 tarihli sözleşmede çek ve senetlerin bağımsız bölümlere karşılık olarak verildiğinin ve ödemeler tamamlandıktan sonra bağımsız bölümler üzerine konulan ipoteklerin kaldırılacağının yazılı olduğu, bu akdin davacı ile davalı tarafından imzalandığı, imzanın davalı tarafından inkar edilmediği, dolayısıyla davacının ipoteğin fekki talebinin de davalıya karşı yöneltilebileceği, dava konusu 200.000,00 TL bedelli senedin de bu amaçla verildiği, sözleşmede sonradan değişikliğe gidildiği ve 26 nolu dairenin iadesi ile sadece 29 nolu dairenin satışının yapılmasına karar verildiği, somut olayda davacı ile davalı arasında 29 nolu dairenin satışına ilişkin yeni bir sözleşme ilişkisinin de kurulmadığı, bu durumda davalının sözleşme bedelinde değişiklik yapıldığına ilişkin beyanların geçerli olmayacağı, davacıya ait 29 nolu bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin teminat niteliğinde kurulduğu, kötüniyetin ispatlanmadığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile dava konusu 200.000,00 TL bedelli bir adet çekten dolayı davacının borçlu olmadığının ve söz konusu çekin davacı yönünden geçersiz olduğunun tespitine, İstanbul Anadolu 5. İcra Müdürlüğü'nün 2019/2414 Esas sayılı takip dosyasında davacının borçlu olmadığının tespitine, 29 nolu bağımsız bölüm üzerinde davalı lehine tesis edilen 410.000,00 TL bedelli ipoteğin fekkine, kötüniyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; davaya konu 15.12.2018 tarihli Akbank'a ait Z9096972 nolu 200.000,00 TL bedelli bir adet çekten dolayı müvekkilin davacıya borçlu olmadığından iade edilmesinin gerektiğini, müvekkilin bu çek nedeniyle sahip olduğu 200.000,00 TL'lik alacağını söndürecek mahiyette hüküm kurulamayacağını, davalı haksız ve kötüniyetle icra takibini başlattığını, kötü niyet tazminatı talebinin reddedilmesinin yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili; belgelerin borç ödeme belgesi olmadığını, davalının imzasının ve kabulünün bulunmadığını, ödeme iddiasının müvekkilinin alacağından mahsup edilemeyeceğini, imzadan sadece şirketin sorumlu olduğunu, müvekkilinin şahıs işletmesi olmadığını, dosyaya sunulmuş olan çeklerde davacının adının ve cirosunun yer almadığını, davacının ( borçlunun) ipotek borcuna karşılık herhangi bir ödeme yapmadığını, müvekkilin 410.000,00 TL + faizli ipotek alacağının ödenmediğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının delilleri arasında yer alan 10.01.2018 tarihli adi yazılı belge ile dava konusu 26 ve 29 nolu bağımsız bölümlerin çek ve senet ile satıldığı, çek ve senetler ödendikten sonra satıcı davalının daireler üzerinde bulunan ipoteğin tamamını kaldıracağını taahhüt ettiği, belge altındaki imzaların taraflara ait olduğu, davalı ilgili çekleri kendisinin tahsil etmediğini belirtmekle birlikte çek arkasında tahsil cirosu bulunan ...'ın bildirdiği ... Sokak no: 46 adresinin davalı ...'in adresiyle aynı olduğu, çeklerin her iki dairenin bedeli olarak davalıya verildiği, akabinde 26 nolu dairenin iade edildiği ve eldeki bir kısım senetlerin bedelsiz kaldığı, dosya kapsamında toplanan delillerle bunlardan dosyaya konu 200.000,00 TL bedelli kambiyo evrakının davacıya iade edilmediği, davacının bunların altın alışverişi karşılığında alındığına ilişkin iddiasının dosyada yazılı sözleşmeler uyarınca itibar edilemez nitelikte olduğu ve kanıtlanamadığı, bilirkişi tarafından hesaplanan bedelde tapu harçlarının da bulunduğuna yönelik itiraz edilmiş ise de 26 nolu dairenin devir sırasında tapuda gösterilen değerinin 410.000,00 TL olduğu, Mahkemece hüküm altına alınan bedelin 44.000,00 TL olan harçlar çıktıktan sonra dahi bu miktarın üstünde kaldığı gerekçesiyle, tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, daire satışından kaynaklanan ipoteğin kaldırılması, takibin iptali ve çek nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 72 nci maddesi

3. Değerlendirme

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine, kararda belirtilen gerekçeye ve yukarıda yer verilen hukuk kurallarına göre; dava konusu çekin iadesine ilişkin talebin mevcut olmadığı, çek yönünden davacının talebi doğrultusunda menfi tespit hükmü kurulduğu, davalı tarafın kötüniyetinin ispatlanmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Harçtan muaf olan davacıdan peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.09.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.