Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4893 E. 2024/2954 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıya borç olarak verildiği iddia edilen paranın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve bakiye alacağın tahsili talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, ispat yükü kendisinde olmasına rağmen, parayı davalıya borç olarak verdiği hususunu yemin ve tanık delili sunmaksızın ispatlayamaması ve davalının kötüniyetli olduğuna dair de bir ispat sunulamaması gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/363 Esas, 2023/255 Karar

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde birleştirilerek görülen ve istinaf incelemesinden geçen itirazın iptali/alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA:

Asıl davada davacı vekili; müvekkilinin davalıdan olan alacaklarının bir kısmının tahsili amacıyla ihtarname ile 03.10.2017 tarihli sözleşmeden kaynaklanan 400.000,00 TL borcunu istediğini, ihtarnameye verilen cevapta paranın davalıya başkasının borcu için verildiğini beyan ettiğini, şimdilik 50.000,00 TL alacağının tahsili için icra takibi başlattığını, itiraz üzerine icra takibinin durduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalının itirazının iptaline ve icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.

Birleşen davada davacı vekili; davalının, müvekkilinin kardeşinin gelini olup sahibi olduğu eczanenin borçlarının ödenmesi için müvekkili tarafından davalıya borç para verildiğini, dava dışı ...’in davalının eşi olup davalı yanında sigortalı olarak çalıştığını, davalının imzasını taşıyan belgede de 400.000,00 TL borç para aldığını kabul ettiğini savunarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 350.000,00 TL’nin ihtarname tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Asıl ve birleşen davada davalı vekili; davacının gönderdiği ihtarnameye müvekkilinin verdiği cevapta itirazlarını bildirdiğini, davacı tarafından başlatılan icra takibinin haksız olduğunu, borcu bulunmadığını, verildiği iddia edilen paranın müvekkiline değil boşanmakta olan eşine aynı zamanda davacının yeğeni olan ...'e kumar ve kredi kartı borçları nedeniyle verildiğini, müvekkilinin de şahit olarak sözleşmeyi imzaladığını, sözleşmedeki miktar kısmının sonradan yazıldığını, sonradan eklenen, üstü çizili olan kelimede paraf olmadığını, müvekkilinin eşine boşanma davası açması üzerine davacı ve ailesinin müvekkiline husumet beslediğini, kabul etmemekle birlikte sözleşmenin şarta bağlandığını ve şartın henüz gerçekleşmediğinden vadenin de gelmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 23.12.2020 tarihli ve 2018/36 E., 2020/377 K. sayılı kararıyla; asıl davanın kabulüne, icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, birleşen davanın kabulüne, 350.000,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin anılan kararıyla; davalı tarafça takibe dayanak adi yazılı belge altında bulunan imzanın inkar edilmediği, borçlu imzasını inkar etmediğinden artık takibin dayanağı belgenin İİK'nın 68. maddesinde tarif edilen "imzası ikrar edilen belge" niteliğinde olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, davalının cevabi ihtarnamede paranın verildiğini ikrar edip bunun başkasına gönderildiğini yasal delillerle ispatlayamadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin anılan kararına karşı davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 10.10.2022 tarihli ve 2022/5575 E., 2022/7496 K. sayılı ilamıyla; "taraflar arasında imzalanan adi yazılı sözleşmede; ''23.10.2017 tarihinde ... ile ... Eczanesi sahibi ... 'e ... tarafından verilen paraların 400.000,00 TL(dört yüz bin Türk Lirası) karşılığı ... Eczanesi ...'a devredilmiştir.'' denildiği, sonrasında ''devredilmiştir'' ibaresinin üstünün çizilerek ''borçlanmıştır'' ibaresinin yazıldığı, yapılan bu düzeltmenin sözleşmenin taraflarınca ayrıca onanmadığı ve davalının da davacı tarafa borçlandığı hususunu inkar ettiği ve yapılan düzeltmeyi kabul etmediği anlaşıldığından, mahkemece HMK'nın 207. maddesi hükmü göz önüne alınarak, imzalanan sözleşmede ''devredilmiştir'' ibaresinin geçerli olup, sonradan eklenen ''borçlanmıştır'' ibaresinin ise geçersiz olduğu kabul edilerek, taraflar arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle, İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında imzalanan adi yazılı sözleşmede yer alan ''devredilmiştir'' ibaresinin üstünün çizilerek ''borçlanmıştır'' ibaresinin yazıldığı, yapılan bu düzeltmenin sözleşmenin taraflarınca ayrıca onanmadığı ve davalının da davacı tarafa borçlandığı hususunu inkar ettiği ve yapılan düzeltmeyi kabul etmediği, davacının borç verdiği iddiasını ispatlamakla yükümlü olduğu, davacının borç verdiğine ilişkin yazılı bir delil sunmadığı, sunmuş olduğu delil başlangıcı açısından tanık deliline dayanmadığı, dosyaya iddiasını ispatlayacak somut deliller sunmadığı, eczanenin devrine ilişkin sözleşmeninde ifa imkansızlığı nedeniyle baştan itibaren geçersiz olduğu, davacının dava dilekçesinde yemin deliline dayanmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili; deliller toplanmadan, tanıkların dinlenmeden karar verildiğini, ıslah dilekçesinin kabul edilmesi ve sözleşmedeki devretmiştir ibaresi ayakta olduğuna göre o tarihte eczanede bulunan eşya ve ilaç bedellerinin verilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

2.Katılma yoluyla davalı vekili; Kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl davada borç olarak verildiği iddia edilen paranın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve takibin devamına, birleşen davanın ise bakiye alacağın tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi,

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi.

3.04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayı ile 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkân

bulunmadığı, ispat yükü üzerinde bulunan davacının yemin ve tanık deliline açıkça dayanmadığı, parayı davalıya borç olarak verdiği hususunu kanıtlayamadığı ve davacının kötüniyetli olduğu hususunun davalı tarafça ispatlanamadığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,

10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.