Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4926 E. 2024/3573 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kiralanan depoda meydana gelen sel baskını sebebiyle eşyaların zarar görmesi nedeniyle kiraya verene karşı açılan itirazın iptali ve tazminat davasında kiraya verenin sorumluluğunun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, hasarın oluşumunda kiraya verenin kusurunun olmadığı, davacı tarafından su baskınını önleyici duvarın kaldırılıp kapı yapılması sebebiyle hasarın meydana geldiği ve davalı ASKİ'nin de gerekli önlemleri aldığı gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1129 E., 2023/1390 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 4. Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/62 E., 2020/1298 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalıların bir kısmının kat maliki oldukları apartman yönetimi tarafından 12.04.2014 tarihli karar ile apartmanın bodrum katının depo olarak kullanılmak üzere müvekkiline kiraya verildiğini, 06.06.2014 ve 07.06.2014 tarihlerinde Adana ilindeki sağanak yağışta kiralanana su dolması nedeniyle depoda bulunan elektrik tesisat malzemesinin kullanılamaz hale geldiğini, Adana 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/33 Değ.İş sayılı dosyasında zararın KDV dahil 249.739,84 TL olduğunun tespit edildiğini, raporda bir kısım malzemenin tamamen kullanılamaz olduğu belirlenirken bir kısım malzemenin ise 2. el olduğunun belirlendiğini, ancak 2. el niteliğindeki malzeme de satılamadığından zararın delil tespiti raporunda belirtilen miktardan çok daha fazla olduğunu, davalılara ihtarname gönderildiği hale müvekkilinin zararının giderilmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını, kiralanan otopark olduğu halde buna dair müvekkilinin bilgilendirilmediğini, davalı kat maliklerinin bina sahibinin sorumluluğu ve haksız fiil esaslarına göre, diğer davalıların ise haksız fiil esasları uyarınca müştereken ve müteselsilen sorumlulukları bulunduğunu ileri sürerek icra takibindeki borçlular yönünden itirazın iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, takipte saklı tutulan bakiye zarar yönünden tazminat davasının kabulüne, ... yönünden ise zararın tamamı ile ilgili tazminat davasının kabulüne, alacağın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan sorumlulukları oranında tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı bir kısım kat malikleri vekili; kira sözleşmesinde kiraya veren olarak Barış apartmanı yönetimi bulunduğundan müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini, kiralanana daha önce de su bastığından duvardan set örüldüğünü, ancak davacı tarafça araçların depo içerisine girmesinin sağlanması amacıyla setin yıkıldığını, saç profilden kapı yapıldığını, kapının selde parçalandığını ve suyun depoya dolduğunu, bu şekilde apartmanın da zarar gördüğünü, davacının basiretli tacir gibi davranması gerektiğini, yoğun yağış nedeniyle doğal afet ilan edildiğinden müvekkillerinin kusur ve sorumluluğu bulunmadığını savunarak, davanın reddi ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

2. Davalı ... vekili; 2560 sayılı Kanun uyarınca diğer davalı ... müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğine haiz bir kuruluş olduğundan müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkiline karşı hizmet kusurundan kaynaklı açılan davada görevli mahkemelerin idari yargı yeri olduğunu, sel nedeniyle illiyet bağının kesildiğini, delil tespiti raporunun hükme esas alınamayacağını, davacı yönünden kusur değerlendirmesini içermediğini, otopark olarak planlanan kiralananın depo olarak kullanılması ve depoya su girişini engelleyen çatı ve sundurma bulunmamasından ötürü kusurlu olanın davacı olduğunu, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

3. Davalı ...; maliki olduğu işyerini önceki malikten 04.08.2014 tarihinde satın aldığını, selin bu tarihten önce meydana geldiğini, sorumluluğu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

4. Davalı ASKİ vekili; delil tespiti sonrası düzenlenen bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, tazminat için kusur belirlenmesi gerektiğini, itirazın iptali ve tazminat davasının birlikte görülemeyeceğini, itirazın iptali davasına dayanak icra takibinde taraf olmadıklarını, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, davaya konu yeri bodrum katta bulunmakta olup otopark olarak planlandığını ve depo olarak kiralandığını, kat maliklerinin kullanım amacına aykırı kullanımdan sorumlu olduklarını, su akıntısını engelleyecek set, çatı ve sundurma bulunmadığını, kanalizasyon bakım ve onarımının eksiksiz yerine getirildiğinden sorumluluğu bulunmadığını, tazminat miktarının da fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hükme elverişli bilirkişi raporuna göre, davalı ASKİ açısından taşınmazın bulunduğu yerdeki yağmur suyu ve kanalizasyon giderleri ile bunlara bağlantılı yeterli sayıda ve ebatta yağmur suyu ızgaralarının olması nedeniyle davalılar ASKİ ve Adana Büyükşehir Belediyesinin kusurlarının olmamasından dolayı sorumluluklarının bulunmadığı, otopark alanında depo olan kiralananın ticari maksatla kullanılmasının İmar Kanunu, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği, İş Yeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğe ve benzeri mevzuatlara uygun olmadığı, kiralananın depo olarak kullanılmaya müsait olup olmadığının araştırmasının basiretli bir tacir gibi hareket etme yükümlülüğüne sahip olan davacı üzerinde olduğu, kira sözleşmesinde kiraya veren apartman yönetimince karşılaşılabilecek maddi ya da hukuki sorunlara karşı bir garantörlük üstlendiğine dair sözleşme hükmü bulunmadığı, kiraya verenin temel borcunun teslim borcu olduğu ve bu teslim borcunun yerine getirildiğinin belirtildiği, dosya kapsamındaki delillerin değerlendirilmesinde dinlenilen tanıkların beyanlarıyla sabit olduğu üzere taşınmazın kiralanan bölümünde kiralanmadan önce, davacının daha sonradan saç aksamlı olarak yaptırdığı kapının yerinde yerden yüksekliği yaklaşık 50-60 cm bir duvarın bulunduğu, bu duvarın yağmur sularını engellemesi için apartmanca yaptırıldığı, davalı tarafından süresinde sunulan delil dilekçesinde duvarı gösteren fotoğraflar bulunduğu, davacının bu duvarı kaldırıp yerine su geçirmeye müsait kapı yaptırması nedeniyle kusurlu olduğu gerekçesiyle, davanın ve kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; bilirkişi raporunu hazırlayan heyette yer alan hukukçu bilirkişinin tarafsız olamayacağı belirtilerek değişiklik yapılması talebinin reddedildiğini, inşaat mühendisi bilirkişinin uzmanlık alanına giren konularda da hukukçu bilirkişinin değerlendirmede bulunduğunu, kiralananın sözleşmede kararlaştırılan amaca uygun kullanımının sağlanması hususuna değinilmediğini, olay tarihinin esas alınmadığını, su baskınına ASKİ tarafından yeterli önlem alınmamasının neden olduğunu, olay günü kiralanan dışında diğer iş yerlerini de su basmasının önlem alınmadığını gösterdiğini, sorumluluğun tacir sıfatına dayandırılmasının doğru olmadığını, su baskını konusunda müvekkilinin uyarılmadığını, kiralananın kullanıma elverişli şekilde teslimi gerektiğini, sonradan yaptırılan kapıdan kiraya verenin haberdar olduğunu, depoya girebilmek için iki kapı bulunduğunu, suyun bu kapılardan da geçerek depoya ulaştığını, dürüst davranılmadığından zararın tamamından sorumlu olduğunu, kabul etmemekle birlikte müvekkilinin kusuru bulunsa da bu durumun kiraya verenin kusurunu ortadan kaldırmadığını, kiralananın depo mu otopark mı olduğunun bilinmesinin mümkün olmadığını, bu noktadaki sorumluluğun kiraya verene ait olduğunu, kat maliklerinin kusursuz sorumlu bulunduğunu, olay tarihinde duvarın tamamının yıkılmadığını, havalandırma bacasından da kiralanana su girdiğini belirterek, hükmün kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince alınan denetime elverişli bilirkişi heyeti raporunda da belirtildiği üzere depo olarak kullanılan bu yerin yönetim tarafından kiraya verilmesi ile ilgili olarak kat malikleri olan davalıların hasarın meydana gelmesinde kusurlarının bulunmadığı, yine harici su baskını yönüyle davalılardan Adana Su ve Kanalizasyon İdaresinin de gerekli önlemleri almış olması nedeniyle kusurunun bulunmadığı, hasarın meydana gelmesinin sebebinin davacı tarafından öncesinde su baskınını engelleyici şekilde bulunan duvarın kaldırılarak depoya giriş kapısı olarak tadilat yapılmış olduğunu, hasarın meydana gelmesinde davalıların kusurlarının ve zararının tazmininden sorumluluklarının bulunmadığı belirtilerek davalı ... Başkanlığına yöneltilen dava dışında davanın esasına dair redde yönelik kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı; davalılardan Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığına yöneltilen dava ile ilgili olarak davalının hizmet kusuruna dayanılarak tazminat istenildiği, idarenin hizmet kusurundan doğan zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesi gereğince ilgili idareye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerektiği, buna göre davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken davanın esası hakkında karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden davanın davalılardan ... yönünden yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle usulden; diğer davalılar yönünden esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar etmiş, ayrıca istinaf talebi kabul edilerek hüküm kaldırılmakla beraber aleyhe kurulan gerekçeyle davalılar lehine vekalet ücretine hükmedildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ASKİ vekili; davanın kabulüne karar verildiğini, kiralanan depo otopark olarak projelendirilen alanda bulunduğundan İdarenin maddi ve hukuki sorumluluğu bulunmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kiralanandaki eşyaların sel baskını nedeniyle zarar gördüğü iddiasıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali ve tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 60, 69, 112 ve 301 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçeye, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğunun anlaşılmasına ve istinaf başvurusunun reddi halinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup, İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen ve aleyhine de yeniden hüküm kurulmayan davalı ASKİ vekilinin temyiz hakkı bulunmadığının anlaşılmasına göre; davacı ve davalı ASKİ vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı ASKİ vekilinin temyiz isteminin usulden reddine,

2. Davacı tarafça temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.